Birinci Ay

333 42 21
                                    

Rüzgar
Söylediklerinde haklıydı.Hep namağluptum ben onla tanışana kadar.İlk ve tek mağlubiyetim olmuştu benim hem de en iyi olduğum konularda.Hiç bir zaman ona mağlup olduğum için üzülmedim.Aşk kocaman bir mağlubiyet değil miydi zaten?
Elena
Rüzgar söylediğimde kaskatı olmuştu.Birşeyler düşünüyor gibiydi.Aldırmadım ne de olsa birazcık sarhoş.

Gökay hesabı ödemeye kalktı ama tabiki de ondan parayı almadılar neymiş beyfendi kızarmış kim bu beyefendi yahu? Anladık arkadaşsın falan para basıyorsun ama ne kadar içki içtik biz burada.Bu Gökay da ne şanslı it.Yavaşça kapıdan çıktık.Allah tan Rüzgar o kadar sarhoş değildi ve kendi yürüyebiliyordu onu taşımaya çalıştığımı bile düşünemiyorum.Onu taşımaya çalışsam üstüme düşer ve tüm organlarım ağzımdan çıkar yani.
Yol boyunca boş boş etrafı izlemiştim.Ne kadar mutluydum bu aralar.Rüzgar bir anda girmişti hayatıma.Ama şuan onsuz tek bir an bile hayal edemiyordum.İyi biri değildi belki.Aydınlık değildi.Karanlıktı.Ama benim karanlığım.Sadece benim.Aslında bende pek iyi bir kız sayılmazdım.Bi hırs uğruna yapmayacağım hiçbir şey yoktur.En sevdiğimi bile kolaylıkla silerim.Peki ya Rüzgar silebilir miyim onu da? Unutabilir miyim? Bu aralar neden ben hep böyle düşünüyorum ya.Off neyse ne.
Eve geldiğimizde yavaşça kapıyı açtım.Bu düşünceler gerçekten beni çok fazla etkiliyordu ne kadar etkilenmek istemesemde nedensiz bir şekilde oraya kayıyordu aklım.
Kapıyı çaldım herhalde esen abla uyuyor.Çantamla bir 3.dünya savaşı verdikten sonra anahtarı buldum ve elimden geldiğince sessizce kapıyı açtım.Kimseyi bu saatte uyandırmaya gerek yoktu dimi?
Çok yorulmuştum ya bugün.Partisiydi barıydı.Bir duş yapıp uyusam iyi olacak.
Suyu ayarladım ve duşa girdim.Şuan rahatladığımı hissediyorum biraz daha suda kalırsam buruş buruş bur nine gibi çıkacağım ve Rüzgar beni görünce bir nineyle sevgili olmak istemediğini söyleyecek ve gidecek.Vay be sen neymişsin Elena iki dakikada bir senaryo yazdın.
Duştan çıktım.Ama bu odada bir değişiklik var ya.Yatağımda biri mi yatıyor yoksa bana mı öyle geliyor.Yavaşça yatağa yaklaştım.Evet orada biri yatıyor.Oranda her zaman sakladığım haydarı aldım ve o kişiye biraz daha yaklaştım allah allah kim ki bu ya.Ben ona eğildim ama adamın yüzü görünmüyor oda da karanlık zaten.Eğilmemle o kişinin ensesine bir damla su düştü.Allah o nasıl bir sıçrayıştır görende bu kova su döktük sanır o öyle sıçrayınca bende geçirdim bunun kafasına haydarı."Ahhh kafam".Hih bu Rüzgar ın sesiydi."Odamda ne arıyorsun Rüzgar bide gelmiş yatmışsın yatağıma insan bi kapı tıklatır ama yok canım medeniyet dağıtılırken sana kalmadı mı yoksa"."Ne kapısı Elena.3 saattir banyodasın.Kapıyı tıklatmayı bırak sana bağırmaktan sesim kısıldı seni beklerken uyuya kalmışım işte.Ahhh kafam"."Ohh olsun sana Rüzgar sapık gibi girmişsin içeri"."Kafamı kırdın resmen hala ne diyorsun"."Çık dışarı Rüzgar üstümü giyeceğim"."Kalsam daha iyi olur aslında"."Kalsan he?Sen haydarı görüyor musun? Bir tane daha indirtme kafana"."Tamam tamam çıkıyorum"Yavaş yavaş ilerliyor ya inadına yapıyor.Haydarı ona doğru savurdum ve sonunda odadan çıktı bu ne canım.Resmen odamı sahiplendi.Hep burada uyuyor odamı kıskanmaya başlayacağım yakında.Aceleyle üstümü giydim.Sonuçta dışarda Rüzgar var yani sıkılır mıkılır dalar içeri aman mazallah.Kapıyı açtım ama Rüzgar yok nerde bu çocuk ya.Evde mi kayboldu ne yaptı.Her odayı gezdim yok.Nerde bu ya?Bir tek ortak banyoya bakmadım.Kapıya yaklaştım içerden su sesleri geliyor.Esen abla desem odasında banyosu var asla burada banyo yapmaz.Aslında kimse burada banyo yapmaz.Ben tam kapının kolunu açacaktım ki içerden Rüzgar çıktı.Yuh.Bizim banyoda yıkanmış bildiğin.Tüm evi sahiplendi iyice ya.Sinirden sadece gözlerine bakıyordum.Bir anda gözüm kaslarına kaydı.Kusursuzdu.Ama itici değildi.Çoğu itici gelirdi bana.Ama bu garip bir şekilde değildi işte.Garip bir çekiciliği vardı.Gözlerimi zorda olsa kaslarından ayırıp gözlerine diktim bana"Bende ne zaman acaba beni kesmeyi bırakacak diyorum"."Sen bana sormadan bizim banyoda nasıl duş alırsın ya"."Bira ayılmam lazımdı da şimdi ne giyeceğim ben üstüme"Yavaşça misafir odasına gittim ve oradan Gökhan ın bir tişortünü ve eşofamanını Rüzgar ın eline tutuşturdum."Bunlar senin mi"."Sence benim mi Rüzgar"."Kimin o zaman!"Tövbe Estağfurullah neden bağırıyor bu böyle ya.Bununda iyice devreler yandı.Ben yüzüne boş boş bakarken "Sana bunlar kimin dedim"."Gökhan ın"bir anda dökülmüştü kelimeler ağzımdan.Sonum hiç hayra elamet değildi bu gidişle.Duvara bir yumruk attı.Bir tane daha.Biraz daha vurursa duvar yıkılacak."Gökhan ın he? Ne arıyor o itin kıyafetleri sende"Ne diyeceğim şimdi.Gene sinirlendi yani.Ama en iyisi doğruyu söylemek."Ben bi ara erkek kıyafetlerine bayılıyordum ki hala öyle bunları da Gökhan dan almıştım işte"."Kıyafetleri yere fırlattı ve beni duvarla kendisinin arasına aldı."O zaman benimkileri alırsın.Bunlardan başka var mı".İşte şimdi yandım.Misafir odasındaki dolap Gökhan ın kıyafetlerle doluydu.Ne diyecektim ben şimdi.Offf offf."Demek var.Nerdeler?".En iyisi sessiz kalmak.Şimdi o dolabı görürse sonum hiç mi hiç iyi olmaz."Sana nerdeler dedim Elena bana bütün evi aratma şimdi.Nerde lan nerde"Bir kez daha yumruğunu duvara geçirdi.Yavaşça yutkundum.Şuan bakışları benim üstümdeydi ve beni delip geçiyordu.Yavaşça başımı kaldırdım ve gözlerine baktım.Hayran olduğum gözlerde tarif edilemez bir öfke vardı.Mecburen söyleyecektim çünkü o Rüzgar dı yaparım dediyse kesin yapardı."Misafir odasındaki dolapta".Öfkeyle soludu ve hızlı adımlarla misafir odasına gitti.Dolabı açmasıyla gözleri kocaman açıldı.Gözlerindeki ateşi gördüm.Benim yüzümden sönmesi zor olan o ateşi.Yine kızmıştı işte.Bütün kıyafetleri dolaptan indirdi.Kimini savurdu.Şuan bütün oda kıyafetti bildiğin.Bana büyük bir öfkeyle baktı.İçimden birşeyler kopmuştu sanki böyle olmasını istemezdim ama ondan öncede benim bir yaşantım vardı.Ama o bunu kabul etmiyordu.Bütün eşyaları aldı ve bahçeye doğru yürümeye başladı.Ne yapıyor ya bu?Artık aklım ermiyor.Tamam salak değilim ama bu kadar ani duygu değişimlerini bende anlayamıyorum.
Bahçeye geldiğimizde hepsini yere yığdı ve kenardaki kibriti aldı.Hepsini yakacaktı.Bunlar Gökhan ın dı ve ben bunları senelerdir saklıyordum.Boşuna mıydı yani?
Kibriti yaktı ve o güzelim eşyaların üstüne attı.Şuan hepsi yanıyordu.Mutluluklarım,hüzünlerim hepsi yanıyordu.Anılarımı birer birer yok ediyordu ateş.Hiç sevmezdim ateşi.Yere çöktüm ve ateşi izledim.Yine götürmüştü tüm anılarımı.Rüzgar yanıma yaklaştı şuan ona çok kızgındım.Ayağa kalktım ve eve doğru koşmaya başladım.Bana önemli olup olmadıklarını bile sormamıştı.
Ne kadar koşsam da yakalayacaktır beni biliyorum ama yinede koştum.Biri kolumu hızlıca kavradı ve beni duvara dayadı.Kolum acıyor mudu? Bilmiyorum.Ya da ne hissettiğimi bi boşluk vardı içimde.Gözlerine bile bakamıyordum.Başımı kaldırmak bike çok zordu benim için."Elena yüzüme bak" Tepki vermedim."Sana yüzüme bak diyorum"Tabikide onu dinlemeyecektim.Ellerini çeneme getirdi ve yüzümü kaldırdı.Pişmanlık mı vardı onun gözlerinde.Yoksa ben olmasını istediğim için mi bana öyle geliyordu.Tek kelime etmedim.Diyebileceğim birşey yoktu çünkü.Bana"Benimsin Elena sadece benim.Geçmişin beni ilgilendirmez.Canın çok kıyafet istiyorsa bütün dolabım senin.Hepsini al istersen ama bir daha benim dışında kimsenin kıyafetini giyme.Anlıyor musun? Sen benimsin sadece benim" sözleri bitirdiğinde bana sımsıkı sarıldı.İçim bir garip olmuştu sanki.Bana böyle sarılmasını seviyordum.Huzuru buluyordum kollarında,kokusunda.
2 hafta sonra
Elena
Bugün Rüzgar la bizim birinci ayımız.Ayy çok heyecanlıyım.Acaba hatırlar mı? İnşallah hatırlar yoksa onu gebertirim.Süprizi mi görünce çok şaşıracak biliyorum.Benden böyle birşey beklemediğine eminim.Belki bunun için çok erkendi ve fazla cesur.Amaan neyse.Ben Elena Yılmaz ım kafama ne eserse onu yaparım nokta.
Rüzgar
Bu gece Elena ile birinci ayımız.Koskoca bir ay.En uzun ilişkim.Ondan önceki en uzun ilişkim en fazla 2 gecelikti zaten.Ama o farklıydı ve hep benim için farklı kalacaktı.Telefonu elime aldım ve Emre yi aradım bakalım işleri halledebilmiş mi?"Alo abi"."Emre herşey hazır mı?"."Hazır abi"."Elena buna bayılacak"."İnşallah neyse ben kapatıyorum ha bu arada sağol"."Ne demek abi her zaman" Herşey hazır olduğuna göre sıra bende.
Akşam
Yazardan: Burada bahadır sağlam kır papatyası dinlemenizi tavsiye ederim :)

Elena
Rüzga arayıp bir yere gideceğimizi söyledi demek ki unutmamış.Bende önceden hazırladığım kıyafetleri giydim ve saçımı salık bıraktım süpriz bozulmasın ama dimi.
Rüzgar ın arabasının korna sesini duymamla hemen aşağıya indim.Beyfendi hatırlamamış gibi yapıyor bizde öyle yapalım o zaman oyunu bozmak bize yakışmaz.
Şuan nereye gittiğimizi gerçekten kestiremiyorum orman gibi bir yere girdi ve benim arabadan inmemi istiyor.Ya burada ayılar beni yerse.Ayy kurtta vardır burada şimdi.
Korkunun ecele faydası yok dedim ve indim arabadan.Yapacak birşey yok sonuçta.
Patika gibi bir yolda sarmaş dolaş yürüyoruz şuan.Biraz ilerde beyaz beyaz bir şeyler gördüm.Yaklaştıkça onların papatya olduğunu anladım.Papatya benim en sevdiğim çiçektir ben öyle herkes gibi gül falan sevmem.Burası muhteşemdi.Her yer ama heryerde papatyalar vardı.Fazla uğraşılmı gibiydi.Papatyalara baktım hepsi çok güzeldi ya da muhteşem.Şuan tek yaptığım etrafa şaşkın şaşkın bakmak.Burası mükemmeldi.Biraz daha yürüdüğümüzde bembeyaz güllerle bezenmiş bir masa gördüm ve üstünde mumlar.Bu kadar çok mu seviyordu beni? Bu kadar mı değerliydim onun için?
Masamızın etrafı yine muhteşem papatyalarla doluydu bana daha çok sarıldı ben sadece papatyalara bakıyordum.Onlardan gözümü alabilmem imkansızdı.Kulağımda sıcak nefesini hissettim."Yaşla ruhunu bana kır papatyası".Bana kır papatyası demişti.Bu söz gerçekten çok değerliydi.Aşkım,sevgilim falan filan gibi değildi çok başkaydı ona daha sıkı sarıldım.Onu seviyordum.Ona aşıktım bundan hiç şüphem yoktu.Masanın başına geldiğimizde sandalyemi çekti ve oturdum.Gerçekten bu kadar güzel birşey beklemiyordum.Bu kadarı fazlyadı.Bana çok güzel bakıyordu.Aşkla.Sevgiyle.Bu bakışları seviyordum.
Bir garson gelip yemeklerimizin getirdi ve şaraplarımızı döküp gitti.Şuan o kadar farklı hissediyordum ki yemek yemek bile zordu.Elimden geldiğince keman sesi eşliğinde yemeğimi yedim.Evet arkadaşlar yalnız duymadınız başımızda keman çalan biri var.Bana daha bir süprizim var gibi bakıyordu.Benim de vardı.Ama biraz bekleyecekti.
Masada daha dik oturdu ve konuşmaya başladı"Seni gördüğüm anda farklı olduğunu anladım.Sen hep farklıydın.İnsanın içini eriten bir gülüşün var.Kaybolduğum gözlerin.Seni çok seviyorum Elena.Bir çok kez söylediğim gibi gene tekrar ediyorum benimsin Elena sonsuza dek" dedi ve cebinden bir kutu çıkardı.Kolye kutusuydu bu kıkırdamama sebep oldu.Benimde bir süprizim var dimi ama.Yavaşça kolyeyi kutudan çıkardı.Bu bir sonsuzluk işaretiydi ve arkasında Elena Rüzgar yazıyordu.Gerçekten çok hoş bir şeydi.Büyülenmiştim.Yavaşça masadan kalktı ve kolyeyi takma için arkama geçti.İşte şimdi.Elimde olmadan birkez daha kıkırdadım.Tepkisini çok merak ediyordum
Rüzgar
Onun saf bir güzelligi vardı.Gülen gözleri.
Kolyeyi aldım ve takmak için arkasına geçtim.Ona çok yakışacaktı.Saçlarını yana almasını istedim.O da dediğimi yaparak saçlarını yana aldı.
Ve gördüğüm şeyle şok oldum.Bu bunu nasıl yapabilmişti.Boynunda parmaklarımı gezdirdim.Boynuna ismimi dövme yaptırmıştı.Rüzgar yazıyordu.Bu kadar cesur nasıl olabilmişti.Adımı sonsuza kadar üstünde taşıyacaktı.Ben elimde kolyeyle dikilirken ayağa kalktı ve "Sonsuza kadar seninim Rüzgar Başaran"
Ve yeni bir bölüm.Arkadaşlar vote vermeden geçmeyin :)
Sizleri çooook seviyorum
Mesaj atmaktan çekinmeyin
Bir dahaki bölüme kadar sağlıcakla kalın :)

Vazgeçersen KaybedersinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin