4. TEK BAŞINA

1.2K 59 15
                                    

Merhabalar, yeni düzenlenen bölüme hoşgeldiniz. Umuyorum bu bölüm, beklentinizi tamamen karşılar.

Çok bir şey demeyeceğim ve zamanınızı çalmayacağım.

Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Küçükte olsa fikirlerinizi merak ediyorum. İnanın fikirlerinizin hikayemizin gelişiminde payı çok büyük. Lütfen bunu hassaslaştıralım. Emeğimin karşılığını almak isterim. 🙏

Keyifli okumalar diliyorum.

Kolpa- Ölünmüyor Mutsuzluktan
Cihan Mürtezaoğlu- Sarı Söz

🌩️

4. TEK BAŞINA

2 saat önce;

Dışarıda geçirdiğim vakit boyunca insanları incelemeyi ve gözlemlemeyi severdim. İnsanların hayatlarını merak ederdim. Nasıl bir hayat yaşadıklarını ya da nasıl bir karaktere sahip olduklarını anlamak için mimiklerine kadar incelemeyi severdim.

Fakat, bunu pek sıklıkla yapmazdım. Ne zaman ortamda pilim bitse o zaman, enerjimi toplamak için yapardım. İnsanların yaşadıkları hayat umrumda değildi. Sadece zamanımı geçirmek için yaptığım bir şeydi bu.

Şimdi, çok dikkatli olmadığım sürece insanın gözünden ne olduğunu tanıyamaz, bilemezdim.

Şimdi baktığım da yaşadıklarımdan sonra nasıl bir kişiliğe büründüğümü tam olarak kestiremiyordum. Olmam gereken kişilik, öncesin de ne kadar aptal kadını oynadıysam şimdi aptal olmadığımı belli etmekti. Bunu hemen değil yavaş yavaş, amacıma ulaşmaya çalıştığım anlar da yapacaktım.

Öncesin de insanlara ne kadar samimi yaklaşıyorduysam şimdi ise durgun, düz bir ifade ile bakmak benim suçum değildi. Suç tamamen bana yaştılanlardaydı.

Şüphe.

Şüphe zaten liseden sonra hep benimleydi. Evet, dengesiz bir karaktere bürünmüştüm. Önceden ne kadar net bir insandıysam şimdi o kadar dengesiz bir insana dönüşmüştüm. Ya da dönüşüyordum.

Ben ne kadar dengesiz bir insan olduysam karşımda ki kişilerden hep net bir insan olmasını bekleyecek kadar da mahvolmuştu ruhum. Bunu bile isteye yapmıyordum. Dengesizliğim, netliği istiyordu. Bunu kendim de değil, karşımdakinden bekliyordu.

Arkadaşımın ölümü beni her yönden etkilemişti. Yaşadığım süre boyunca da etkilemeye devam edecekti, hiç şüphesiz.

Yıllarımı alacaktı. Benliğimi benden aldığı gibi.

Yine de yılmadan yolum nereye götürüyorsa koşacaktım.

O öleli günler oluyordu ama kabullenemiyordum.

Bu sebeplerden ötürü, karşımda ki adamın gözlerinden ne düşündüğünü anlayamıyordum. Onun ne düşündüğünü anlamak için uzun süre onun yüzüne bakmıştım. Fakat anlayamayacağımı anlayınca, onun ne düşündüğünü anlamayı bırakarak, o gün yapamadığım şeyi yapıp onu uzun uzun incelemiştim.

Onunla göz gözeydik. Aylardır zihnimin içinde olan adam ile.

En son, asker kesim saçları vardı. Şimdi ise biraz uzamış gibiydi, çikolata renginde ki saçları. Esmer tenini göz önüne çıkartan siyah gömlek giymişti. İki üç düğmesi açık, gömleğinin kollarını kıvırmıştı. Boynunda asılı duran kolye vardı ama buradan seçemiyordum. Elini masaya koymuş, masaya parmaklarını vurarak ritim tutuyordu. Dolgun, dudakları düzdü. Ela gözleri ise hâlâ benim üzerimde bana bomboş bakıyordu.

DİKENLİ OYUNLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin