Bazen de akışına bırakmak gerekir.
Ben bunu biraz geç anladım, daha doğrusu akışına bırakabileceğim zamanlara geç ulaştım. Gençtim, hayata karşı tecrübesiz yetiştirilmiştim ve kendini savunmak nedir, bilmiyordum.
Ailem bana kendimi savunmayı öğretmemişti ve sanırım fark etmeden büyük bir hata yapmışlardı.
Yoongi'nin ebeveyinlerine baktığımda aynı benim ebeveyinlerim gibi son derece destekleyicilerdi fakat düşündüğümde benim ebeveyinlerim asla aşık olduğum çocuk zarar görüyor diye okul değiştirmeme izin vermezlerdi.
Benim ailem sadece benim iyiliğimi düşünürlerdi.
Min babama ve anneme baktığımda, onlara böyle hitap etmemi kendileri istemişlerdi, benim okulda eziklendiğimi duyduklarında bu konuyu açmamışlardı bile. Yoongi'ye gerek okul konusunda olsun, gerek benim yanımda olma konusunda olsun son derece destek çıkmışlardı fakat bundan beni her zaman habersiz tutmuşlardı.
Değerli hissediyordum fakat bu his bana ağır geliyordu.
Kulağımda çalan melodiyi dikkate almalıydım, geç fark ettim.
Bu dünyada sevmem gereken kişi benim.
Parıldayan ben, benim değerli ruhum...
Sonunda farkına vardım, bu yüzden kendimi seviyorum.
Mükemmel olmasam da, yine de oldukça güzelim.
Sevmem gereken kişi benim.Söyleyeni, tınısı, sesi, huzuru mükemmel. En önemlisi de,
Sevmem gereken kişi benim...
Anlamı, mükemmel.
"Hata yapıyorsun." herkes öğlen vakti olduğundan yemeğini yemeye gittiğinde mutsuzluğumdan dolayı bulanan midemden ötürü arka bahçede yalnız başıma oturmaya karar vermiştim. Her zamanki gibi.
Fakat Yoongi fazla aç olmadığı ve benimle gelmek istediği, sevgilisinden de ayrı durmak istemediği gibi bahaneler üreterek beni yalnız bırakmamayı seçmiş ve sonuç olarak aç kalmıştı.
Evet, benim yüzümden aç kalmıştı!
"Neyi kastettiğini bilmiyorum ama hata yapmadığımdan eminim." yattığı çimlerden gökyüzünü izlerken konuştu.
"Zarar göreceksin." eliyle hayali olarak dokunduğu bulutlarla oynuyordu. Bunu dememle derin bir iç çekip elini karnına koydu ve yüzüme baktı.
"Bu konuyu çoktan kapattığımızı sanıyordum."
"Hayır, sadece sen bu konuyu konuşmamıza izin vermiyorsun." Yoongi'nin yanında çok nadir kekelerdim. Onun yanında çok rahattım çünkü.
"Hayır; ben bana güvenmen gerektiğini söyledim ve biz bu konuyu kapattık," yerinden hafifçe kalkıp dizime yattı ve gözlerini kapadı. "sevgilim." sonunda eklediği kelimeyle de kalbim bin kat daha hızlı attı.
Elimi güzel ve yumuşak sarı tutamlarına atıp titrek bir nefes aldım. "Bıkmıyor musun benden, beni korumaktan?" titreyen sesimle konuştuğumda kapadığı gözlerini araladı. Bununla göz göze geldik ve yutkundum. "Neden yapıyorsun ki bunu?"
Derin bir nefes aldı fakat inanın, aldığı nefesin duygusu vardı. "Jimin-ah," bir süre gözlerimde dinlendi gözleri. "Sen, sen sadece farkında değilsin."
"Neyin farkında değilim?"
"Yaptıklarının." bir daha duygu dolu bir iç çekti. "Sen farkında olmadan çok şey yaptın bana. Bu yaptıklarının karşılığı. Ben seni korumuyorum, ben sadece her ne olursa olsun yanında oluyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fuck the bullies
Fiksi PenggemarBen bakmaya bile kıyamazken, sana nasıl zarar verebilirler?