Özgün hayatını çok planlı yaşamazdı. Özgen'le sinemaya gideceklerse o gün karar verirler, birine yazacaksa aklına geldiği an yazar, canı bir şey çektiğinde ya da bir yere gitmek istediğinde o an yapardı. Onun yanı sıra Timur tam anlamıyla bir kontrol manyağıydı, gideceği üniversiteye onuncu sınıfta karar vermişti ve çalışmaya da aynı yıl başlamıştı. Bazen ablası onunla çıkıp gezmek isterdi ama günü her zaman planlı ve dolu olurdu. Bir organizyasyona katılacaksa bundan en az üç gün önce haberdar olmalıydı.
Aynı bu şekilde evine ani gelen misafirleri de sevmezdi. Zaten çok fazla misafiri olmasa da birkaç ayda bir evine gelen ailesi, alt katında yaşayan teyze ve zamanlı zamansız gelen Ravza hiçbir zaman haber vermeyen insan grubundaydı. Ravza sevgilisi olduğundan onu tolere edebiliyordu ama o günler rahatsız olduğu belli oluyordu. Bunu zamanla fark eden Ravza da onun evine gelmeyi bırakmıştı zaten.
Şimdi Özgün'le eve yürürken bu rahatsızlığı hissetmiyordu. Kendi de farkında değildi ama Özgün'ün yanındayken kimsenin yanında olmadığı kadar rahat davranıyordu. Evi hiçbir zaman aşırı dağınık olmazdı ama bazen bulaşıklar kalır, kahvaltı masasını toplayamaz ve çalşma masasını dağınık bırakırdı. Bu sabah bunlardan herhangi birini yapıp yapmadığını hatırlamıyordu ama bu, o kadar önemli gelmiyordu şuan. Özgün'ü arkadaşı olarak gördüğü için mi umursamıyordu acaba, merak ediyordu.
"Emrivaki yapmadım bu arada değil mi? Müsait değilsen sorun değil yani, söyleyebilirsin." Özgün biraz sıkıntılı bir sesle konuştu, sanki Timur'u zorlamış gibi hissediyordu. Timur güldü ve konuştu : "Hayır öyle olsa bunu sormak şimdi mi aklına geldi? Ayrıca tabii ki yapmadın. Çok çekingen bir insan değilim. Evime gelmeni istemeseydim yüzüne net bir şekilde söylerdim. Benim için de bir farklılık oldu evime arkadaşımı davet etmem." Özgün apartmandan girerken gülümsemişti.
Arkadaş olduklarını Timur'un ağzından duymak hoşuna gitmişti. Ravza'yla görüştüğünden daha fazla görüşüyordu Özgün'le ama Timur'un kişiliği göz önüne alınınca Özgün net bir şekilde arkadaş olduklarını söyleyemiyordu.
"Ev sizin falan mı? Yani özel derslerle hem kirayı hem faturaları halletmen biraz şey geldi..." Timur kafasını iki yana sallayıp reddetti. Evinin alt katında yaşayan Aysun teyze kafasını kapısından uzatmış yukarı çıkan ikiliyi süzüyordu. Timur umursamadığı için Özgün de ilgisini kadına vermedi. "Ev akrabamızın, kirası var ama düşük bir miktar. Kirayı babam ödüyor, faturaların bir kısmını da o hallediyor. Benim özel derslerim genelde hayat giderlerim için ayırdığım para yani." Özgün sessiz kaldı. Eve girmişlerdi. Ev fazla soğuk olmadığı için hoodiesinin üstüne giydiği ceketi çıkarıp Timur'a uzattı, Timur da kendi hırkasıyla beraber ceketi astı.
"Mutfağa geçelim istersen. Yemek yapmayı çok bilmiyorum bu arada." Özgün önemli değil anlamında elini sallarken yerdeki fayanslardan mutfak olduğunu varsaydığı kapıdan girdi. Timur da onun hemen arkasındaydı. İçerisi ferahtı, bir öğrenci evine göre geniş sayılırdı. Buzdolabında Timur ve bir kadının birkaç fotoğrafı asılıydı. Ablası olduğunu düşündü Özgün. Timur fotoğraflarda gülümsüyordu, Özgün onu hiç Ravza'nın yanında böyle gülümserken görmemişti.
"Sen otur, susadın mı bu arada? Ablam aramıştı ona bir döneyim geliyorum hemen." Özgün duvara dayalı masanın üç sandalyesinden birine oturdu. Annesi nerede olduğunu soran bir mesaj atmıştı, onu cevapladı. Ardından Timur'u beklerken mutfağı incelemeye döndü. Tezgahın üstü boştu, aynı şekilde masada da yalnızca tuz ve kağıt havlu vardı. Timur temizlik hastası olmasa da dağınklıktan hoşlanmadığını belli ediyordu eviyle.
Odaya giren Timur çok keyifsiz görünmüyordu, ablasıyla öylesine konuşmuş olmalılardı. Bu konuya girmenin özel kaçacağını düşünüp başka bir şeyden bahsetti.