fifteen

2.5K 259 77
                                    

Davetin yapılacağı restorana geldiklerinde Chan arabayı valeye teslim etti ve Minho arkasından onu takip ediyordu. Birden Chan'ın elini tutmasıyla şaşkınlığını gizleyemedi. İri gözleri şaşkınlıkla bakıyordu şimdi.

''Gerekmedikçe konuşma ve saçma sorular sorma.''

Başını sallamakla yetindi. Ortam fazla ciddi ve kasıntıydı. Buralar hiç de Minho'ya göre değildi. Her tarafta şık giyinen insanlar vardı. Fazla kalabalığı da sevmezdi üstelik.

Chan'ın neden kendisini buraya getirdiğini hâlâ anlayamadı. Kendilerine ayırtılan masaya doğru ilerlediler. Herkes sahte bir samimiyet ile selamlaştı.

''Bay Bang yanınızdaki genç kim?''

''Sizin için özel biri olmalı.'' Bu defa başka biri konuştu.

Chan yalnızca gülümsemekle yetinirken bir şey söylememesi Minho'yu hayal kırıklığına uğrattı. En azından arkadaşım deyiverse ne olurdu ki?

Chan masadakilerle koyu bir sohbete dalmıştı. Minho ise olaya fransız kaldığı için yorum yapmıyordu.

''Bu sözleşme çok iyi oldu Bay Bang. Kâr oranı git gide artıyor.''

''Ah lütfen en azından bu gece için iş konuşmayın.'' Kadın şuh bir kahkaha attı.

Minho çok sıkılmaya başladı. O şikayet ettiği odada oturmak bile burada olmaktan daha iyiydi. En azından pijamalarını giyip istediği gibi uzanabiliyordu. Burada ise tanımadığı bir sürü kasıntı insanın arasında, ayağındaki vuran topuklular ve kıçındaki vibratör ile diken üstündeydi. Üstelik tanganın ipi de acıtmaya başlamıştı.

''Siz ikiniz gerçekten yakışıyorsunuz. Yeni tanışmış olmalısınız çünkü bu genç adamı daha önce görmedik.''

Yine aynı konuya dönmüşlerdi.

''Evet evet magazinde de hiç yer almıyorsunuz.''

''Özel hayatımız bırakın da bize özel kalsın. Bu konu hakkında daha fazla soru sormamanızı diliyorum.'' Chan şarap kadehini tutarken gülümseyerek cevapladı.

''Aa sen utandın mı yoksa canım?'' Kadınlardan biri Minho'ya bakarak sorduğunda Minho poposuna iğne batmış gibi oldu. Kesin kıpkırmızı olmuştu şüphesiz.

''Ş-şey ben...'' Minho yutkundu.

''Hanımlar tamam artık. Asıl konumuza dönelim.'' Beyefendilerden biri son noktayı koyduğunda Minho rahat bir nefes aldı.

Chan çaktırmadan elini ceketinin cebine attığında Minho titremeye başladı. Elindeki kırmızı şaraptan birkaç damla beyaz pantolonuna damlamıştı. Herkes onun tuhaf hareketlerine bakıyordu şimdi.

''Affedersiniz.''

Kadehi aceleyle masaya bıraktı ve lavaboya gitmek üzere sandalyeden kalktı.

''Sana eşlik edeyim ne de olsa buraya ilk kez geliyorsun. Lavabonun yerini bilemezsin.'' Chan arkasından geliyordu.

Minho yürürken ayağını burktu ve canı çok acıyordu şimdi. Lavaboya girdiklerinde Chan kapıyı kapattı.

''Ne yaptığını sanıyorsun?''

''B-ben-''

''Sana saçma sapan hareketlerde bulunmamanı söyledim değil mi? Ama sen ne yaptın? Siktiğimin şarabını üzerine döktün! Hem de herkesin önünde! Çocuk musun sen?''

Chan çok sinirliydi.

''Lütfen kızma-''

Minho'yu kollarından tutup sarstı.

''Seni buraya getirdiğime pişman etme beni! Şu haline bak, rezillik!''

Minho'yu serbest bıraktı ve uzaklaştı. Kapıya yürürken Minho'ya bakmadı bile. Minho neden bu kadar ağır tepki gördüğünü anlamamıştı.

''Yürü hadi.''

Chan kapıyı açtığında Minho yavaşça yürüdü. O kadar ezik ve aşağılık hissediyordu ki artık Chan'ı istemiyordu. Ne kendisini ne de parasını istemiyordu Minho. 

En kısa zamanda sözleşmeyi feshedecekti. Bedeli ne olursa olsun bunu yapacaktı.

Masaya geri döndüklerinde Minho ağzını asla açmadı. Yalnızca önündeki tabağa baktı ve hareket bile etmedi. 

Gecenin sonunda vedalaşma zamanı gelmişti. Minho şu kasıntı ortamdan kurtulacağı için çok mutluydu. 

''Daha sık görüşelim. Ayrıca tanıştığımıza memnun oldum.''

Minho yalnızca gülümseyerek başını salladı. Eğer sesini çıkarırsa hıçkırarak ağlamaktan korkuyordu. 

Dışarı çıktıklarında paparazziler resmen kamp kurmuştu. Tüm flaşlar bir bir yanıp sönerken Chan etrafına araba farı görmüş tavşan gibi bakan Minho'nun elini tuttu ve hızla yürümeye başladı.

Elbette her hareketleri bir bir poz alınıyordu. Yarınki magazin manşetleri ve fotoğrafları şimdiden belliydi.

''Ah!''

Minho'nun bileği ters döndü ancak Chan durmadan çekiştiriyordu. Minho ayağının üzerine basamıyordu bile.

''Bay Bang ilişkinizi ne zaman açıklayacaksınız?''

''Ne zamandır birliktesiniz?''

Sorular peş peşe gelmeye devam ediyordu. O an herkesi ve en çok da Minho'yu şaşırtan bir şey oldu.

Minho kendisini Chan'ın kollarında buldu ve alt dudağı Chan'ın dudaklarının altında eziliyordu.

Önceki bölümü okumadıysanız okuyun.

baby one more time | banginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin