four

4.2K 318 288
                                    

Şimdi aynadaki yansımasını inceleyen Minho boyanmış ve güzelce fön çekilmiş şarap kızılı rengindeki saçlarına bakıyordu. Hemen yan koltuğunda oturan ve bacak bacak üstüne atmış olan Jisung dergileri incelemeyi bırakıp dikkatini Minho'ya verdi.

''Değiştin gerçekten.''

''Teşekkür etmeli miyim?'' Minho tereddüt ettiğinde Jisung güldü.

''İyi görünüyorsun. Şimdi alışverişe gidiyoruz.''

''Bu kadar çabuk mu?''

''Tatlım beni bekleyen bir sevgilim var ve ben bir an önce onun yanına gitmek istiyorum.''

''Benimle olmak zorunda değilsin. Tek başıma alışveriş yapmayı başarabiliyorum.''

Minho'nun ses tonundaki o laf sokma tınısını umursamayan Jisung alınmadı bile.

''Chan seninle olmamı istiyor.''

''Ne Chanmış ama.'' Minho gözlerini devirdi.

''Hey onun hakkında böyle tavır aldığını bilse sana çok kızar.''

Kuaförden çıktıklarında Jeongin dediği gibi onları bekliyordu. Kuaförün ücreti önceden zaten ödenmişti.

Jeongin kapıyı açtığında Minho teşekkür ederek bindi. Jeongin ciddi bir yüz ifadesiyle arabayı kullanmaya devam ediyordu.

''Belki de gitmişken bir manikür yaptırmalıydım.'' Jisung tırnaklarına bakarak konuştu.

Minho da çaktırmadan Jisung'un tırnaklarını inceledi. Gayet bakımlı ve hoştu aslında.

Büyük ve lüks bir alışveriş merkezinin önüne geldiler. Minho şaşkınlıkla bakıyordu. Burada kesinlikle kaybolurdu.

''Burada da bekleyecek misin?''

''Evet.''

Jisung ve Jeongin arasındaki tek diyalog bu oldu.

Alışveriş merkezinin içine girdiklerinde Jisung gidecekleri yeri biliyor gibi Minho'yu peşinden sürükledi. O sırada Minho'nun telefonu çaldı. Babacığı kontrol etmek için arıyordu. Eğer açmazsa başı belaya girebilirdi.

''Efendim?'' Minho ufacık bir sesle cevapladı.

''Bebeğimin neler yaptığını merak ediyorum.'' Chan'ın sesi yumuşak ama bir o kadar da otoriter geliyordu.

''Kuaförden çıktık ve az önce alışveriş merkezine geldik.'' Bir yandan da Jisung'un arkasından yürüyordu.

''Bana neden fotoğraf atmadın?''

Minho ne cevap vereceğini bilemedi. Açıkçası bu hiç aklına gelmemişti ve gelse bile fotoğraf çekinmeyi sevmediği için yine atmazdı.

''Atmamı söylemediniz.''

''Her şeyi benim mi söylemem gerekiyor? Alacağın cezalar katlanarak artıyor Minho.''

Minho bir an nefes alamadı. Pardon da ne yapmıştı da ceza alıyordu?

''İşte burada gerçekten güzel parçalar var.'' Jisung'un kendisine dönmesiyle Minho nedense panik olmuştu.

Asıl başına bela açacak olan şeyi yaptı ve telefonu Chan'ın yüzüne kapattı. O an çok pişman olsa da geri dönüşü yoktu. Chan geri aramamıştı. Minho da fazla üzerinde durmadı ve mağazaya girdiler.

''Kiminle konuşuyordun sen?'' Jisung askıdakileri incelerken sordu.

''Hiç.''

Jisung yan bir bakış attı.

baby one more time | banginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin