Yorum yapmayı ve yıldızlamayı unutmayın <3
Gözlerini gözlerimden ayırmak istemiyormuş gibi bakarken benim de ondan bir farkım yoktu. "Maç nasıldı?" Küçük bir kahkaha attığında sadece yüzüne baka kaldım. Gülerken çok güzeldi.
"Yenilmişiz senin dualarınla galiba." Ne kadar fanatik olduğunu lise zamanlarında takım uğruna ettiği kavgalardan çok iyi biliyordum ama şuan kaybettikleri için üzgün görünmüyordu.
"Üzüldüm diyemem. Bildiğin benimle buluşmak yerine maça gittin."
"Özür dilerim." Sürekli dilinde dönen özürler keyfimi kaçırıyordu. "Kaba bir davranıştı ama seni daha az düşündüğümü sanma sakın. Aylar önce planlanmış bir şeydi ekemedim." Beni düşünmüyor olsaydı tek mesajımla yollara düşmezdi.
"Neden özür diliyorsun Özgür sürekli." Bunun suçlusu ben miydim? Onu sürekli hatalı mı lans etmiştim? Zamanında kendime yaptığım algıları ona hissettirmiştim.
"Sanki bir hatamda kanatlanıp gidecekmişsin gibi geliyor. Kendimi suçlu hissetmiyorum yanlış anlama fakat kırılgan bir çiçek gibisin gözümde ve tek hata yapmak istemiyorum." İleri de bir ilişkimiz olursa diken üstünde mi duracaktı.
"İnsansın Özgür illaki hataların olacak. Büyükse özür dilersin ve ya bendeyse hata dilerim ama bu küçük şeylere gerek yok." Yakınlığımızın verdiği huzurla koltuğa iyice yayıldım. "Diken üstünde olmanı istemiyorum."
Sözlerim rahatlatmış olmalı ki benim gibi yatar gibi oturmaya başladı. "Gözlerine bakıp rahat rahatta konuşabilir miyim." Bu hali beni güldürürken ofladı. "Aman kızım ya gülme. Zaten gerim gerim gerildim. Maymun etme beni."
"İçinden geldiği gibi davran lütfen Özgür." Gülüşüm dudaklarımdayken onun bakışlarını gülüşüme düştü.
Elini uzatıp dudağımın kenarını okşadığında tüm vücudum titredi. "Hep böyle gülsen ya." Parmaklarını yüzümden çekip bağlı olan saçlarıma uzandı. Kıvırcık ve kabarık olan saçlarımı dinginlemek için at kuyruğu yaptığım tokamı canımı yakmadan saçımdan söküp bileğine taktı.
"Dağılacak ne yapıyorsun?" Sözlerimi gale almadan birleşen saçlarını dağıtıp buklelerini tek tek okşadı. "Özgür."
"Hişşş sus içimden geleni yapabilirsin dedim." Dedim ama kalbime bu kadar etki edecek şeylere cesaret edeceğini düşünmedim. "Çok güzelsin... Saçlarının rengi annenden mi geliyor?"
"Babam kızıl." Saçlarımda, ten rengimde, çillerimde babamdan gelmişti.
"Çok güzelsin. Bunu farkında olmam bazen canımı sıkıyor. Kıskanç ve kısıtlayıcı bir adam değilim ama seni cebimde saklamak istiyorum. Kızıl saçlarını hep ellerimde hissetmek istiyorum. İstediğim an uzun uzun seyretmek istiyorum." Sen seviyorum demesen de olur Özgür Okten.
"Şiir gibi konuşuyorsun."
"Beni şair edecek kadar güzelsin çünkü." Utançtan beyaz tenimin renk değiştirdiğine emindim ama kaçmadım. "Sana şair olmama izin var mı?" Çıkma teklifi mi ediyordu?
Ciddi olup olmadığına bakarken son derce ciddi görünüyordu. Zamanın da olmayacak adamlara verdiğim şansı ondan esirgemek istemedim. "Evet, var." Yüzümü yüzüne yaklaştırdığında sıkıca yumdum gözlerimi.
Yanağımda hissettiğim dudaklarıyla huzur doldum. "Teşekkür ederim meleğim. Bir an bile pişman olamayacaksın." Umarım, umarım dilediğin gibi olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEK KARİNESİ | TEXTİNG
Ficção Adolescente0551 *** ** **: 2 yıl 3 ay 17 gün. 0551 *** ** **: Sana aşık olarak geçirdiğim süre. 0551 *** ** **: Bence yetti ve arttı bile. 0551 *** ** **: Eziyetime bu gün son vermek istedim. 0551 *** ** **: İyiki doğdun sevgilim. 0551 *** ** **: Ve merhaba.