Teslimat

199 16 5
                                    

Öncelikle bu bölümü geciktirdiğim için sizden özür dilerim.Diğer bölümü daha kısa sürede yazıp yayınlamayı planlıyorum.
İyi okumalar

Elena
Yola çıktığımızdan beri sessizce dışarısını izliyordum.İçimdeki kopan fırtınalara rağmen sessizdim.Ne yapıyordum ben? Bu neyin intikamıydı? Değer miydi ki bunca şeye? Gözlerimi kapattım.Bunları düşünme Elena düşünme.Sen Elena Yılmazsın vazgeçmek yok.
Araba durduğunda yavaşça gözlerimi açtım ve etrafıma baktım eski bir binanın yanında durmuştuk.Bina cidden çok büyüktü.Eski bir fabrikaydı büyük ihtimal.Binanın çevresinde tek bir ışık veya bir bina yoktu.Sadece bir kaç ağaç vardı.Ben etrafı izlemeye devam ederken "Elena" Bu düsüncelerle boğuşmaktan Can ın yanımda olduğunu bile unutmuştum.Yavaşça başımı ona çevirdim "Efendim Can".Bakışlarında pişmanlık vardı sanki.Öyle derin bakıyordu ki bana şuan aklımdan geçen herşey okuyacak gibiydi."Bak Elena hala dönmek için şansın var.Bu işe bulaşırsan bir daha kurtulamazsın.Seni rahat bırakmazlar.İstersen bak hemen geri dönebiliriz".Beni buraya getirdiği için pişman olmuştu ama bu benim seçimimdi ben istemistim."Can bu teslimata gelmek istiyorum"."Sırf intikam almak için kendini tehlikeye atma başka bir yol seç mesela"."Hadi Can inelim"deyip kapıyı acıp indim.Artık geri dönüş yoktu.Korkuyor muydum peki? Şuan tek hissettiğim şey bir boşlukta gibiydim.Sanki tüm hareketlerim boşunaydı.Ne kadar çırpınırsam çırpınayım kurtulamayacak gibiydim.Peki ben çırpınmaya devam edecek miydim?

Yavaşça binaya girdik.Can a doğru döndüğümde Rüzgar dan sonra hissedemediğim o şey filizlendi yüreğimde bir anda.Güven.Ama abi gibi,kardeş gibi.Onun işiydi bu belki ama ben istediğim icin gelmişti.Normalde teslimatlara o gitmiyordu.Benim için gelmişti.Peki ben neden gelmiştim? Neden burdaydım ki ben? Kimseye kin tutamayan ben intikam ateşiyle yanıp tutuşuyordum.Alev alev yanıyordum sanki.Ve bu yolda kimseden o ateşimi saklamayacaktım karşıma çıkanların yanması kaçınılmazdı.

Rüzgar
Elena'dan sonra dağılmıştım ne kadar belli etmesemde yürüyen bir enkazdım aslında.Onu çok özlüyordum nefesimdi o benim.Ve ben şuan nefes almadan yaşamaya çalışıyordum.Kokusunu çok özlemiştim,yanında uyumayı özlemiştim,lanet olsun ki çok özlemiştim onu.Onun yanında olması gereken kişi benken şuan Can'la dolaşıyordu.Benim düşmanım Can'la.Ve benim elimden hiçbirşey gelmiyordu.Herşey benim yüzümden olmuştu niye içmiştim ki o kadar fazla.
Ben düşünceler dalmış boş boş duvara bakarken telefon çaldı.Arayan Elena değildi biliyorum.Ama onun olmasını istedim.Telefona istemsizce baktım arayan Emre'ydi.Açıp açmamak arasında kaldım ama Emre önemli birşey olmasa aramazdı beni.İstemsizce telefonu kulağıma götürdüm."Ne var"."Teslimat var bu gece ben gidemeyeceğim"."Başkasını ayarla"."Abi teslimat 20 dakika sonra bu saatte kimseyi bulamayız"."Tamam ben giderim"

Elena
Aslında yapacağım işi hala tam anlamış değilim.Can'a sorsam o da olmaz of ben ne yapacağım ya.
Ben kenarda oturmuş beklerken dışarıdaki adamlardan biri bağırdı "Geliyorlar".Bizde can ile birlikte kolilerin arkasına saklandık.Adamlar bizi görseler ne yaparlar acaba? Biz kolilerin arkasında gizlenirken tanıdık bir koku duydum.Rüzgar'dı bu.Can teslimatlara genelde Emre'nin geldiğini söylemişti demek o gelmişti bu sefer.Ne büyük şans ama! Şuan en tedirgin olduğum şey Rüzgar ın varlığımı hissetmesiydi.Eğer öyle bir şey olursa bu benim için pek iyi olmazdı.Kapıya doğru bakmaya başladım Rüzgar içeri girdiği an içimde garip bir his belirdi.Neydi ki bu şimdi? Can bu işlerde gerekirse silah kullanıldığını söylemişti Rüzgarı vurabilirler miydi?
Rüzgar ayakta dikilirken diğer kapıdan sekiz adam girdi.Bu adamları yolda görsem korkardım herhalde ama şuan resmen onlara meydan okuyor gibiyim tam olarak meydan okumuyor olsamda onların işlerinin bozulmasında yardım ediyorum.Ki bu onların beni öldürmeleri için son derece mantıklı bir sebep.Sekiz adamdan biri öne çıktı ve Rüzgar'la konuşmaya başladılar.Demek ki bu adam diğerlerinin lideri.
Konuşmanın ortasında Rüzgar arkasına döndü ve bizim arkasında olduğumuz koliye dikkatli bir şekilde bakmaya başladı.Eğer burada olduğumuzu anlarsa cidden işimiz biter.Rüzgar bir süre daha bizim tarafa baktı sonra yana dönüp adama birşeyler söyledi.O adamı buraya mı yolluyordu acaba? Adama baktığımda adam dısarı çıktı ve elinde kocaman bir koliyle geldi.Demek mi bunlar o silahlardı.Karşı taraftaki lider görünümlü adam sırıtmaya başladı.Hayatımda gördüğüm en iğrenç sırıtış bu olsa gerek.Adama bakmak bile midemi bulandırıyor şuan ve Rüzgar bu adamlarla iş birliği yapıyor.Cidden onu anlamıyorum.Paraya ihtiyacı olduğunu hiç sanmıyorum.Peki neye ihtiyacı var? Güce.Evet evet büyük ihtimal güce ihtiyacı var.Ben düşüncelerle boğuşurken Can beni dürttü.Normalde olsa bu hareketi yüzünden ona kızabilirdim ama şuan ortam cidden fazla gergindi ve benim böyle birsey yapmam pek yararıma olmazdı.Can'a döndüm."Elena birazdan başlayacağız.Elinden geldiğinde kendini korumaya çalış.Birazdan burada çatışma çıkacak.Ve ne olacağı tam belli değil.Hedefimiz kimseyi vurmak değil silahları bırak kaçsalar yeter".Çatışma mı? Ya birileri vurulursa? Ne olacaktı şimdi? Bu teslimat işinin bu kadar ciddi oldugunu hiç tahmin etmemiştim.Ama artık kurtuluşum yoktu.
İlk atışı can yaptı boşa sıkmıştı bu bizim adamlara başladık demek için yapılmıştı büyük ihtimal.Silah sesini duyan Rüzgar kendini savunmak için en yakın kolonun arkasına saklandı.
Karşılıklı olarak birbirlerine ateş ediyorlardı ve ben kendimi cok kötü hissetmeye başlamıştım.Kulaklarımı tıkayıp sesi engellemeye çalışıyordum ama pek engellediğim söylenemezdi.
Ben kulaklarım tıkalı bir şekilde etrafı izlerken Rüzgar'ın silahından çıkan kurşun iki metre ötemdeki adama isabet etti.Adamın yere yıkılışını izledim sessizce.Şuan çığlık atmalıydım belki ama o gücü bulamıyordum kendimde.Yere düşen adama odaklandım.Ortalama 30 yaşlarındaydı.Karnından vurulmuştu ve kan kaybı vardı.Şuan o burada kan kaybederken evde onu bekleyen, onu çok seven çocukları vardı belkide.Yüzünü inceledim acısı çok bariz belli oluyordu.Ölmekten korkuyordu belkide.Ya da kaybetmekten.Kaybolup gitmekten.Bu işi niye yapıyordu ki? Belkide çok ihtiyacı vardı paraya.O adam orada can çekişirken ben burada onu izliyordum.Daha fazla duramazdım burada böylece.Benim burada durduğum her saniye o biraz daha uzaklaşıyordu sevdiklerinden.Ve ben burada durmaya devam etmeli miydim? Tabikide hayır.Canım pahasınada olsa o adama yardım etmeliydim.Yavaş bir sekilde oraya doğru yönelirken Can kolumu tuttu "Gitme Elena burada dur vurulabilirsin".Onu umursamadan adamın yanına vardım.Çok kan kaybetmişti.Adamı biraz zorlansamda kolonun arkasına çekmeyi başarabilmistim.Yerdeki hırkayı alıp adamın yarasına bastırmaya başladim.Bilinci açık gibiydi.Onunla konuşmam mı gerekliydi acaba? Çok fazla kan kaybediyordu daha fazla dayanamazdı ve ben bu süre içinde onun bilincini açık tutmalıydım."Abi sen niye bulaştın bu işe".Hafif öksürerek konuşmaya başladı "Kızım var birtane.Onun hastalığı için".Zor konusuyordu ama onun bilincini açık tutmalıydım."Kızının ne hastalığı var ki?"."Herşeyi yiyemiyor özel mamalar getirtmem gerekiyor onun için.Ki bu mamaların bir kutusu bile normal bir işte çalışsam alamayacağım cinsten"."Kaç yaşında kızın?"."Dört".Belkide babası şuan onun için ölecekti ama o minik kızın bundan haberi olmayacaktı.Belki kızacaktı sürekli babasına beni niye bıraktın diye.Hiç bilmeyecekti belkide onun için kahramanca öldüğünü.Hayır hayır o ölmeyecekti ben buna izin vermeyecektim.Biraz daha kuvvetle bastırdım yaraya.O minik kız babasını kaybetmeyecekti.Babasına sımsıkı sarılıp onu öpecekti ama onu bu gece kaybetmeyecekti.
Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin.Sizleri seviyorum ☺❤

Vazgeçersen KaybedersinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin