thirty three

1.9K 164 51
                                    

Chan'ın uyuması için artık uyku hapları da yeterli değildi.

Sıkılarak uyandı ve ay ışığının aydınlattığı odasında lambayı yakmadan sigara paketini bulup içinden bir dal aldı ancak çakmağı bulamamıştı. Dudaklarının arasında tuttuğu sigarayla yatakta debelenerek çakmağı bulmayı amaçlasa da sonuç başarısızdı. Büyük ihtimalle çalışma odasındaydı.

Saatin kaç olduğuna bakmak için telefonunu eline aldı. Saate bakmak için telefonunu eline almak huyu olmasa da bu defa içindeki bir his onu bunu yapmaya itti.

Chan birkaç saniye duraksadı ve psikiyatriden randevu almak için sisteme girdi. Minho yine gidecekti ve Chan bu kez bununla baş edemezdi. Olabildiğince fazla antidepresan ve uyku hapları en çok ihtiyacı olacak olan şeylerdi.

"Neden hata veriyor bu lanet olası?.. Dur biraz internet kapalı."

İnterneti açtığında Minho'dan gelen birçok bildirimle kaşlarını çattı. Minho birçok kez konumunu göndermişti.

Sigara hâlâ dudaklarının arasında dururken Chan diline gelen tütünü fark etmedi bile çünkü sigarayı çiğnediğinin farkında değildi.

Minho'dan en son gelen konum yirmi dakika öncesine aitti.

Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor.

Sinyal sesinden sonra tekrar deneyiniz.

Chan titreyen eliyle telefonu çektiğinde hıçkırdı ve odadan hızla çıktı. Üzerinde eşofmanlarının olmasını umursamadı. Evden nasıl çıktığını bilmiyordu.

Jeongin ve Seungmin ise bahçede oturuyordu. Romantik bir çekim vardı aralarında ve yarım saat önce Chan'dan azar yemiş olmalarını unutmuşlardı bile. Rüzgar hafifçe eserken Seungmin elleriyle kollarını ovuşturdu. Bunu hemen fark eden Jeongin üzerindeki hırkayı çıkarıp Seungmin'in omuzlarına bırakmıştı bile.

"Neden yaptın bunu?"

"Üşüyorsun?"

"Şimdi de sen üşüyorsun."

"Yoo bunalmıştım zaten."

"Teşekkür ederim." Seungmin utanarak başını eğdiğinde Jeongin ona bakarak gülümsedi. Alnına düşen kakülleriyle çok güzeldi.

"Bay Bang nasıl oldu acaba? En son bir hayli kötüydü."

"Sanırım uyudu çünkü beni hiç çağırmadı."

Hızla gelen adım seslerini duyduğunda Jeongin başını çevirdi. Chan'ın ağlayarak koştuğunu gördüğünde hemen ayaklandı.

"Jeongin?"

"Burada kal Seungmin."

Jeongin de hızla giden Chan'ın arkasından fırladığında Seungmin şaşkınca neler olduğuna anlam vermeye çalışıyordu.

"Hyung! Hyung bekle!"

Chan Jeongin'i duymuyordu bile. Arabaya geldiklerinde Chan hemen direksiyonun başına geçti. Tabii Jeongin de yanına atladı.

"Ne oluyor?"

"Minho."

Gözünü kırpmadan yola bakan Chan'ın ağzından dökülen tek şey bu oldu.

"Ne oldu Minho'ya? Bir şey mi geldi başına? Ne oldu?"

"Bilmiyorum. Soru sorma."

Chan bir yandan konuma bakıyor ve doğru yolda olup olmadığını kontrol ediyordu. Jeongin neler olduğunu anlamış gibiydi ve Chan'ın haklı çıktığını bilmek berbat bir durumdu.

baby one more time | banginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin