10. Bölüm: "Yüzüne Taktığın Maske Kapamaz, Tüm Güzelliklerini."

873 34 3
                                    

Selam biz geldik tekrardan. İlk defa bir şey yapıp erken attım. Bir günde iki bölüm, neler yapıyormuşum benn!!

Umuyorum hoşunuza gider.

Fazla da uzatmadan bölüme geçelim diyorum.💙

Şarkılar; Sia- Unstoppable, Lana Del Rey - A&W

"Belki bir gün kalbimi yormayan birine denk gelirim diye yaşıyorum..."

Keyifli okumalar.🤍

🌩️

10. Bölüm: "Yüzüne Taktığın Maske Kapamaz, Tüm Güzelliklerini."

Büyümek. Büyümek evresi herkeste çok farklıydı. Kimi kafa olarak büyürdü kimisi sadece beden olarak büyür kafa olarak küçük kalırdı. Büyüdüm. Büyüdükçe aklım bazı şeylere erdi. Bazı sevdiğim şeylerden nefret duydum. Büyüdüm, bedenen. Herkesin gözü bedenim de oldu. Benimle ilgilenilmedi.

Bedenimden nefret edeceğim kadar bedenim de oldu herkesin bakışları. Büyüdüm. Büyüdükçe bunun anlamını anladım. Büyüdüm, kafa olarak. Bazı şeyleri bilmek anlamak istemedim.

Kusmak istedim. Kusamadım. Yüzlerine tükürmek istedim. O tükürükte boğdular. Laflarımla öldürmek istedim, ruhumu mezara soktular.

Bir raddeden sonra sesimi kesip susmayı öğrendim. İşte o zaman da kendini acındırıyor oldum. Her zaman beni bir kalıba soktular ve ben sessiz kaldım. Sessiz kaldıkça bedenim de bir ateş yaktım. O ateş beni büyüttü. O ateş beni güçlü bir kadın yaptı.

Ama ruhum, kibritçi kız gibi evsiz kaldı, tek bir kibritle hayatta kalmaya çalıştım. O tek kibrit beni senelerce yaşattı.

O kibrit sönene kadar hayatta kalmaya mecburdu ruhum. O kibrit fazla uzun süre ateş saçmazdı.

Kendi ellerimle o kibriti söndürmeye de hazırdım. Eğer birinin beni ısıtacağını bilsem hiç düşünmez o kibriti söndürürdüm.

Gözlerimden, yaşlar boşalırken babama daha da sıkı sıkı sarılıp yüzümü babamın boynuna sakladım. Babam eldivenli eli ile saçlarımı okşuyordu. Elinin sıcaklığını saçlarımın arasında net hissediyordum. Eli uzaklar da dahi olsa babamın elini hissederdim ben. "Canım," dedi kulağıma doğru. Ondan ayrılmak istemesem de ayrılmak zorunda kaldım.

Yüzümü rahat yerimden oynatarak kafamı geriye doğru hafifçe atarak babama baktım. "Baba," dedim fısıldayarak. Yeşil gözlerine baktım. Yansımamı gördüm. "Buradasın, geldin." Dedim.

Kafasını salladı, yüzünde kederli bir ifade vardı. "Geldim babacım." Dedi. "Yanındayım," derken uzun saçımın ucuyla oynuyordu. Diğer elini belimden çekip hâlâ akan göz yaşlarımı siliyordu. "Ağlama babam." dedi. Ben dudaklarımı aralayamıyordum. Sadece onun özlediğim yüzüne bakıp iç çekiyordum. Daha fazlası, güçlü elimden gelmiyordu. İstiyordum ki o güçle bazı şeylerin çaresini bulabileyim. Ama burada geçirdiğim zaman dilimin de güçlü olsan da bazı duyguların, bazı şeylerin güçle bir alakası olmadığını anlayabilmiştim.

Babam, canım babam. Ah bilse ne çok özlemiştim onu. Bilse beni bırakmazdı. Onun bildiğini bilsem ben de onu bırakmazdım.

DİKENLİ OYUNLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin