Birkaç saat süren otobüs yolculuğu sona ermiş, sonunda ailesinin yaşadığı şehre varmıştı. Ablasıyla en son sabah konuştuğu ve ne zaman geleceğini söylemediği için tek başına eve geçmeyi düşünüyordu Timur. Hazırladığı el valizi ve sırt çantasıyla terminalin içine yürürken ismini seslenen biri yüzünden durdu. Sesin geldiği yöne döndüğünde 32 diş gülümseyen ablasını gördü. Ablasını görmesi yüzünde bir gülümseme oluşturmuşken arabanın yanında bekleyen ablasına hızlı adımlarla ilerledi.
"Ooo kas yapmışsın sen sanki? Hayırdır, spora mı başladın?" Valizini yere koyup gülerek ablasına sarıldı. Kendisini özlediğini biliyordu. Liseyi bitirdikten sonra iyice içine kapanan ablasının tek arkadaşı kendisi olmuştu zaman içinde. Ara sıra çalıştığı yerden birkaç kişiyi anlatırdı ama yine de en yakını Timur'du.
"Sen de kilo vermişsin bakıyorum. Yine o garip sosyal medya diyetlerini mi yapıyorsun? Diyorum sana, hiç sağlıklı değil onlar." Canan ondan ayrılmadan önce saçını şakasına çekti biraz ve valizine uzandı. "Atla bakalım velet, ablan sana muhteşem bir sürüş deneyimi yaşatsın." Timur şoför koltuğunun yanına oturdu ve arabayı çalıştıran ablasının sorularını bekledi.
"Anlatsana bir şeyler. " Timur ona dönüp "Ne anlatayım?" anlamına gelen bir baş işareti yaptı. Canan sorusunu açıkladı alık alık bakan kardeşine. "Üniversite hayatını işte. Sevgilinle işler ne durumda? Geçen arkadaşlarınla gittiğin tatil nasıldı? Ohoo bak sen bunları anlatana kadar eve varırız zaten. " Timur önüne dönüp nereden başlayacağını düşündü. Ravza ile olan meseleyi anlatmanın en iyisi olduğuna karar verdi.
"Sevgilim değil eski sevgilim öncelikle. Dün ayrıldık. Bildiğim her şeyi söyledim, inkar etmeye falan çalıştı. Diğer sevgilisinin ikiziyle aramda bir şeyler olduğunu iddia etti. Tehditler falan savurdu işte. Ama bitti yani sonuç olarak. Artık ne ölüsü ölüme ne dirisi dirime. " Susup ablasının tepkilerini bekledi. Canan birkaç saniye düşündü, ardından yorumlarını söylemeye başladı.
"Ablam şimdi belirtmeliyim ki sevgilin olduğunu bu kadar geç öğrenmem üzdü yani. Ayıpsın. Tribimi sonraya bırakacağım şimdilik, nasıl biri senin bu eskin? Tehditleri nasıldı, gerçekten sana zarar verebilecek biri mi? Bir diğer sorum da şu bahsi geçen diğer kadınla ilgili. Aldatıldığın kişinin ikizi? Adı sanı ne, nasıl biri? Gerçekten aranızda bir şeyler var mı? Bana anlattığın gibi yakın davrandınız mı, neden kabul etti bunu yapmayı? Bir karşılık istemedi mi?" Kadın kelimesi Timur'un az daha pot kırmasına neden oluyordu. Özgün'ün cinsiyetinden hiç bahsetmemişti, bu yüzden ablası da bahsi geçen kişinin erkek olduğunu düşünmemişti hiç. Durumun böyle olması biraz daha işine gelmişti. Ablasının onu herhangi bir koşulda destekleyeceğini biliyordu ama Özgün'ün erkek olduğunda bahsetmeseydi daha iyiydi sanki. Bozuntuya vermeden soruları cevapladı.
"Taramalı tüfek misin ya, sakinleş biraz. Gerçekten zarar verebileceğini sanmıyorum. Daha çok boş gürültü gibi, zaten tehditlerinin hepsi beni rezil edeceğine dair falandı. Merak etme yani, fiziksel bir şey olacağını sanmıyorum. Diğer kısma geleyim ; hayır, o kişiyle aramızda hiçbir şey yok. Sadece iyi birisi ve iyi de bir arkadaş. Yakın davrandık diyebilirim galiba ama hayır ne kadar yakın diye soramazsın. Diğer sorun da neden yaptığı mıydı, ablasının onayıyla devam etti, en ufak bir fikrim yok bu konuda. Sadece ikiziyle ilgili bir mesele olduğunu biliyorum. Var mı başka sorun?" Canan göz devirdi, cımbızla laf alıyordu sanki Timur'un ağzından.
"Ay tabii ki var geri zekalı. Sen benim hayatımı merak etmiyor olabilirsin ama ben merak ediyorum. Tatilini anlat, bu arada annemlere söylemedim sınavları uzamış o yüzden gelememiş dedim. Pot kırma sakın. " Timur kafa sallayıp anlattı.
"Altı kişiydik. Üçüyle gittiğim yerde tanıştım, diğer ikisini tanıyordum. Arkadaş grubu yani. Başta biraz çekindim ne yalan söyleyeyim ama hepsi çok sıcakkanlı kişler gerçekten. Alışmam çok kolay oldu. Yazlıktı gittiğimiz yer. Sahil çok dolu oluyormuş, o yüzden denize gitmektense havuzda yüzdük. Oyun konsolu vardı, onunla oynadık. Yemekleri çoğunlukla dışarıdan yedik falan. Öyle yani abla, altı erkek bir araya gelip ne yapıyorsa onu yaptık işte. " Canan mahalleye gelmişken aklındaki son soruyu sordu kardeşine. Bundan sonra biraz rahat bırakacaktı, en azından şimdilik. Sonuçta annesi sorularıyla yeterince boğacaktı Timur'u.