Siz : Bir bakar mısın ?
+90 : vaaay sen yazdın
+90 : bakayım tabii canım ne istemiştin
Siz : Bahsettin ya bana bu Özgün'den
Siz : Var mı sende numarası
+90 : üniversite grubundan bulamadın mı gerçekten ?
Siz : Çıktım gruptan
+90 : tahmin edilebilir bir durum :|
Siz : Atmayacaksan uzatma
+90 : kabasın ya :( atmayacağım demedim ki
+90 : bu planımı uygulayacağın anlamına mı geliyor
Siz : Belki
+90 : vaaay bu beni gururlandırdı
+90 : peki ne teklif edeceksin Özgün'e
Siz : Bilmiyorum düşüneceğim
+90 : isteyeceği bir şeyi yapmayı kabul et
Siz : Ne isteyebilir ki
+90 : ne bileyim ben
+90 : paraya falan da ihtiyacı yok ki
Siz : Neyse sen numarayı at yeter
+90 : dur tamam
+90 : 054***
Siz : Tamam sağ ol
+90 : bana da bir iyilik borçlusun haberin olsun (Görüldü.)
-
Timur : Merhaba
Özgün : Merhaba kimsin?
Timur : Timur Balta ben, diş hekimliğinden ikinci sınıfım
Özgün : Tanıdım tamamdır.
Özgün : Bir şey mi diyecektin ?
Timur : Biraz garip bir konu aslında
Timur : Buluşup anlatsam olur mu ?
Özgün : Hmm merak ettim.
Özgün : Tamam buluşalım.
Özgün : Yarın 17'de Damak Kafe'de buluşalım, uyar mı sana?
Timur : Uyar
Özgün : Görüşürüz o halde.
Timur : Görüşürüz
-
Geldiği kafede sipariş ettiği çay bardağının etrafında parmağını gezdirirken derince nefes aldı. Bu buluşma hakkında oldukça gergin hissediyordu. Ayrıca Özgün'ün buluşmayı bu kadar kolay kabul etmesi de garipti. Ya Timur onu kaçırıp organlarını satsaydı ?
Karşısına birden oturan Özgün'le irkildi. Özgür ile tek yumurta ikizleriydi anlaşılan. Yine de Timur rahatlıkla söyleyebilirdi ki farkları seçiliyordu. Bir kere yaydıkları hava bambaşkaydı. Yüz ifadesini inceledi ama herhangi bir duygu anlaşılmıyordu Özgün'ün ifadesinden. Boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
"Bir şeyler sipariş et istersen. Çay söyleyecektim ama sevmezsin diye söylemedim. " Özgün kafasını salladı ve garsonu çağırdı. O siparişini verirken Timur söyleyeceklerini aklında toplamaya çalıştı. Özgün'e ne teklif edeceği hakkında gerçekten en ufak bir fikri yoktu.
"Konu neydi ?" diyen Özgün'e döndü.
"Biliyorsundur, Ravza ile bir ilişkim var. Dün bilinmeyen bir numaradan aldatıldığımı öğrendim. " Bu cümle Özgün'ün yüzünde şaşkın bir ifade oluşturmuştu. Timur bunun neden oluştuğunu merak etti.
"Görünüşe göre öğrenmişsin. Açıkçası bunu üniversitedeki herkes gibi ben de biliyordum. Ama seninle hiç tanışmadığımızdan karışmak istemedim. Anlaşılan birileri daha fazla kandırılmana göz yumamamış. " Timur düşünceli bir şekilde kafasını salladı. Özgün gerçekten ikizini kandırmayı kabul edecek miydi ?
"Seninle konuşmak istediğim konu bunun hakkında. Biraz açmak gerekirse ben bu konunun peşini öylece bırakacak kadar aptal değilim. Şimdiye kadar aldatıldığımın farkına varamasam da bu zamandan sonra o kadar enayi gibi davranmayı planlamıyorum. Kısaca anlatmak gerekirse intikam alacağım. Gerçi öylesine biri Ravza'yı benim incindiğim kadar incitemez. Ayrıca açıkçası Özgür'ün de canını aynı derece yakmak istiyorum, belki ikizin olduğu için bu konuya karışmak istemeyebilirsin. Yine de sormak istiyorum, intikam oyunuma dahil olur musun ?" Sonunda konuşmayı bitirdiğinde Özgün'ün yüz ifadesini inceledi. Düşünceli duruyordu, Timur ona hak verdi. Kendisi de böyle bir şeyi hemen kabul etmezdi, hatta hiç etmeyebilirdi. Yine de şuanki durumda Özgün'ün teklifini kabul etmesini çok istiyordu.
"Peki benim kazancım ne ? Sen intikamını alacaksın, peki ya ben ? Birine bir teklif sunuyorsan aynı ağırlıkta bir şey de teklif etmen gerek. " Timur şaşırmıştı, direkt olarak reddedilmeyi hatta Özgün'ün bu konuşmayı Ravza'lara anlatmasını bekliyordu. Bu noktaya gelmeyi beklemediğinden ne teklif edeceğini de bilmiyordu.
"Sana bir iyilik borçlu olacağım. " Ağzından çıkan sözlere kendisi de şaşırmıştı, bir anda bilinmeyen numaranın dediği şeyler aklına gelmiş ve panikle ilk aklına gelen teklifi sunmuştu. Dikkatlice Özgün'ün yüzüne baktı, onda da şaşkın bir ifade vardı. Şaşkınlığı üzerinden atınca kahkaha atmaya aşladı Özgün, Timur kaşlarını çatıp bu kahkahanın sebebini sorguladı kendi kendine.
"İyilik hm ? Fena bir teklif değil. Açıkçası uzun zamandır böyle eğlenmemiştim. Pekala o halde, teklifini kabul ediyorum. Umarım güzel bir oyun sergileriz. " Timur'un çatılı kaşları çözülüp yerini şaşkın bir ifadeye bıraktı. Gerçekten kabul etmişti.
"Bu oyunun ikizinle aranı bozmasından korkmuyor musun ? " Merakına engel olamadan konuştu. Özgün gelen kahvesinden bir yudum alıp masaya koyduktan sonra Timur'a kısaca bir bakış attı.
"Timur, seni bu aldatmadan haberdar etmemem Özgür'ün hareketlerini tasdiklediğim anlamına gelmiyor. Madem bir ihanete ortak oldu, cezasına da ortak olmalı. O nedenle endişelenme. Peki ilk adımımız ne olacak ? " diye sordu. Timur duraksadı, bunu da düşünmemişti.
"Gerçekten bunların hiçbirini düşünmedin mi, derince nefes alıp devam etti Özgün, yarın tiyatro ve oyunculuk bölümü öğrencilerinin oyunu var. Pazar olduğu için işin olmadığını varsayıyorum ? Beraber gidelim. Ravza ve Özgür birlikte gidecek, ayrıca bütün arkadaşları da orada olacak. Eve gidince Ravza'ya yazma, sana yazarsa hiçbir sorun yokmuş gibi cevapla. Bizi birlikte görünce arkadaş olup olmadığımızı sorgulayacaktır, yeni arkadaş olduğumuzu söyle. Yavaş yavaş sana yaptığının aynısını yap, tabii o, senin ödevlerini yapmak ve para vermek gibi şeyleri yapmaz ama aptal yerine koy onu. " Ardından susup derince nefes aldı. Kahvesini içerken gözlerini masaya dikmiş Timur'a baktı bir süre.
"O zaman ilk ben kalkıyorum. Numaramı kaydetmeyi unutma. " diyerek ayaklandı Özgün. Timur ona bakıp başını salladı ve "Görüşürüz." dedi.
Özgün gittikten sonra bir süre daha düşündü. Instagram'dan oyunun saatine ve yerine baktı. Genelde bu tür aktivitelere katılmak yerine pazar günleri evinde geç kalkıp kahvaltıdan sonra günün kalanını yatakta geçirirdi. Bu düşünce aklına gelince kızdı kendine, neden bu kadar uzun süredir aldatıldığın belli oluyor, diye geçirdi aklından. Çay bardağına elini değdirince çoktan soğuduğunu fark etti. Yerinden kalkıp kasaya gitti ve çayı ödeyip kafeden çıktı.
Bu oyunun nasıl olacağı veya nereye kadar gideceği hakkında en ufak bir fikri yoktu. Şimdilik içindeki öfke sönene kadar ilerlemeyi düşünüyordu.
—
timur'u yemek istiyorum
