1. Bölüm KARASAROĞLU

18.3K 396 113
                                    

BEĞENİ YAPMAYI VE FİKİRLERİNİZİ YORUMLARA YAZMAYI UNUTMAYINIZ...

ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİM...

KİTABA BAŞLAMA TARİHLERİNİZİ BURAYA YAZIP ARAMIZA NE ZAMAN KATILDIĞINIZI BELİRTEBİLİRSİNİZ.

YILDIZA BASMAYI UNUTMAYINIZ.

Bir zamanlar, ihanetin yüzüme gülen gözlerde başladığını unutmuş ve sonsuz güvenin kanatlarıyla uçmaya devam ediyordum. Ama unuttuğum bir şey vardı; kuş ölünce kanatlarının da yok olduğuydu. Bunu en mutlu olduğum an, hızla yere çakıldığımda anlamıştım.

İnsanların adalet terazisi bana gelince hükmünü kaybediyor ve ben onların mahkemelerinde hep, suçlu bir şekilde addediliyordum. Artık adalet terazimi susturmayacak ve kendi menfaatlerime göre yontacaktım.

Kalbime açılmış mezarlardan, ayak sesleridirilerek beynime acı bir şekilde kazınıyordu. Yıllar önce kalbimi ve sevdiklerimi, tırnaklarımla kazıp, mezara gömdüğüm şehre geri dönüyordum. Gidişimde depremler olan bu şehri, intikamla inşa etmeye yemin etmiştim. Bu şehir artık sevdiklerime değil düşmanlarıma meza olacaktı.

Bu sefer kimsenin yıkamayacağı bir güçle düşmanlarımın karşısına dikilecektim. Onlar beni en dibe batırsa da güçlü bir el tutupçıkarmıştı daldığım kör kuyudan. Umutsuzluk bedenime hükmederken, yaralarımı sarmış ve beni bambaşka biri olarak yeniden tanımlamıştı.

Aradan geçen beş yıl benden tüm duygularımı söküp almış ama kanayan tek bir yaranın bile kapanmasına izin vermemişti. Zamanın pili, ben sevdiklerimden ayrıldığım gün bitmiş ve o günde takılı kalmıştı.

Zaman hiçbir şeye ilaç olmamış ve gittikçe daha da çok yaralamıştı sinemi. Sadece alışmıştım. Acının, göğsüme zamansızca tırnaklarını geçirerek bana kahkaha atmasına alışmak zorunda bırakılmıştım.

Yaşadıklarımın içinden sıyrılıp, mecburen çıktığım bu Amerika yolculuğunu, şimdi dört kişi olarak tamamlıyordum. Ben, ikiz çocuklarım Cem ve Cemre, sevgili eşim Poyraz KARASAROĞLU...

Gözlerimin kenarında kızarıklıklar gülümsemekten değil, yaralarımın kanarken ki çektiği acıdan kaynaklanıyordu. Dudaklarımın kenarındaki çizgiler, hayat yolundaki düştüğüm çukurlu yolları nasıl dizlerim kanaya kanaya yürüdüğümü anımsatıyordu sadece.

Bu beş yıl benden güzelliğimi alamamıştı. Tam tersine daha güzel, olgun ve özgüvenli bir kadın olmuştum. En önemlisi de Anne olmuştum. Yıllar benden gözlerimde ki ışığı almış, karanlığa mahkum etmişti. Kalbimi her daim geri planda tutmayı öğretmiş ve hayatımı bir erkeğin insafına bırakmanın acı tecrübesini yaşamıştım.

Kuzey...  Bir zamanlar dilime şiirlerihapsedecek kadar çok sevdiğim, güneşi her sabah dudaklarındaki kıvrımlardadoğuran adam. Bana ve sevgime inanmayan, bir yalanın kuyruğunda beni yok eden adam. Beni  bu dünyadaki en büyük korkumla tanıştırmış ve onunla baş başa kalmamı sağlamıştı. 

Kuzey, bir zamanlar benim kalbimdi ve giderken kalbimi de kendi nefretiyle alıp götürmüştü.

Bu acının var olması benimleydi ve yok olması da benimle olacaktı. 

🌟  🌟 

Araba, özel uçağa yaklaştığında merdivenin başındaki hosteslere aşık gibi bakan oğlum, kime benzediğini açıkça ortaya seriyordu. Poyraz'ın kucağında uyuyakalan kızıma baktığımda, masum yüz ifadesi, onu ısırarak sevme hissiyatı yaratıyordu insanda... Verdiğim tüm mücadele onlar içindi. Çektiğim her eziyet onlar yaşasın, nefes alsın diyeydi.

ATEŞ VE BUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin