Merhaba ATEŞ VE BUZ ailesi...
Kitap hakkında ki yorumlarınız satır aralarında paylaşırsanız bana destek olabilirsiniz.
Bölüm şarkıları;
Bir fırtına tuttu bizi.
Sezen Aksu; Unuttun mu beni?
🌟 basarak bölümü parlatınız.
Barış rezidansın önündeki bankta oturmuş, beni bekliyordu. Önünde dikildiğimde, ayağa kalktı. "Geldiğin için sağ ol. Aslında seni aramam yanlıştı ama bu akşam Ada'nın okulunda tiyatro gösterisi var. Abim oraya gitmezse Ada çok üzülür. Sadece Ada için ve abim için aradım." Bakışlarında ki tiksinen ifadeden benden hâlâ nefret ettiğini hissedebiliyordum. "Yoksa senin gibi bir kadının Kuzey abimin etrafında dolanması isteyeceğim en son şey."
Tepkisiz yüz ifademle kafamı iki yana salladım sadece. "Yapma Barış, bari sen yapma." Acı çeken kısmımı saklamaktan çekinmedim. "Onca yılın hatırı var. Bana böyle tiksinerek bakma. Sen bari omzuma yük yükleme."
Barış alaylı bakışlarını bana yönelterek, eliyle binayı işaret etti. Nefretini ve zehrini aynı anda kusarken sustum. "Yukarıdaki adam, tam beş senedir ölü bir adam. Gözümün önünde abi dediğim adamı diri diri toprağa gömüyorum her gün ben. Sen benim abi dediğim adama ihanet ettin. Onu aldattın Deniz. Sen sadece onu değil, hepimizi kandırdın. Şimdi çık yukarı ve arkanda bıraktığın enkazı temizleyebilirsen temizle."
Arkamda bıraktığım enkaz? Peki benim enkazımı kim temizleyecekti?
Barış'ın sözleri beynimde bir şimşek etkisi yarattı. Bir zamanlar kendime söz vermiştim. Kimsenin benim acılarımdan, benim sorunlarımdan beslenip, üzerime darbe yapmasına izin vermeyecektim. Benim yaşadıklarım üzerinden kimsenin duygu mastürbasyonu yapmasına izin vermeyecektim. Herkes haddini ve yerini bilecekti ya da ben bildirecektim.
Dişlerimin arasından tıslayarak, "yeter," dedim.Ona doğru bir adım attığımda sinirimi onakusmaktan çekinmedim. "Sen kimsin Barış? Kim olduğunu unuttuysan sana zevkle hatırlatabilirim. Sen sadece Kuzey'in değil, Poyraz'ın da çalışanısın! Seni işe Poyraz'ın aldığını, sonradan Kuzey ile çalışmaya başladığını unutma. Sadece Kuzey'e sadakat beslemen Poyraz'a ve bana, yani karısına, saygısızlık yapacağın anlamına gelmez. Kendine gel ve yerini bil. Ben senin askerlik arkadaşın değilim. Beni sevmeyebilirsin ama patronunun karısına saygı duymak zorundasın." Barış dediklerime şaşırmış olsa da bir şey diyememişti.
Seneler önce bana bir insanı kıracağımı söyleseler asla inanmazdım. Ama her şey ve herkes gibi bende değişmiştim. Onun bana yaptığı saygısızlık karşısında sadece ona nerede olduğunu göstermiştim. Benim için zor bir şeydi ama onlar da beni kırıyordu. Sözleriyle, hareketleriyle beni yerle bir ediyorlardı.
Evet, söylediklerim ağırdı belki ama bende insandım. Öfkemi dizginleyemeyeceğim sınırları aşmamalarıgerekiyordu. Ben asla insanlara tepeden bakmaz ve küçümsemezdim. Öyle bir insan değildim. Ama gerçekleri bilmeden hakkımda yaptığı itham beni son raddeye getirmişti. Artık insanlara laf anlatmaktan, yapmadığım şeylerin sürekli yüzüme vurulmasından çok sıkılmıştım. Benimde herkes gibi acılarım vardı. Elimde olsa şu an elime bir megafon alır yaşadıklarımı anlatırdım utanmalarını sağlardım. Fakat elimde değildi. Yapamazdım.
Taşıyamayacağım yükleri sırtlanmış yürürken, yoluma taş koymalarını sindiremiyordum. Gün geçtikçe altında ezildiğim şeylere ek olarak birde insanların acımasız sözleriniduymak beni tüketiyordu. Yüklerimin üstüne basarak, kendini haklı çıkarmaya çalışan insanlardan da çok sıkılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ VE BUZ
ChickLitSöylediklerini kabullenmeyerek kafamı iki yana salladım. Ona doğru uzandığımda ellerimi göğsüne koydum. Gözyaşlarım dur durak bilmiyordu. "Hayır, Kuzey hayır! Bana inan, n'olur bana inan! Ben sana ihanet etmedim. Ben Deniz'im, senin Deniz'in. Ben sa...