six

4.6K 304 132
                                    

Minho yavaşça uyandı. Vücudu acıyordu bu yüzden huzursuzca kapattı gözlerini yeniden. Kalkıp bir şeyler yapacak gücü yoktu. Kapının tıklatıldığını duydu.

''Bay Lee?'' Jeongin sesleniyordu.

Jeongin bunu yapmak istemiyordu ancak Bang Chan'ın emri vardı. Kapıyı açtı ve içeri girdi. Minho yorganın altında ölü gibi yatıyordu.

Jeongin elindeki tepsiyi komodinin üzerine bıraktı.

''Yemeği yedikten sonra getirdiğim ilaçları içmeniz gerekiyor.'' Robot gibi bir sesle cevapladı.

Minho yorganı açtı yavaşça. Sırtı, beli ve kalçaları çok acıyordu. Vücudunun her yeri acısa da en çok bu bölgeleri acıyordu. Üzerinde yumuşacık pamuk bir pijama vardı. Sıcacık tutuyordu. Dün gece kelepçeler bileğinden çözüldükten sonra o manyağın sesini duymuştu en son. Sonra da yere yığılmıştı.

''Bay Lee beni duyabiliyor musunuz?''

Minho başını salladı. Dün gece attığı çığlıklar sonucunda boğazı acıyordu.

''Yalnız kalmak istiyorum.''

Jeongin yavaşça dışarı çıktı. Minho istediği gibi yalnız kalmıştı. Yaraları o kadar sızlıyordu ki hareket ettikçe acıyordu. Kalan son gücüyle zorlanarak da olsa kalkabildi. Titreyen eliyle çubukları tuttu ve yavaş hareketlerle yemeğe başladı.

Boğazı acıyordu ve halsiz hissediyordu. Okula gitmek zorundaydı bu yüzden acele etse iyi olurdu.

Bir süre sonra çubukları bıraktı ve tepsiyi ittirdi. Daha fazla yemek istemiyordu. Ağrı kesici olduğunu tahmin ettiği hapı yuttu ve gözlerini kapattı. Tüm vücudu tutulmuş bir haldeyken yataktan çıkması çok zordu.

Kapı yeniden açıldığında Chan içeri girdi ve kapıyı kapattı. Güzelliği beyaz yatağın içinde çok sevimli ve minik duruyordu.

''Yemeğini neden bitirmedin?''

''Canım istemiyor.''

''İlacını içtin mi?''

Minho başını salladı.

''Sana o güzel ağzını kullanmanı söylüyorum her defasında değil mi?''

''Evet içtim.''

''Bu kadar mı?''

Minho Chan'ın gözlerine baktı.

''İçtim efendim.'' Şimdiden yorulmuştu.

''Üzerini çıkart.'' Chan sert sesiyle konuştuğunda Minho bunu yapmayı hiç mi hiç istemiyordu.

Yine de yapmak zorunda olduğu için pijamanın üzerini zorlanarak da olsa çıkardı. Kırbaç ve iğne izleri çok tazeydi.

Chan getirdiği merhemin kapağını açtı ve yatağa oturdu. Dizlerini işaret ettiğinde Minho yavaşça yattı. Soğuk parmakları sırtında ve belinde hisseden Minho irkilirken gözlerini sıkıca kapattı. Chan kremi işaret parmağına sıktı biraz sonra da Minho'nun yaralarında gezdirdi.

Minho ses çıkarmamak için kendini sıkıyordu. Chan tepkisiz bir şekilde Minho'nun yaralarına merhemi sürdü.

''Biraz daha yukarı kaydır kendini.''

Minho kendini yukarı kaydırdığında bu kez kalçaları Chan'ın dizlerinin üzerindeydi. Chan çocuğun pijamasını sıyırdı. İç çamaşırı yoktu ve bu yüzden kalçalarındaki yaralar direkt belli olmuştu.

"Tenin çok güzel ve daha da güzel oldu."

Manyak. Bu adam tam anlamıyla bir hasta ruhluydu.

Chan Minho'nun kalçalarını okşamaya başladı. Minho zevk alıyordu ama bunu belli etmemeliydi.

baby one more time | banginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin