"Hmm anladım, benzerlikten çözdük yani. Benim dokuz on biraz silik, o yüzden zorlanıyorum. Şu soru da mı aynı şekilde?" Timur kafa sallayıp kitabı onun üzerine ittirdi ve telefonuna gelen bildirimleri kontrol etti. Ablasından klasik bir nasılsın mesajı vardı, Ravza dün akşamdan beri yazmamıştı. Twitter'daki anonim arkadaşı bunu fırtına öncesi sessizlik olarak değerlendirirken Timur bunu hiç önemsemiyordu. Artık her şey olsun bitsin istiyordu. Bu oyuna neden devam ettiğini bile bilmiyordu.
"Bi bakar mısın Timur abi doğru mu diye?" Berker'in gösterdiği soruyu kontrol edip onayladı. Berker gururla gülümseyip sorusunu tikledi ve sıradaki soruya geçti.
Kapı tıklatılıp açılırken Timur o yöne döndü. Mikail dersi hiç bölmezdi, bu yüzden başka birinin geldiğini tahmin etmişti.
Tahmini doğruydu, Özgün gülümseyerek kapıdan bakıyordu.
"Ne kadar var molanıza? Mikail yemek yiyelim diyor, senin de kalman için ısrar ediyor bu arada Timur. " Timur elinde döndürdüğü kalemi masaya bırakıp Berker'e döndü.
"Senin için de uygunsa bırakalım burada bugünlük. Bugün yıldızladığım soruları bir daha çözmeye çalış. " Ayağa kalktı, bacakları biraz uyuşmuştu. Hala kapının orada bekleyen Özgün'e ne oldu anlamında göz kırptı.
"Gel sigara içmeye çıkalım. " Timur sigara içmiyordu ama bozuntuya vermedi. Özgün'ün arkasından balkona çıktı ama Özgün öylece oturunca şaşırdı.
"Sigara içmeyecek misin? " Özgün ona dönüp gayet normalmiş gibi cevapladı.
"Ben sigara içmiyorum ki, sen içiyor musun?" Timur anlamayarak kaşlarını çattı ve Özgün'ün oturduğu sandalyenin yanındaki sandalyeye oturdu.
"Ben de içmiyorum. Sen içmiyorsan sigaraya niye çıktık? " Bunun üzerine omuz silkti Özgün. "Belki içmek istersin diye çağırdım. " dedi yalnızca. "Bayağı garip birisin. " dedi Timur.
"Sağ ol. Bu intikam oyunu aklına nereden geldi?" Timur eliyle sandalyenin kol kısmına tıklatarak ritim tutmaya başladı. "Aldatıldığımı söyleyen ve ispatlayan gizli numara verdi fikri. Sen de onaylayınca küçük intikam oyunumuz başlamış oldu. " Özgün dudağını vay be dermiş gibi büküp kafa salladı.
"Sen hangi ara geldin? Duymadım bile kapının çaldığını. " Özgün ona dönüp cevap verdi. "Ders notum Mikail'de kalmış. Ders yaptığınızı söyledi, ben de bölmek istemediğim için zile basmak yerine onu aradım. Neden, rahatsız mı oldun gelişimden?" diye sorup gülümseyişi ciddi değildi. Timur d fark etmişti bunu zaten.
"Yaa o kadar rahatsız oldum ki görünmez sigaramı içiyorum şuan dertten. "
"Oğlum siz manyak mısınız, ne yapıyorsunuz bu soğukta? Babanın restoranında mısın Özgün, kalk git Berker'e yardım et. Timur sen de salak mısın abicim buna uyuyorsun. Geçin içeri, kapıyı da açık bırakmışsınız içeri buz gibi olmuş. " Mikail söyleyeceklerini sıralayıp içeri geçerken söylenmeye devam ediyordu. Özgün yüzünü buruşturup onun ağzını mezeledi ve kendisine gülen Timur'la birlikte içeri girdi.
Özgün Berker'in yanına gidip içecekleri aldı ve oturma odasındaki orta sehpanın üzerine götürdü. Timur da yardım etmek istemişti ama pizzaları tabaklara dağıtan Mikail içeri geçmesini söyledi. O içeride oturmuş beklerken Özgün bardakları da masaya bırakıp kendini Timur'un oturduğu koltuğa attı.
"Misafir değilim sanki, ben sofrayı hazırlayayım ev sahibi eşek Mikail kartonlarla oynasın." O homurdanırken odasından bağırdı Mikail. "Ödevimi yapıyorum geri zekalı. Haftanın altı günü evimi otel gibi kullanmazsan sana da misafir gibi davranırım."
"Mikrofon mu koydu nasıl duyduysa..." Berker oturma odasına girip odanın köşesinde duran puflardan birini sehpanın yanına çekti. Pizza kutularını açıp getirdiği tabaklardan birine pizza dilimini koydu. Özgün ve Timur da başlamışken Mikail içeri kınayan bakışlarla girdi.
"Ayıp ulan o kadar ben aldım pizzayı, insan hazır olunca haber verir değil mi?" Umursanmadığını görünce Berker gibi pufu sehpanın önüne çekip oturdu. Berker ilk diliminin yarısındayken Timur'a dönüp sordu.
"Aaa Timur abi aklıma geldi de Özgen'le mi tanıştınız?" Timur başını salladı. İkisinin tanıştıklarını bilmiyordu. Eğer biraz daha çevresindeki kişiler tanıdık çıkarsa çığlık atacaktı.
"Aynen, arkadaş mısınız siz?" Kafa salladı Berker. Özgen en yakın olmasa da yakın bir arkadaşıydı. Abilerinin arkadaşlığıyla tanışmışlardı, sonra okulda da karşılaşmaları arttıkça arkadaşlıkla pekişmişti.
"Dur tahmin edeyim, Turgut'la da tanışıyorsun değil mi?" diye sordu alayla Timur. Berker saf bir şekilde "Nereden anladın?" diye sorunca Timur kendini tutamayıp kahkaha attı. Özgün de ona katılınca Mikail ufakça sırıttı ama ne olduğunu tam anlamamıştı.
"Çevrenden o kadar fazla kişiyi tanıyormuşum ki artık hepsini senin ayarladığından şüphelenmeye başlayacağım Özgün. " Özgün alınmış gibi yaparak dudağını büktü. "Ben öyle biri miyim ya, aşk olsun. " Diğerleri gülerken Mikail bir an durup "Öylesin bu arada." deyince gülüşleri arttı.
Belki çok saçma bir konuydu ama o an hepsi için dünyanın en komik konusu gibiydi.
—
"Durağa mı gidiyorsun Timur? Beraber gidelim bekle de montumu giyeyim." Timur kafa sallayarak hole geçti. Özgün gülümseyerek montunu giydikten sonra yürüyecekken Mikail kolunu tuttu.
"Özgün bana anlatmadığın bir şeyler mi var kardeşim?" Özgün omuz silkti. "Timur'la bir anda yakınlaştın, ne olduğunu anlamadık bile. Timur'u sevmiyor değilim, iyi bir çocuk. Sadece bir anda yakın olmanız işkillendiriyor beni. " Özgün aralarındaki anlaşmadan ve oynadıkları tiyatrodan bahsetmeyi düşünmüyordu. Hem Mikail'in ilgisini çekecek bir durum değildi hem de Timur'un özeliydi.
"Yok be Miko'm, aniden yakın olmamızın tek sebebi kafa birisi olması. Bir anda yaklaşmadım aslında, bir süredir ilginç biri olduğunu düşünüyorum. Sadece bir süre önce konuşma başlattım o kadar. Çok derin bir mevzu değil anlayacağın. " Yarısı doğru yarısı yalan olan bu cümlelere inanmamıştı Mikail ama üstünde durmadı. Arkadaşının kolunu bırakıp "Öyle olsun bakalım." diyerek diğer misafirini uğurlamak üzere hole çıktı.
Özgün de onun arkasından yürürken gergince dudağını dişliyordu. Tiyatronun sonuna yaklaştıklarını hissediyordu ve bu his onu huzursuz etmeye yetmişti.
—
HEPINIZIN YENI YILI SAGLIK, MUTLULUK VE KAHKAHA DOLU GECER UMARIM, YENI YILINIZ KUTLU OLSUNN 💞