7. DURMADAN KANAYAN YARALAR

1.2K 56 61
                                    

Merhabalar, nasılsınız? Sizinle tekrardan yeni bir bölümde görüşmek güzel.

Çok konuşmayacağım yeni düzenlenen bölüme geçebilirsiniz. Bölüme geçmeden önce, yıldızımıza dokunmayı unutmayın olur mu?

Ve yeniden bölüme geçmeden önce fikirlerinizi satır aralarınızda görmekten ne kadar hoşnut olduğumu söylemek isterim. Yorumlarınızın  ilham verdiğinden ve bunun mutluluğundan söz etmeden geçemeyeceğim.

Lütfen küçükte olsa fikirlerinizi belirtin.

Keyifli okumalar...

Mabel Matiz, Can Bonomo- Kalbi Hepten Kırıklara
Krobak- İt's Snowing Like İt's the End of the World

🌩️

7. DURMADAN KANAYAN YARALAR

Poyraz Erdem.

Onu ciddi anlamda içimde tarif edemiyordum. Garip duygular hissettiriyordu. Ne hissettirdiğini bilmiyordum. Bilmekten çok çözemiyordum.

Nefesimi kesiyor, kalbimin atışlarını değiştiriyordu. Bu ne sebepten oluyordu anlamıyordum. Anlamaktan çok çözemiyordum.

Bir erkeğin durup dururken bu kadar hayatıma dokunması beni ürkütüyordu daha çok. Bana bu kadarını yapmamalıydı. Ben bile onunla karşılaşacağımızın hayalini kurarken bu kadarının bizi beklediğini tahmin etmiyordum.

Onunla karşılaşana kadar, onu ve ona olan hislerimi hep içimde geçiştirmiştim.

Şimdi ona bu kadar yakınken nasıl ona yenik düşmelerime engel olacaktım? Kalbimi, yerinden sökercesine attırırken, nasıl ona dur diyecektim?

Onu tanıyana kadar, ondan emin olana kadar bununla başa çıkmaya mecburdum. Zaman. Dedi hâlâ sesini duyurmaya çalışan Efil. Zaman her şeyi en doğrusuyla gösterecek Lidya. Sen sadece beni içinde yaşat. Çünkü sana doğru yolu sana göstermek için çığlığımı bastırmayacağım.

Bastırırsam. Dedi gücüm. Bastırırsam bil ki ben sahiden ölmüşümdür. Ya da artık doğru yolu ben bile bilmiyor, bir çıkmazda sıkışıp kalmışımdır.

Korkuyordum.

Gerçekten de korkuyordum.

Neyden korktuğumu bilmeden korkuyordum.

Ondan değil yeniden bir aşka yenilip saflaşacağımızdan korkuyorsun. Dedi bana yolu göstermeye çalışan Efil.

Dudaklarımız sadece birbirine dokunmuştu, doğum günüm de. Ama ben bu dokunuşu öpücükten saymıyordum. Çünkü, belli ki, yanlışlıkla olan bir öpücüktü o. Ne o beni, ne ben onu tanıyordum. Onunla geçirdiğim süre zarfında bundan emin olmaya devam ediyordum. Hâlâ sormaya, cesaret edemiyordum.

İlk öpücüğümü almıştı benden, bu isteyerek olmasa da böyleydi. Öyle ya da böyle, ilk öpücüğümü ona kaptırmıştım. Bu gerçeği yok sayamazdım. Görmezden gelemezdim.

Lise de veya normal hayatım da elbette ki sevgililerim olmuştu onlarla da el ele tutuşmaktan ve sarılmaktan ileri gitmemiştik. Çünkü bu gibi şeyler birine özel olmalıydı. Bu bir inançla alakalı değildi. Bu benimle alakalıydı. Bu bir totemdi. Ama o bir gecede, o benim doğum günüm de bu inancıma dokunmuştu. Belki de onu bu kadar kafaya takmam bu yüzdendi. Belki de her şey ilk öpücüğümü benden almış olmasıydı?

DİKENLİ OYUNLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin