"Yemeğe kalsana Timur abi. Annemler gecikecekmiş, Özgün abi de kalacak." Sırt çantasını takarken Berker'in teklifini kafasını iki yana sallayarak reddetti.
"Bugün işim var, başka zaman bakarız. Sınav sonuçlarını öğrendiğin gibi bana yazmayı unutma, haftaya da deneme çözeriz. " Kafa sallayıp onayladı Berker.
"Bitti mi ders? Yemeğe kalsana Timur, köfte vardı. " Odaya giren Mikail, kardeşiyle aynı teklifi sunmuştu. Ona da olumsuz cevap verip odadan çıktı Timur. Evde birkaç ödevi yarım kalmıştı, onları tamamlaması gerekiyordu.
"Timur, iki dakika bekle beni beraber çıkalım. Mikom yarın görüşürüz kankam, sen de dikkat et kendine Berker. " diyerek koşar adım hazırlanan Özgün'dü. Timur onun yemeğe kalacakken neden bir anda çıktığını anlamadı, sorgulamadı da.
"Hani yemeğe kalacaktın lan? Niye ekiyos-" Cümlesini tamamlayamadan kafasına vuran Özgün'le susmak zorunda kaldı. Ona kaşlarını çatıp baktı, Timur telefonda birilerine mesaj yazıyordu. Mikail gözlerini kısıp Timur'a ve onun yanına yürüyen Özgün'e baktı. Arkadaşında bir haller vardı.
"Çıkıyoruz biz, yarın dersten önce alırsın beni kanka. " diyerek kapıyı çekip çıktı Özgün.
Elindeki yarım köfteyle kapı pervazında duran abisinin yanına geldi Berker. Abisinin baktığı yere bakıp sorusunu sordu.
"Aralarında bir şey mi var?" Mikail kardeşine dönüp tek kaşını kaldırdı. Bu velet nereden biliyordu ki Özgün'ün yönelimini?
"Abi bu kadar ilgisiz olamazsın ya, Özgen benim sınıf arkadaşım. Yakın da sayılırız. Muhtemelen Özgün abinin exlerini senden iyi biliyorumdur. " Mikail kardeşinin kafasına hafifçe vurup mutfağa geri döndü.
"Yetişkinlerin işleri karışma tıfıl, derslerine çalış. " Malsın abi, diye geçirdi içinden Berker. Aralarında yalnızca iki yaş vardı ama abisi bayılırdı yaş farkını yüzüne vurmaya.
"Bu yüzden sevgilin yok işte."
—
"Kiminle mesajlaşıyorsun? " Merakla sordu apartmandan çıkarken Özgün. Sonra merakının yersiz olduğunu fark edip toparlamaya çalıştı sorusunu. "Demek istediğim, Ravza mı?" Timur telefonu kapatıp ofladı ve telefonunu cebine koyarken cevapladı.
"Yok ya ablam. Hafta sonu için eve çağırıyor da. Sen yemeğe kalmayacak mıydın? " Sonbahar bitiyor, kış geliyordu. Hava iyiden iyiye soğuğunu hissettiriyordu. Sokakta tek tük insan vardı, soğuktan kaçıyordu herkes.
"Özgen çağırdı, sen de çıkarken beraber çıkalım dedim. Ha bu arada aklıma gelmişken, yarın işin yoksa Mikail ve benimle kahvaltıya gelsene. " Timur kafasını sallayıp onayladı. Normalde yarım saat düşünürdü ama şimdi sadece kabul edesi gelmişti. Bazen insanlarla aynı ortamda bulunmak hoşuna gidiyordu.
Durağa gelince Özgün kendini boş olan oturaklardan birine attı. Fazla sert atmış olacak ki yüzünü buruşturup kalçasını sıvazladı. Timur ona gülüp yanındaki yere oturdu. Durak beklenmedik biçimde boştu.
"Bir şeylerden bahsetsene. " Anlamamış bakışlarla baktı ona Timur. Nereden çıkmıştı ki bir anda? "Minibüs gelene kadar diyorum ya, çok sıkıldım. "
"Bahsedilecek bir şey yok ki. " Özgün ofladı. Kafasını Timur'a döndürdü.
"Lisedeki Timur'dan bahset biraz. Arkadaşların, exlerin falan..." Timur dudağını ağzının içine yuvarlayıp ısırmaya başladı.
"Anlatılacak çok bir şey yok. Derslerine çalışan sıradan bir öğrenciydim. Birkaç arkadaşım vardı ama hala konuştuğum kimse yok. Sevgilim de olmadı hiç. " Özgün şaşkınca kaşlarını kaldırdı.
"Hoşlandığın birileri de mi olmadı?" Timur kafasını iki yana sallayıp reddetti. Lisede birisiyle çıkacak kadar yoğun hissettiği kimse olmamıştı.
"Ablanla aranız nasıl? Klasik çekişmeli abla kardeş ilişkisi mi yoksa daha duygusal mı?" Muhtemelen bu soruyu sorarken aklına kardeşi veya Özgür gelmişti.
"İkisinden de biraz biraz diyebilirim. Üniversiteye gitmek istedi ama annemler izin vermedi. Buna rağmen şuan onlara bir kırgınlığı yok. Hayatını onlara adadı diyebilirim, tabii ben de gruba dahil oluyorum. O yüzden birbirimizin yanında kanlı bıçaklıyız ama en çok ikimiz özleriz yine birbirimizi." Kafa sallayıp anladığını belli etti Özgün. Timur'la şimdiye kadar olan en uzun konuşmasıydı, ablasını oldukça seviyor olmalıydı.
"Haddim değil belki ama ben de Özgür'le aranı merak ediyorum. Instagramda falan aranız iyi durmuyordu. " Özgün alaylı bir biçimde güldü. Timur haksız değildi, cidden aralarında birkaç problem vardı.
"Haklısın, örnek alınası bir kardeşlik ilişkimiz olduğunu söyleyemem. Biraz uzun konular aslında, bahsedip senin canını sıkmak da istemiyorum. Başlangıcı lise iki gibi falandı, hala da güllük gülistanlık sayılmaz. Evde köşe kapmaca oynuyor gibiyiz genelde karşılaşmamaya çalışırız. O Özgen için sinir bozucu abi tanımında olduğundan vakit geçirmek için de çabalamaz. Yani iki yabancı gibi davranıyoruz diyebilirim. " Cümleler ağzından düz bir sesle çıkıyordu ama Timur onun yüzüne baktığında özlem görebiliyordu. Bu intikam oyunu aralarını daha kötü yapacak gibiydi, bunun sebebi olmak istemedi.
"Okul nasıl gidiyor?" Ortamda oluşmuş sessizlikten kurtulmak için açtığı konuya tekrar dönüp bakınca alnına vurmak istedi. Güne gelen teyze miydi o?
"Sağ ol Timur'um ya idare ediyoruz. Senin nasıl gidiyor, var mı bir yaramazlık?" Özgün dalga geçerek gülüp kolunu Timur'un omzuna koydu. Hitap şekli dalgınlıktan gelişmişti, Timur da pot kırmadan devam etti.
"Aynı işte, diş hekimliği fakültesi. 30 almak için beş saat ödev falan yapıyoruz. " Dudağını büktü Özgün, bölümünü oldukça seviyordu ve bu nedenle yaptığı hiçbir şey ağır gelmiyordu.
"Diş hekimliği okumak istiyor muydun?" Omuz silkti Timur. İsteğinin çok bir önemi olduğunu düşünmüyordu. Geliri stabil ve iş bulma imkanı iyi bir meslekti. Ailesinin tıp oku ısrarlarını da susturabilecek nitelikteydi.
"İstiyordum ya da istemiyordum, o kadar önemli değildi benim için. Seçeneklerim arasından en yakın olduğum buydu, ben de bunu seçtim. Sen isteyerek mi okuyorsun bölümünü? " E herhalde dermiş gibi kafa salladı Özgün.
"Hayatımda istemediğim bir şeyi yapacak motivasyonu asla bulamam. Edebiyat ortaokulda ilgi duyduğum bir bölümdü, yıllar içinde de ilgim katlanarak arttı işte. İş bulma imkanı çok iyi değil biliyorum ama yine de okumak istedim. " Durağa yaklaşan minibüsle Özgün'e dönüp ufakça gülümsedi ve konuştu Timur.
"Konuşmamız zevkliydi. Sonra görüşürüz, eve giderken dikkat et." Özgün de genişçe gülümseyip el salladı. Timur minibüse binip gittikten sonra etraf daha çok soğumaya başlamıştı. Telefonunu çıkarıp saayine baktı ve ardından babasını aradı.
"İşten çıktıysan beni alabilir misin baba?" Babasını olumlu cevabıyla hızlıca ona görüşürüz deyip kapattı telefonu. Özgür iki gün önce evde kenara çekip Timur'la ilişkisini sorgulamış, Ravza'yla ilişkilerine zarar vermesin diye üstü kapalı tehdit de etmişti. Aklına gelen cümleler alayla gülmesine sebep oldu. İntikam oyununu bir üst seviyeye taşıyacaktı. Kim ne yaşattıysa aynısını yaşamalıydı. Karma yoksa Özgün de kendi karmasını kendi yaratırdı.
—
11 olmak cok zor okulda da bolum yazamiyorum artik 😞
yorum yapin lutfen 😞💘💘😭