25. Bölüm POYRAZ'IN, DENİZ'İ...

5K 244 62
                                    

BEĞENİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINIZ.
⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Bu bölümde +18 sahneler vardır.

Poyraz dudaklarıma bir öpücük kondurarak, "sakın endişelenme ve buradan asla ayrılma," diyerek vücudumu süzüp bir küfür savurdu. Ayağa kalkıp, yerdeki gömleğini aldı. Tekrardan bana bakıp, "ulan şerefsizler sizin bir taraflarınızdan kan almayan Poyraz'ı siksinler," diyerek gömleğini hırsla giydi.

Gömleğinin düğmelerinin koptuğunu görünce, "sikeyim," diyerek iliklemekten vazgeçti. Benimse göz ziyafeti çekmeme sebep oldu. Poyraz'a ilk defa bu gözle bakıyordum. Kanımın kaynaması normal miydi?

Dışardan silah sesleri gelirken benim, Poyraz'ın hareketlerine kıkırdamam; ve onu deli gibi öpmek istemem, normal bir aile olmadığımızın kanıtıydı.

Poyraz elini beline attığında silahının orada olmadığını hissetti. Bakışları yatağın yanındaki sehpaya kayınca, silahının orada olduğunu gördü. Yatağın başına gelerek sehpanın üstünden, silahını aldı.

Tam giderken kolundan tuttum. "Gitme," dedim gözlerinin içine şehvetle bakarak. "Yanımda kal." Her ne olursa olsun onu kaybetmekten korkuyordum. Poyraz'ın yanımdan 1 dakika bile ayrılmasını istemiyordum. Onu kaybetmekten ölesiye korkuyordum. Onu seviyorsun Deniz.

Şu an dışarıda Poyraz'ın milyon tane adamı, bir telefonla kapının önüne yığılmıştır bile. Neden gidiyor ki? Beni neden bırakıyor ki? Gitmesin benimle kalsın istedim.

Poyraz yatağın kenarına tek dizini koydu. Avuç içini yanağıma yasladı. Baş parmağını; biraz önce sertçe öptüğü dudaklarımda gezdirerek, "Sadece 20 dakika... 20 dakika sonra yanındayım," dedi. Biraz önce dudaklarıma değen parmaklarının yerini, dudakları almıştı. Geri çekildiğinde dilimle dudaklarımı yalayıp birbirine bastırdım. Poyraz, bana avına yaklaşan bir aslan gibi bakıyordu; bende tabi av oluyordum. "Tam 20 dakika sonra o dudaklarını sen değil ben ısıracağım Deniz" dedi. Poyraz, vakit kaybetmemek için odadan hızla çıktı. İşini çabuk bitirmek istiyor Deniz.

Poyraz odadan çıktıktan tam 11 dakika sonra silah sesleri çoktan kesilmişti. Zaten yanımıza silahla gelmek, onlar için bir ölümdü. Çoğu kez silahlı saldırılar olmuştu eve. Artık alışık olduğum bu mevzu beni endişelendirmiyordu. Şu an Poyraz sözünü tutmuş ve adamların bir taraflarından kan alıyordu muhtemelen.

Poyraz 20 dakika demişti ve gelmesine sadece 9 dakika kalmıştı. Kendime gelebilmek adına adımlarımı banyoya yönlendirdim. Zaten bluz ve kot pantolonum, Poyraz sayesinde üstümde değildi. İç çamaşırlarımı çıkararak, sıcak suyun altına kendimi attım. Başımdan akan sıcak su beni gevşetmiş, üşüyen bedenimi mayıştırmıştı.

Karnımda hâlâ uçuşan bir şeyler vardı. Heyecanlanıyorsun Deniz.

Evet heyecanlanıyordum. Poyraz'ın dokunuşları beni öylesine kendimden geçirmişti ki; feleğim şaşmıştı. Hangi ara Poyraz'a bu denli yükselmiştim bilmiyordum. Kâğıt üstünde evli bile olsak birçok defa yakınlaşmıştık. Sosyete davetleri, iş yemekleri, gazeteciler... herkese gerçekten evli olduğumuzu kanıtlamak için her defasında birbirimizi öpmüş, sarsılmış ve el ele tutuşmuştuk.

Bu zamana kadar ona karşı nasıl kayıtsız kaldığımı bende bilmiyordum. Kabul ediyordum. Poyraz, bir kadının isteyebileceği her şeye sahip bir erkekti. Evliliğimiz boyunca, evli olmasına rağmen peşinde dolanan kadınların haddi hesabı yoktu. Bu bazen benimde içimde kıskançlığa sebep olmuştu ama, o zamanlar bunu arkadaşlığa ve onu kaybetmeye yoruyordum.

Poyraz'ın içime bu denli işlemesi zamanla olmuştu ama ben bunu bile fark edemeyecek kadar intikamla bürünmüştüm. Ona karşı olan hislerimi; onunla geçirdiğimiz zamanı düşündükçe içime daha çok işliyordu.

ATEŞ VE BUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin