Yorum yapmayı ve yıldızlamayı unutmayın <3
Nişan salonunu resimlere nazaran daha çok beğenmiştik. Uyum ve dekorasyon olarak tam istediğimiz vibe verdiği için başka bir yere bakma gereği duymamıştık.
Kontrat imzalamadan son kez mekana bakarken bir yandan sessizce yanımda gezinen Özgürün varlığını hissediyordum. "Beğendin galiba." Yanımda gelen sesiyle ona döndüm.
"Fazlaca. Sence de güzel değil mi? Eminim Zeynep de beğenir, bence burayı tutalım." Zeynep ne kadar bize bıraksa da daha çok onun zevkine uyacak etkenlere bakıyordum.
"Güzel beğendim. Adam gelir birazdan tarih veririz uygunsa tutarız." Biz geldiğimiz de 'siz bakın ben geliyorum' diyip bizi bırakan adamı bekliyorduk.
Olduğum yerde gezmeyi bırakıp dururken karşımda kalan Özgüre baktım. Benim ilk karşılaşmamız da olan gerginliğim şuan onun üstünde gibiydi. Kollarını göğsünde bağlamış ayağıyla ritim tutuyordu. "Streslisin."
"Hayır sabırsızım. Bir an önce seninle yemek yemek istiyorum ama adam bir türlü gelmiyor." Aslında pek fazla beklememiştik ama bu günü bir an önce bitirmek istiyor olabilirdi.
"Çok mu açıktın?"
"Hayır sadece..." sesini bölen mekan sahibiyle o tarafa döndük.
"Geldim çocuklar. Evet ne karar verdiniz tutuyor musunuz?" İkimiz de kafamızla onayladım. "O zaman birer kimliğinizi alalım."
"Şey nişanlanan biz değiliz."
"Onu anlayabiliyorum küçük hanım. Buraya sandığınızdan daha fazla çift geliyor hiçbiri bu kadar uzak değil." Biz uzaklık evet. Hem fiilen hem duygusal. "Kontrat için istemiştim kimlikleri."
"Ah pardon tabii ki." İkimiz de kimlikleri çıkarıp beyefendiye uzattık.
"Aslında sizin uzaklığınıza bakarak bir şey söyleyebilirim ki sizin de nişanınız pek uzak değil." İmasını net bir şekilde anlarken birbirimize baktık.
Onun itiraz etmesini beklerken beni şaşırttı. "Gerçekten sandığımızdan daha çok çift görmüş olmalısınız." Bu bir kabulleniş miydi?
"O zaman nişan salonunuz benden size hediye olsun genç adam. Şaşkın kızımıza bakılırsa ikna etmen gerekenler var." Adam sözlerini bırakıp içeri giderken ben Özgüre bakıyordum.
"Adam az önce bize beleş salon sözü verdi. Nişanımız için! İtiraz etmen gerekiyordu." Şaşkınlığını gizlemeyen sesim biraz cazgır çıkmıştı.
"Adam latife etti bozmak istemedim." Bence gayet ayak uydurmuştu.
"Neden 'başkasıyla bir gün inşallah.' deseydin." Bakışları öyle bir değişmişti ki sanki şahsına ağır bir küfür etmiştim.
"Git yanına sen söyle." Benim yerime o, adamın arkasından gitmişti. Bir anda gerilen sinirliyle hiçbir şey anlamasam da olduğum yerde kalmıştım.
Bir süre içeride ki işlerini halletmelerini beklemiştim. Yaklaşık on beş dakika sonra içeriden adamla beraber çıkıp vedalaştı. Adama bende veda ettiğimde arabaya doğru yürüdük.
"Neydi o sinirin?" İçimde bundan sonra bir şeyin kalmasına izin vermeden yüzüne soracaktım.
"Bilmem belki başkasıyla nişan yapma düşüncesi beni germişti." Başkasıyla... benimle olduğunda adama ortak olmasına rağmen başkasının adı geçince sinirlenmişti.
İçimi saran ihtimalle duraksayıp gözlerinde takılı kaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEK KARİNESİ | TEXTİNG
Teen Fiction0551 *** ** **: 2 yıl 3 ay 17 gün. 0551 *** ** **: Sana aşık olarak geçirdiğim süre. 0551 *** ** **: Bence yetti ve arttı bile. 0551 *** ** **: Eziyetime bu gün son vermek istedim. 0551 *** ** **: İyiki doğdun sevgilim. 0551 *** ** **: Ve merhaba.