Merhaba ATEŞ VE BUZ ailesi size yeni bölümden ufak bir kesit yayınladım.
Yıldıza 🌟 basmayı unutmayınız.
"Deniz, iyi misin?" Kadir Bey'in sesiyle kendime geldim. "İyiyim," demekle yetindim.
"Bana söylemek istediğin bir şey olduğunu seziyorum."
Sessizdim. Kadir Bey'e söyleyecek çok şeyim vardı. "Hayır, yok. Benim gitmem lazım Kadir Bey. Çocukları okuldan alacağım." Oturduğum koltukta ayaklandığımda kolumu tutarak beni durdurdu.
Kuşkulu bakışlarını yüzümdeki gezdirmekten çekinmedi. "Mehmet benim en büyük düşmanım Deniz. Onun bu hayatta en çok istediği şeyin Melek olduğunu biliyorum." Duraksayarak gözlerini kapatıp açtı. "Fakat Meleğin zaten o adi herifin yanında olduğunu da biliyorum. O istediğini çok önceden aldı." Gözlerindeki buğu karanlıkla boğuştu. "Senden ne istediğini bana söylersen yardımcı olabilirim. O şerefsizi bu dünyada en iyi tanıyan kişi benim."
Kadir Bey, Melek Hanım'ın hala o adamla birlikte olduğunu düşünüyordu.
Kalktığım koltuğa yeniden oturdum. Çökmüş omuzlarıma binen yükler hiç azalmıyordu. "O adamın benden ne istediğini size söylesem bile bunun için bir şey yapamazsınız." Melek Hanım'ın benim yanımda olduğunu söylesem bu meseleye bulaşmak bile istemeyecekti. İkisinden de ölesiye nefret ediyordu.
Kadir Bey benimle ne kadar konuşursa konuşsun ikna edemeyeceğinin farkındaydı. Gözlerindeki karanlık ton bana karşı yumuşamadı. "Çok inatçısın Deniz. Fakat benim kim olduğumu bilmiyorsun. Ben bunu elbet öğreneceğim Deniz." Kadir Bey'in tehlikeli ses tonu beni kuşattı. "Sen söylesen de söylemesen de."
Her kim olursa olsun bana tehditvari konuşamazdı. "Mehmet sizin düşmanınız olabilir ama unuttuğunuz bir şey var. O adam benim de düşmanım. Beni üstü kapalı değil açık açık tehdit etmenizi tercih ederim."
Kadir Bey'in dudağının kenarında ufak bir şekilde kıvrıldı. "Her hareketinin ona ne kadar benzediğini bir bilsen bunun mümkün olmadığını anlardın." Mırıltısı çok duyulmadığı için kaşlarım çatıldı.
"Ne demek istediğinizi tam duyamadım Kadir Bey."
Gözleri yüzümün sinirle gerilmiş her miliminde gezindi. Bakışları sürekli bir şeyleri sorguluyordu. "Seni tehdit etmem mümkün değil Deniz." Lacivert gözleri eski bir zamanın kıyısından geçerek bana çarptı.
Onun yumuşamış bakışları sayesinde bende sinirlerimi ekarte etmeye çalıştım. "Bunu duyduğuma sevindim. Benden nefret etmenizi ya da bana karşı kin beslemenizi istemem. Sinirinizin bana değil Mehmet'e olduğunu da biliyorum." Derin bir nefes verdiğimde gözlerimin dolmasına engele olamadım. "O adam benim en büyük düşmanımın dostu."
Kadir Bey'in çatılı kaşları benim gibi cici bir kızın düşmanının kim olduğunu düşünüyordu. Sanki bir şeyleri düşünürmüş gibi gözleri önümüzdeki sehbaya daldı. Gözlerini açılarak bana döndüğünde kafasını hafifçe sağa eğdi. "Füsundan mı bahsediyorsun?"
Onun bu tespiti ne ara yaptığını anlayamamıştım. "Bu kanıya nereden vardınız Kadir Bey?" Tam net cevap vermemek en iyisiydi. En azından aklında Füsunla alakalı şüphelerin kalması işime gelirdi.
"Seninle balıkçıya gittiğimizde onu sevmediğini ve yılan bir kadın olduğunu söylemiştin. Ayrıca Füsun'a nefret ve kinle baktığını görüyorum. " Kadir Bey yerinde kıpırdandığında, "Kuzey ile olan ilişkinizin nasıl bittiğini de biliyorum."
"Bu benim özelim. Sizinle oturup özelim hakkında konuşmayacağım. Hem siz benim hayatımımı araştırıyorsunuz?"
Kadir Bey gülümseyerek başını olumsuz anlamda salladı. "Hayır. Ekin, Poyrazla nasıl yakın arkadaşsa Kuzeyle de çok yakın arkadaş. Bir ara İngiltere'ye bizi görmeye gelmişti. O zamanlar Ada yeni doğmuştu. Sarhoş olup anlatmıştı her şeyi." Gözleri odanın içinde dolaştı. "Her neyse, konumuz bu değil." Kuzey her yerde beni rezil etmeyi başarıyordu. "Füsun'un senin hakkında ne düşündüğünü biliyorum. Seni pek sevmiyor. Kuzey yüzünden mi Füsun'dan nefret ediyorsun?"
"Keşke bu kadar basit olsa."
"Füsunla meselenin ne olduğunu bilmiyorum Deniz. Ama Füsun, Mehmet'in dostu değil. Füsun o şerefsizden nefret eder."
Kadir Bey, karısını ve kızını yıllardır ondan saklayan kişilerden birinin Füsun olduğunu bilse bu kadar sakin olabilir miydi acaba? Etrafımdaki kimseyi Füsun hakkında kötü düşünmediği için suçlayamazdım. Hayatımda Füsun kadar iyi masum rolüne bürünebilen bir kişi daha görmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ VE BUZ
Literatura FemininaSöylediklerini kabullenmeyerek kafamı iki yana salladım. Ona doğru uzandığımda ellerimi göğsüne koydum. Gözyaşlarım dur durak bilmiyordu. "Hayır, Kuzey hayır! Bana inan, n'olur bana inan! Ben sana ihanet etmedim. Ben Deniz'im, senin Deniz'in. Ben sa...