"Kanka Erdem ne kadarlık yolumuz kaldığını soruyor." Özgün gözlerini, çapraz üstünde duran telefona çevirdi, 10 dakikalık yolları vardı.
"10 dakikaya oradayız. " Mikail geri telefonuna dönüp mesaj yazmaya devam etti. Timur dirseğini kapının kol kısmına koymuş dışarıyı izliyordu. Özgün onun bu dalgın halinin sebebini merak etti, hafifçe koluna dokunup dikkatini çekti.
"Neyin var?" Timur ona dönüp omuz silkti. Çok düşünceli dursa da gerçekten kafası öyle çok dolu değildi yalnızca birkaç gün sonra gideceği evdeki günlerini düşünüyordu.
Ailesinden nefret etmiyordu ama onlarla yaşamaya da dayanamıyordu. Evde yaptığı her hareket kameralar altındaymış gibi hissediyordu, sanki nefes alsa bile dünyanın lafını yiyecekmiş gibiydi. Kendisi eve yılda birkaç kere uğrayıp bu kadar az süre kalmasına rağmen böyle hissediyorsa ablası nasıl hissediyordu, tahmin bile edemiyordu.
Üniversite için evi ayarlandığında ablasına beraber yaşamayı teklif etmişti. Ancak ablası babasının buna hayatta izin vermeyeceğini, Timur'un yaşam masraflarının bir kısmını hala babasının karşıladığını ve böyle bir riski almak istemediğini söylemişti.
Özgün Timur'u rahat bırakıp yola geri döndü. Çok sesli olmayan şarkıya, parmaklarıyla direksiyona vurarak eşlik etmeye başladı. Timur arkaya bir bakış attı, Mikail onlarla hiç ilgilenmeden telefonuna bakıyordu. Çalan şarkıya güvenerek kısık bir sesle konuştu.
"Ravza'nın mesajlarına cevap vereyim mi artık?" Özgün birkaç saniye durup cümleyi algılamaya çalıştı, sonunda beyninde cümleler düzelince haaa deyip konuştu.
"Bakabilirsin artık, hatta benimkilere de cevap yazsana. Art arda cevap yazsak nasıl delirir ha." diyerek güldü. Timur Özgün'ün hafif sadist bir yanı olduğundan şüphelenmeye başlamıştı, bir şey demeden telefonunu açtı.
Timur : Gerçekten şaka gibi birisisin
Timur : Her mesajda nasıl daha çok düşürebilirsin seviyeni anlamıyorum
Timur : Şöyle başlayayım ben seni aldatmadım
Timur : O kadar delirmişsin ki gören ifşam çıktı zanneder
Timur : Ben herkesin ortasında sevgilimi aldattığım kişiyle öpüşüp "enayi" sevgilimle dalga geçmiyorum Ravza
Timur : Senden nasıl hoşlanmışım inanamıyorum ya o kadar iyi bir oyuncusun ki kesinlikle bu sektörden devam etmeliydin
Timur : Kurban rolünü oynayıp karşındakini suçlamakta ne kadar başarılısın
Timur : Özgün'ün senin için bana yaklaştığını falan söylemişsin manyak mısın sen amk
Timur : Dünya senin etrafında dönmüyor farkında mısın bilmem
Timur : Manyak edersin insanı wlzjwpsnşwks
Timur : Ben "arkadaşımla" partiden partiye koşup içki içirmiyorum
Timur : Otobüsteyiz ve uyurken kafası omzuma düşmüş
Timur : Ama bekle asıl yüzleşmemiz bu değil
Timur : Belki çok yanlış birine aşırı güven vermiş olabilirim ama işin peşini böyle bırakmayacağım Ravza
Timur : Yüzüne vuracağım hepsini
Timur : Ama biraz da sen bekle bakalım
(Bu kişiyi bir haftalığına sessize almak istediğinizden emin misiniz?)
Derince nefes verip bıraktı telefonunu. Özgün ona bakıp gülümsedi.
"Kazandın mı savaşı komutanım? " Timur onun gülümsemesine karşılık verip uzattığı telefonu aldı. Mesajlarda gözlerini gezdirirken midesi bulandı, imalarının nereye kadar gittiğine şok olmuştu. Neyse ki Özgün çok da umursuyormuş gibi durmuyordu. Bu iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi anlayamadı, yine de bir şey demeden telefonu aldı.