"Anlat bakalım şimdi, nedir bu planın aslı astarı?" Özgün ağzındaki pizzayla Timur'a baktı. Kaç gündür pizza yemekten içi dışına çıkmıştı. Annesinin sıcak yemeklerini özlemişti!
"Yok, sana da sürpriz olacak." Timur'un ona bakmaya devam ettiğini görünce öfledi ve kolasından içip anlatmaya başladı.
"Fotoğrafı gönderdim Ravza'ya. Ama Whatsapp'tan gönderilen fotoğrafları tek açılımlık atınca ekran kaydı, görüntüsü falan alamıyor. Mecbur yanındaki arkadaşından çekecekti fotoğrafı, aklınca bizi rezil edecek ya. İkimizin ortak bir arkadaşı var, Ravza onun da arkasından konuşmuş. Bu arkadaşım buluştu bugün Ravza'yla, buluştuklarında da bana yazdı. Ben de tam o sırada fotoğrafı yolladım Ravza'ya. Tam planladığımız gibi fotoğrafı bu arkadaşın telefonundan çekmiş. Sonraki kısmı ona bıraktım, bir şekilde Ravza'nın telefonundan arama kaydını ve mesajlarımızı silmiş. Şimdi Ravza attığımız fotoğrafı yaymaya çalışacak ama ortalıkta fotoğraf falan yok tabii. Yarın döndüğümüzde de son defa konuşur bitirirsiniz artık. Bence aile evinden dönüşüne bırakma, bence bu manyaklıkla aile evini de basmaya çalışır. " Timur şaşkınlıkla pizzasına devam eden Özgün'e baktı. İyi ki plan kurma işini ona bıraktığını geçiriyordu içinden. Kendisinin böyle bir planı kurabileceğinden emin değildi. O sadece derslerde zekiydi.
"Peki bu arkadaş gerçekten güvenilir mi? Ya fotoğrafı silmemişse?" Özgün kolasından son yudumu içip gülümsedi Timur'a. Kumralın yanında devamlı gülümseyesi geliyordu zaten. "Ne olacak canım, altı üstü üniversiteye ilişkimizi duyurmuş oluruz. " Timur yüz ifadesini değiştirmeden ona bakmaya devam etmeye çalıştı ama sonunda ciddiyetini koruyamayıp güldü. Oh olsun Ravza bu gülümsemeyi sen bir daha hiç göremeyeceksin, diye geçirdi içinden Özgün.
"Sıkıntı etme, silmediyse bile hallederim ben." Tabağını makineye koyup masaya geri oturdu.
"Rakı balık yapamadık ama!" diye yükselen sesle ikisinin de odağı bahçeye döndü. Timur kalkıp önce salona ardından bahçeye çıkarken Özgün de onu takip etti.
"Kanka valla çok içimde kaldı rakı balık ya. " İrfan çimlere yayılmışken keyifsiz keyifsiz konuştu. Mikail onu korkutmak için bir anda sırıtıp konuştu.
"İrfo saçında örümcek var." Bu cümle yerde yatan genci bağırarak küfür edip yerinden kaldırmaya yeterken ıslaklığından kurtulmaya çalışan köpek gibi kafasını sallamaya başladı. Erdem Mikail'e yargılar bir bakış atsa da diğerleri durumdan eğleniyorlardı sadece. "Taşak geçiyor seninle, yok böcek falan." İrfan Erdem'in söylediğiyle geri yerine oturmadan önce Mikail'in kafasına bir tane geçirmeyi unutmadı. Normalde karşılık verse de bu sefer üşengeçlikten kolunu bile kaldıramamıştı Mikail. Timur ortamda başlayan muhabbetten telefonuna gelen bildirimle koptu.
geceparlayangunes : sen de var ya
geceparlayangunes : sadece kendi sorunların olunca kafanı dağıtmak için yazıyorsun
kendisiolmayanbiri : buna oldukça alınırdım normalde
kendisiolmayanbiri : neyse ki sen de aynısını yapıyorsun
geceparlayangunes : var mı gelişme ustam
kendisiolmayanbiri : sen bırak şimdi benim meseleyi
kendisiolmayanbiri : senin kafanı kurcalayan bir şey mi var?
kendisiolmayanbiri : iyi misin?
geceparlayangunes : inanır mısın
geceparlayangunes : değilim
geceparlayangunes : çok yoruldum
geceparlayangunes : ya götüne koyayım böyle durumun
geceparlayangunes : bir insanın bütün çevresi nasıl kör sağır dilsizi oynayabilir