Aynı günün akşamı Minho ve Chan yürüyüşe çıktılar. Minho arada üzerine çöken uykuyu hissetmeye başlıyordu. Her zaman aç olmak ve sürekli uyku halinde olmak can sıkıcıydı. Şimdiden böyleyse son aylarda yataktan çıkamayacaktı herhalde.
Sahile geldiklerinde ikisi de kumların üzerine oturdu. Gökyüzü oldukça açık ve parlakken ay dolunaydı. Denizin üzerine düşen ay ışığı sayesinde harika bir mehtap vardı. Çok tatlı bir mayıs akşamıydı. Yine de hafif bir serinlik kendini hissettiriyordu. Chan'ın üzerinde yırtık kot pantolon ve yine ona uyumlu olarak yırtık kot bir ceket vardı. İçine giydiği beyaz tişört ve ayağındaki beyaz spor ayakkabıları ile her zamanki Chan'dan çok farklıydı çünkü Chan siyah ve resmi giyinirdi. Saçlarını düzleştirip geriye doğru tarardı. Şimdi ise kıvırcık ve olabildiğince dağınıktı. Burnundaki hızması ve kaşındaki piercingi ile serseri bir havası vardı. Çok fazla yakışıklıydı.
Minho ise her zamanki gibiydi. Salaş ve rahat şeyler giymişti. Giydiği kıyafetten dolayı hamile olduğu belli olmuyordu. Üzerinde kalınca bir hırka almıştı.
Chan başını çevirip Minho'ya baktı. Sahile vuran dalgaları izliyordu ve yüzünde dalgın bir gülümseme vardı.
"Üşüyor musun?"
"Hayır." Başını iki yana sallarken hırkasına sarındı.
"Minho..." Chan bir yerlerden başlamalıydı.
"Efendim?"
Minho iri gözleriyle Chan'ın gözlerinin içine baktı. Sanki tüm galaksi Minho'nun göz bebeklerinde toplanmıştı.
"Ben berbat biriyim değil mi?"
Minho tekrar denize baktı. Chan'ın yaptığı şeyler kesinlikle mantıklı değildi ya da o davranışlarını iyi olarak niteleyemezdiniz. Yine de kesin bir şey söylemek de doğru değildi.
Minho cevap vermedikçe Chan berbat biri olduğunu daha iyi anlıyordu. Minho'nun inkar etmesini elbette beklemiyordu o zaman neden morali bozulmuştu ki?
"Bana her şeyi anlatmanı istiyorum."
"Minho bu çok zor."
Minho Chan'ın büyük elini kavradı ve tuttu.
"Yine de bir yerlerden başlaman gerek. Sana tek bir şartla geri dönerim, bana her şeyi anlatacaksın."
"O zaman sen de şu saçma sapan çalışma fikrinden vazgeçeceksin."
Minho'nun yeni yeni düzelmeye başlayan kalbi bir kez daha kırıldı. Chan Minho'nun yaptığı ve yapmaya çalıştığı hiçbir şeyi ciddiye almıyordu. Minho'nun bir şeyler başaracak olma ihtimali bile Chan'ı yeterince korkutuyordu. Elini geri çekti.
"Sana muhtaç olmadan devam etmemden korkuyorsun değil mi?"
"Minho o adama güvenmiyorum."
"O adam mı? Bir dakika sen nereden tanıyorsun? Ben sana bundan bahsetmedim. Dur biraz... Tabii ya! Felix'in ağzı rahat durmaz ki! Jeongin'e anlattı ve o da direkt sana uçurdu bunu."
Minho çok sinirliydi. Chan onun tatlı olduğun itiraf edebilirdi ne var ki işler Minho'nun düşündüğü gibi değildi.
"Benim herkes tarafından tanınan ünlü bir iş insanı olduğumu unutuyor gibisin."
"Ee ne olmuş?"
"Patronunu tanıyorum Minho ve inan bana güvenilmez biri. Başına bir şey gelecek olması beni deli gibi korkutuyor."
Chan Minho vazgeçsin diye böyle saçmaladığını biliyordu. Yine de tartışmayacaktı. Minho özgür biriydi ve hiç kimse hayatı hakkında söz sahibi olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby one more time | banginho
Fanfic"Bebeğim bana bir kez daha vur." femboy minho, bdsm ve mpreg içerir. Tamamlandı. 21.01.23 - 13.10.23