"Nasıl karşılaştınız, seni nereden tanıdı?" diye sordu çatık kaşlarla Özgen. Timur söze karıştı: " Turgut öğrencim benim, Üniversite sınavı için ders veriyorum. Beni görünce yanıma geldi o şekilde karşılaştı Özgü'le de." Özgen kafa sallayıp anladığını belirtti. Özgün ise kardeşinin tepkisiyle şaşırmıştı, kaşlarını havalandırıp sordu.
"Hayırdır, neye şaşırdın bu kadar?"
"Nasıl anlatsam ki..." diye derin bir nefes vererek başladı söze düşünceli bir sesle Özgen. Birkaç saniye öylece düşünüp sonra ellerini masaya koyup konuştu.
"Yok ya, boş verin. " Timur onun bu çekingenliğinin sebebinin kendisi olup olmadığını merak etti, bir anda ortamda fazlalık gibi hissetti.
Özgün onun düşündüklerini hissetmiş gibi dikti gözlerini, bu ani bakış bir anda şaşırtmıştı Timur'u. Çok geçmeden Özgen'e geri çevirdi bakışlarını Özgün.
"Aman cadıya bak, çok meraklıydık sanki lise dramana. " Özgen ona dil çıkardı ve anlatmaya karar verdi.
"Ya Timur abi senin dalga geçeceğini sanmıyorum ama abim kesin dalga geçer o yüzden çekimser davrandım. Şimdi ben 11 boyunca ve 12'nin ilk zamanları Turgut'tan hoşlanıyordum. Ama hani asla belli etmiyorum sadece uzaktan bakıyorum işte biraz. Neyse dersler mersler derken benim kafa çok dolu, sınav senemde de flörtmüş manitaymış hiç uğraşamam. Zaten okulun sıkı yönetiminden dolayı asosyal gibiyiz, benim hoşlantı bitti gibi. O deneme, bu özel ders falan Turgut'un yüzünü göremiyorum bile. Sonra bir gün hikayeme yanıt verdi falan, konuşmaya başladık. Bir ay kadar kouştuk ama görmeniz lazım, her halttan konuşuyoruz yani. Kuşunun sıçtığı boktan Özgür abimin exlerine kadar. Neyse bi baktım bizim tempo hızlanıyor, günde bir iki mesaj anca konuşuyoruz. Dedim şimdi benim buna olan hoşlantım uyanırsa sınav senemde ölümcül bir hata yapmış olurum, ona da anlattım bunu. Konuşmayı bıraktık ama arada böyle uzaktan birbirimize bakıyoruz sonra yakalanınca bir şey olmamış gibi kafamızı diğer yönlere çeviriyoruz." Konuşması sonunda bittiğinde içeceğinden içti. Özgün dudaklarını beğenmemişcesine büküp konuştu.
"Harbiden ergen dramıymış, anlatmasan da olurdu." Özgen ona şakasına vurdu ve Timur'a baktı tepkisini merak edip. Timur da çok etkilenmiş durmuyordu, çok da büyütülecek bir mevzu değildi. Özgen kollarını kavuşturdu, o da büyük bir olay olmadığını biliyordu ama böyle bir ilgisizlik de beklemiyordu.
"Gıcıksınız gerçekten ya... İnsan ilgileniyormuş gibi yapar biraz. Tabii üni ortamında daha büyük olaylar oluyordur, benim mazlum kaosum kesmedi sizi. Sizden dinleyelim o zaman bakalım, nasıl tanıştınız?" Meraklı bir havayla sordu sorusunu. Abisinin arkadaşlarıyla tanışma şerefine çok nail olamazdı, tanıştığı sayılı arkadaşlarından olan Timur'u çok merak etmişti bu nedenle.
Aslında Timur'u yüzeysel olarak tanıyordu. Berker'in yakın arkadaşıydı ve onun övüp bitiremediği özel hocasını tanımaması mümkün değildi. Zaten muhtemelen Turgut'la Timur'u tanıştıran da Turgut'un uzaktan da olsa arkadaşı olan Berker olmalıydı. Ama özel hoca olan Timur ve arkadaş Timur arasında dağlar kadar fark olduğunu tahmin edebiliyordu bu yüzden kendini merak etmekten alıkoyamıyordu.
"Sana ne be meraklı Melahat. Çok konuşma da yemeğini ye." diyerek konuyu kapattı Özgün. Her defasında aynı hikayeyi anlatmaktan sıkılmaya başlamıştı. Timur'a dönüp konuştu.
"Bu arada yarın Mikail ve birkaç arkadaşımla arkadaşımızın evine gideceğiz, FIFA falan oynayacağız. Seviyorsun anladığım kadarıyla video oyunlarını, gelsene sen de." Timur bitirdiği hamburgerin paketini tepsiye koyup dibi kalmış içeceğini içti. Oyun oynamak hayatının önemli bir yerine dahil değildi ama lisede boş derslerde sınıftakilerle oynamaya giderdi. Şimdi ise filmlerin ve dizilerin yanı sıra kafasını dağıtmak için yaptığı bir aktiviteydi.
Özgün'le tanıştıktan sonra hayatının son iki yılından daha fazla sosyalleşmişti. Konfor alanından çıkmış olması onu tedirgin etse de yeni insanlarla tanışmak hiç fena değildi. Özgün'e kafa sallayıp konuştu.
"Birkaç dersim ve bir saatlik özel dersim var, ondan sonra gelebilirim." Özgün ufakça gülümseyip telefonundan ona konumu attı.
Hamburgerini hala bitirememiş ve dışlanmış olan Özgen kısık gözlerle ikiliyi izliyordu. Birkaç saatlik gözlemi sonucunda rahatça söyleyebilirdi ki abisi bu hafif asosyal elemandan hoşlanıyordu. Çalan telefona baktı, Timur'un telefonuydu.
Timur arayan kişiye bakıp derince iç çekti. Telefonu şimdi açmazsa sorun yaşayacağını biliyordu bu nedenle eline alıp biraz uzaklaştı ve aramayı cevaplandırdı.
"Efendim anne." Telefonun diğer ucundaki kadın biraz sinirli, biraz da alaycı bir sesle konuştu.
"Allah Allah, annen olduğunu hatırlıyor muydun? Bu kadar süre konuşmayınca ben bir oğlum olduğunu unutmuşum da." Sitemli sesiyle kendini oflamamak için zor tuttu Timur. Annesiyle konuşmayı hiç sevmezdi, babasıyla konuşmazdı bile. Arama geçmişi ablasıyla, birkaç hafta öncesine kadar da Ravza'yla doluydu.
"Özür dilerim dersler çok yoğun olduğundan arayamadım. Nasılsın?"
"İyi olmaya çalışıyoruz diyelim, ablan olacak eşek anca yatıyor hiç yardım etmiyor. Bütün evle tek başıma uğraşıyorum." Ablasına edilen laf dişlerini sıkmasına neden oldu, zaten her gün fabrikada yorulurken bir de böyle bir muameleye maruz kalması en öfkelendiği konuydu.
"Onu da anla biraz anne, çok çalışıyor biliyorsun. Babam nasıl, var mı bir şeyi?"
"İyi ne olsun o da. O kadar yıl çalıştı şimdi emekliliğin tadını çıkarıyor. Ablan bir evlenemedi gitti, o biraz gözüne batıyor. Tüm mahallenin diline sakız oldu iyice, bir de geçen Şengül telefonda konuşurken bir erkek sesi duyduğunu söyledi. Elalemin maskarası olduk yeminle. "
"Anne ben de erkeğim ya hani, telefonda konuştuğu benim." Cıklama sesi geldi karşıdan, zaten kadın inanmıştı bir şeye. Fikrini değiştirmek mümkün değildi.
"Sen olsan tanımaz mı Şengül, kaç yıllık komşumuz. Bir iş var bunda ama bakalım. İnşallah babanın kulağına gitmez. Neyse sen ne zaman geleceksin? Evin yolunu unuttun iyice." Dudaklarını yalayıp sıkıntıyla nefes aldı. Konunun buraya geleceği belliydi.
"Sınavlarım var ya. Tatilde gelmeye çalışacağım ama kesin değil. Özel derslerim var biliyorsun, onu ayarlamam gerek öğrencilerimle. " Bundan sonra annesinin sorduğu birkaç soruyu daha cevaplandırıp telefonu kapattı. Sessize aldığı Ravza'nın attığı mesajları gördü ama cevaplamadan telefonu kapatıp cebine attı. Twitter'daki anonim arkadaşının "enerji vampiri" olarak adlandırdığı bir insan tipi vardı. Annesi şüphesiz o tarz bir insandı.
Masaya döndüğünde Özgen'in yemeğini bitirdiğini gördü. Kardeşler onun gelmesiyle kalkınca sinemaya yürümeye başladılar. Timur'un morali bozulmuştu biraz, sinemanın moralini yerine getirmesini umdu.
—
o kadar suredir yazmiyorum ki nasil yazildigini unutmusum, bolum lessss gibi oldu...
neyse CUMHURIYETIMIZIN YUZUNCU YILI KUTLU OLSUN AUUUUU 🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷