18.Bölüm: "Felaketten Önce." | 1. Kitap Finali

948 59 18
                                    

Merhabalar yeni bir bölümle yeniden karşınızdayım. Ama bu sefer 1. kitap finali ile.

Tüm detaylar bölüm sonunda. Burada oyalanmak istemiyorum.

Bölüme başlamadan önce oylayıp yorum yapmayı unutmayın. Lütfen bunu hassaslaştıralım çünkü gerçekten yorumlarınızla motive oluyorum.

Şarkı; Öykü Gürman- Oy Beni Vurun Vurun, Orange Sector- Farben, Model- Mey

🌩️

18. Bölüm: "Felaketten Önce."

Düşünceler, ruhumuzda birer tümördü. Yavaşça ruhumuza sızıyor, ruhumuzu tüketiyor ve sonunda öldürücü darbeyi vuruyordu.

Düşünceler, öldürmeden önce bize içimizden koca bir çığlık attırırdı. Ne sen duyardın ne de bir başkası.

Seni öldüreni sen görmedikten sonra bir başkası görebilir miydi?

Hoş, sen görsen de bir başkası seni o ölümden kurtarmazdı.

Düşüncelerin, attığı o çığlıkta ölmeye mahkumsun. Çünkü o çığlık, sen onu öldürmedikçe çığlık atmaya devam edecekti.

Basit. Silahını doğrultup, çığlığa ateş edeceksin. Yoksa dizlerinin üzerine düşen sen olursun. Kaybeden de. Çığlık, oysa seni çoktan yendi. Sen o çığlığın atmasına izin verdiğin an mağlup oldun.

Çığlığa ve mağlup olmana rağmen nefes alıyorsan geriye bir tek dizlerinin üzerine düşmemek kalıyordu.

Düşme.

Düşersen, sadece bedenin değil ruhunda yara alacak.

Düşme.

Düşersen, yarayı senden başka gören olmayacak.

Düşme.

Düşersen, yaranı kapatacak biri olmayacak.

Yarayı sen bile kapatamayacaksın.

Son bir haftadır, düşüncelerle boğuşuyordum. Zihnimin için de boşluk yoktu. Her yerini ayrı bir düşünce kaplamıştı. Hepsi, bana acı çektiriyordu. Düşüncelerimin, içeriği ise, bana nasıl daha fazla yara açabileceğiydi. Yaralarım kapanmadan, diğer yara açılmasından yorulmuştum.

Yarayı kapatmakta zorluk çekiyordum artık. Daha sızısını çekerken bir diğerini kapatmaya gücüm kalmamıştı. Ne yapmam gerekiyordu bilmiyordum. Günlerdir, penceremin önünde bulunan koltuğun üstünde oturmuş, ormanlık alanı izliyor, düşüncelerle boğuşuyordum.

Okuduğum o mesajdan ve Kaya amca ile konuşmamızdan sonra, sanki ruhum bedenime ait değilmiş gibi hissediyordum. Ruhum yıpranmış bir bedene aitti. Yara ve sızılı bir bedene aitti. Onunla konuşmuştuk. İşin aslını öğrendiğimde ruhum çekilmişti. O aileyi bu hale getirenin ben olduğum, sarsıcı gerçeğiyle yeniden yüzleşmek bana iyi gelmemişti.

O kadar mahvolmuştum ki, bir daha ne görürsem göreyim böyle mahvolmayacağımı çok net anlamıştım.

Gözlerimi sıkıca yumduğumda gözümden bir damla gözyaşı aktı. Akan gözyaşım da o günün gerçekleri vardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 27 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DİKENLİ OYUNLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin