Selam mahalle sakinlerim, nasılsınız?
Bölüm sonunda konuşalım, o yüzden fazla uzatmıyorum.
Yorum yapmayı lütfen unutmayın.
Oy verdiysek başlayalım. Keyifli okumalar. ♥️Uyarı: Bölümde (+18) sahneler var. Okumak istemeyenler atlayabilir.
"Bazen sadece yorgun oluyor insan, ne küs ne yalnız ne de âşık."
- Cemal SüreyaBölüm Şarkısı: Sevdan ile – Sıla Şahin
Mahinev
Kulağıma dolan seslerle gözlerimi aralamak için kendimi zorladım. Kafamın içinde adeta fil sürüsü dans ediyordu. Ağrılık o kadar fazlaydı ki gözlerimi açmak bir yana, başımı sağa sola bile sallamaktan aciz hissediyordum kendimi.
Birilerinin konuştuğunu duyuyordum ama kelimeleri algılamakta zorlanıyordum. Ses ne çok yüksekti ne de kısık. Ama konuşan kişinin sinirli olduğunu anlayacağım kadar baskındı sesinin tonu. Derin bir nefes alma ihtiyacımla göğsüm şişti. Saatlerdir, sanki bu tek nefese ihtiyacım varmış gibi hissediyordum.
Düşüncelerim zihnimde dörtnala koşarken, gözlerimi aralamayı beceremedim ama elimi zorla da olsa kıpırdattım. Koluma bir acı saplanınca irkildim ve dudaklarımdan kısık sesli bir inleme döküldü. Sonunda gözlerimin üzerindeki ağırlığın biraz hafiflediğini hissettiğimde hafifçe araladım. Tepemde yanan beyaz ışık gözlerimi acıtınca hızla yeniden kapattım. Tekrar denediğimde bu sefer daha temkinliydim.
Göz kapaklarımı ağır ağır araladım. Etrafımı görmek istememe rağmen aceleci davranmadan usulca karşıya baktım. Odanın ışığı gözlerimi tekrar acıttı ama en azından o ani saldırıya hazırlıklıydım.
Gözlerimi birkaç kere kırpıştırdım. Yeniden derin bir nefes alıp, verirken nerede olduğumu anlamaya çalıştım.
Beyaz floresan ışığın altında odayı inceledim. Hastanede olduğumu anlamam uzun sürmedi. Az önce acıyan kolumu görmek için başımı çevirdim ve koluma takılı olan serumu fark ettim.
Kolumu görünce aniden yaşadıklarımız yeniden gözümün önünde canlandı. Üzerimize doğru sürülen arabanın ürperten sesi, herkesin aniden bağrışması, üzerime kapanan Ali Asaf ve kulak uğuldatan patlama sesi...
Ve en son da Ali Asaf'ın yüzüne bakarken gözlerimin önünde beliren kırmızı leke.
Aniden panikledim. Nefes alışverişim hızlandı ve tepemde olduğunu düşündüğüm makineler ötmeye başladı. Yerimde bir anda doğrulmaya çalıştım. Başımın ağrısına eklenen mide bulantısını görmezden gelmek işkence gibiydi ama yine de buradan kalkmam gerektiğinden oldukça emindim.
Ali Asaf'ı görmem gerekiyordu. Kapının önünden konuşma sesleri geliyordu ama kim olduklarını bilmiyordum. Hem ben burada yatarken Ali Asaf neredeydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHİ (Mahalle Hikâyesi)
RomanceYetişkin okurlar için uygundur! Bir Mahalle Hikâyesi... Çok daha fazlası... ✨ "Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi benimkilere dokundu. "Bir kere bana eskisi gibi baksan..." yalvarır gibi çıkan sesinin tonuyla tüm ir...