Yorum yapmayı ve yıldızlamayı unutmayın <3
Sabaha huzurlu başlamayı planlarken kafamda çiftleştiklerini düşündüğüm iki taraflı beynimle uyanmıştım.
Net olarak gözlerimi açamıyorum olsam da hislerime güvenerek odamda olduğumu anlıyordum. Üstümü kapatığına emin olmadığım dünden kalan elbisemle sele serpe yatıyordum.
Özgürün yokluğunu hissederken gitmiş olmasından korkuyordum. Dün ne kadar ona ilanı aşk ettiğimi ya da öptüğüm hatırlasam da devamını hatırlamıyordum. Onun beni bırakmasını sağlayacak bir şey yapma korkusuyla kendimi adeta yataktan atıp misafir odasına koştum.
Yoktu. En azından küçük evimin bu odasında yoktu. Mutfak ve banyoya göz gezdirdiğimde buralarda da olmadığını gördüm. Son çare salona koşturduğumda üçlü koltuğa yayılıp film izlediğini gördüm.
Sessizce kapının ağzından onu izlerken gözlerinin yaşandığını fark ettim. Orta sehpanın üzerinde bulunan içinde CD si alınmış kutuya bakacak olursam dram izliyordu. "Seni sabah sabah ağlatacak kadar kötü bir gece mi yaşattım?"
İrkilip yanındaki kumandayla televizyonu kapatıp bana döndü. "Günaydın sevgilim ama hayır o kadar güzeldi ki uyuyamadım bile." İlk gördüğünde ki gibi üstümü baştan aşağı süzdü. "Daha ne kadar kısaltır dekolte verebilir bu elbise valla merak ediyorum."
Altımda elbise altı için giydiğim şortlardan olduğu için rahattım ama göğsüm için aynısını diyemezdim. "Evimdeyim ve sanırsam evde sadece sevdiğim adam var." Ona doğru adımlayıp bacaklarına yan bir şekilde oturdum.
"Evet ben varım." Ellerimi boynuna sardığım da yüz yüze geldik. "Dün geceyi hatırlıyorsun?"
"Seni öptüğüm yere kadar. Sarıldığım an bilincimin gittiğini anlamıştım. Kötü bir şey yapmadım değil ki?"
"Olaysız bir sarhoşsun sadece uyudun. Kucağıma alıp odana getirdim, biraz uyurken izlemiş olabilirim hatta biraz saçlarını sevmiş olabilirim." Bir an o anlarda uyanık olmayı diledim. "Rahatsız olmadın değil mi?"
"Oldum." Bedeni altımda kaskatı kesildi. Gülen yüzünün solduğunu hissettim. "Neden uyanık değildim. O anların tadını çıkaramadığım için çok rahatsız oldum."
Anında rahatlarken beni hızla kanepeye yatırdı. "Senin şu kelime oyunlarını ne yapacağız. Kalbime indireceksin bir gün. Kalacaksın sap sap."
"Dünya da tek misin canım bulunur biri."
"Dünyan da tekim."
"Doğru." Bu sefer dudaklarıma o dokundu. Öpmesi dünkü gibi sakindi. Özlem giderdiğini anlayabiliyordum çünkü aynı hislerdeydim.
Üzerime üst bedenini uzandırdığında ben kanepe ve arasında tost olmuştum. Yetmez gibi kollarımı boyuna sarıp kendime çekmiştim. Öpmeye devam ederken bu sefer nefessiz kalsam bile durup tekrar öpmeye başlamıştı.
Elimin biri boynundan kayıp kalbinin üstünde durduğunda bütün ritmi parmak uçlarımda hissettim. "Durdur beni."
"Bunu istemiyorum."
"Misafirlere bu kadar dağılmış yakalanmayalım." Anlamsız bakışlar atarken devam etti. "Ben çağırmadım valla Zeynep dün bir dolu mesaj atıp sabah burada olacağını söylemiş." Dün onu kudurturken bunu tahmin etmeliydim.
Umarım ufak sıyırıklarla atlatırdım. Zeynebin tepkisinden korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEK KARİNESİ | TEXTİNG
Teen Fiction0551 *** ** **: 2 yıl 3 ay 17 gün. 0551 *** ** **: Sana aşık olarak geçirdiğim süre. 0551 *** ** **: Bence yetti ve arttı bile. 0551 *** ** **: Eziyetime bu gün son vermek istedim. 0551 *** ** **: İyiki doğdun sevgilim. 0551 *** ** **: Ve merhaba.