0.8

372 52 45
                                    

Merhaba, herkese mutlu, huzurlu ve güzel yıllar diliyorum.

İyi okumalar <3

İyi okumalar <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

2022, Busan

Acı.
______________________________________

Park Jimin

Birkaç saat.

Birkaç saat sonra yeni bir yıla giriyorduk. Onlarsız yeni bir yıl daha. En son yılbaşını Roséanne ve Mina ile kutlamıştım.

Şimdi ise Jeon Jungkook'un organize ettiği yılbaşı partisindeydim. Bu gece ona asla unutamayacağı bir sürpriz hazırlamıştım. Ve bu yapacağım şey gizli kalacaktı mesleğim gereği.

"Şurada bir kadın var, sana çam ağacını götüne sokacakmış gibi bakıyor."

Bakışlarımı Sungwoon'un sesi ile kadına çevirdim. Nefret ve öfke dolu bakışlarını bana hedeflemişti.

Kim Jennie.

O da herkes gibi Kim Taehyung'un ölümünü benden biliyordu.

Sungwoon bana bakıp derin bir nefes aldı. "Jimin, bundan emin miyiz? Çok ağır olmaz mı?"

Elimdeki içkiyi kafama dikmeden mırıldandım. "Roséanne ve Mina'ya yaptıkları hafif miydi?"

Bir şey demeden önüne baktı. Bir süre sonra Lalisa gelmişti. Jeon, Lalisa'nın gelmesiyle tüm ilgisini ona yöneltmişti. Yoğun bakışlarıyla yanındaki adamları unutmuş sadece ona odaklanmıştı.

"Lalisa onu etkisi altına almış."

Konuşmam ile Sungwoon bana döndü. "Ya Lalisa'yı araştırırsa?"

Başımı iki yana salladım. "Lalisa, sadece bana yardımcı olan bir arkadaşım. Onun mesleği şu anlık gizli, kimliği de öyle. İstediği kadar araştırabilir, hiçbir şey bulamaz."

"Vay anasını be."

Bir süre sonra Sungwoon ayağıya kalkmış ve nereye gittiğini söylemeden uzaklaşmıştı. Büyük ihtimalle bakıştığı bir kızın yanına gidiyordu.

Nefesimi sertçe dışarıya verip siyah gömleğimin bir iki düğmesini açtım. Siyah saçlarım alnıma doğru dökülüyordu.

"İyi misiniz?"

Duyduğum sesle bakışlarımı karşıma çevirdim. Sarı saçları ve beyaz bir elbise ile karşımda Koreli olmayan bir kadın duruyordu.

"İyiyim, teşekkür ederim."

Gülümsedi. "Yanlış anlamayın, ama geldiğinizden beri böylesiniz. Nefes alamıyormuş gibi duruyorsunuz."

Sırıttım. Alamıyordum zaten ve bunun bu kadar belli olduğunu bilmiyordum.

"Sorun yok, dediğim gibi."

Tebessüm edip elini uzattı. "Mina ben, Myoui Mina."

Duyduğum isimle yutkundum ve titremeye başlayan ellerimi arkamda birleştirip saklamaya çalıştım. Sadece ismi duymak bile beni mahvetmişti.

Kafamın içinde yankılanan küçük kızımın sesi ile gözlerim acıyla kısıldı. Aldığım nefes tamamen kesilmişti.

"Baba!"

"Baba kurtar beni! Bu abiler çok korkutuyor beni!"

"Baba lütfen!"

"Baba, annem neden uyanmıyor?"

Nefes nefese bir şekilde gözlerimi açtığımda karşımdaki kadın şaşkınca bana bakıyordu. Hızla yanından ayrılıp koşmaya başladığımda, Sungwoon beni farkedip peşimden geliyordu.

"Jimin! Abi dursana!"

Partinin düzenlendiği otelden koşar adımlarla çıktığımda gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu. Soğuk havaya rağmen içimdeki yangın bir türlü sönmüyordu.

Biri hızla kolumu tuttuğunda hala nefes nefeseydim. Sungwoon yaklaşıp ensemden tutarak kafamı omzuna yatırdı ve sarıldı.

"Sakin ol, kardeşim. Geçti, tamam mı?"

Kendimi tutamayıp hıçkırarak ağlamaya başladığımda içimdeki acıyı haykırarak dışarıya yansıtmaya çalışıyordum.

Titreyen sesimle konuştum. "Bu akşam o herifin işini bitirelim."

Her ne olursa olsun, bu gece onun acıyla yıkacaktım.

-

Partiye geri döndüğümüzde biraz da olsa sakinleşmiştim. Mina adındaki kadın endişeli bakışlarıyla bana bakarken aklımda olan tek şey, Jeon'a yapacağım sürprizdeydi.

Yeni yıla girmemize birkaç dakika kala bakışlarımı Jeon'a çevirdim. Hala Lalisa'ya bakıyordu. Düşmanları onu hedef almasın diye yanına yaklaşamıyordu.

Elimi kulağımdaki kulaklığa götürüp konuştum. "Şimdi."

Otel koca bir karanlığa gömüldüğünde insanlar kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı. Aniden koca ekranda bir kadın belirdiğinde Jeon'un dudakları aralandı. Lalisa da bakışlarını bana çevirdiğinde ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.

Ekrana bir adam daha belirdiğinde Jeon donmuş bir şekilde olanları izliyordu. Kadının elleri ve ayakları bir sandalyeye bağlanmıştı. Bu videoya zor da olsa ulaşabilmiştim.

Ses yoktu ama izleyen kişinin acısı büyüktü. Gülümsedim Jeon'un gözlerindeki acıyı izlemeye devam ettim.

Adam elindeki silah ile ağlayan kadına yaklaşıp hiç.düşünmeden kafasına sıktı. Oteldeki insanlar çığlık atarken Jeon'un gözlerinden yaşlar yanaklarına doğru süzüldü.

Ve dudaklarından tek bir kelime döküldü.

"Anne."

Jeon Jungkook, kendisini yıllar önce terk ettiğini düşündüğü annesinin ölümünü izlemişti.

Tıpkı benim gibi.

-

nasildi?

doomed to pain Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin