52. Bölüm KARŞI KONULAMAYAN TEK İÇGÜDÜ

1.7K 196 57
                                    

Merhaba ATEŞ VE BUZ ailesi...

Yeni bölümü heyecanla beklediğinizi biliyorum. Son bölümde çok heyecanlı bir yerde kalmıştık. Şimdi heyecanın doruklarında okumaya devam edebilirsiniz. 

Kitaba olan yoğun ilgiden dolayı teşekkür ederim. Bu arada instagram hesabından beni takip ederseniz yeni bölümlerden erkenden haberdar olabilirsiniz. Tiktok ve instagram hesabım profilimdeki linkte vardır.

Bölüm şarkısı; Sena Şener - Porselen kalbim

🌟

Yüzyıllardır karşı konulamayan tek duyguya esir oldu insanoğlu. 

O duygu için hatalar yapıldı, romanlar yazıldı, düşmanlıklar başladı. Kontrol edilemeyen bu içgücü oysa sadece bir bakışla başlardı. Aşkın bakışıyla...

DENİZ KARASAROĞLU

🌟 basarak Deniz'e destek olmayı unutmayınız.

Kadir Bey kırlaşmış saçlarında sinirle ellerini gezdirdi. Benim üstüme doğru bir adım attığında işaret parmağını bana doğrulttu. "Sen, sakın bu işe karışma!" Eliyle arkamdaki Melek Hanım'ı gösterdi. "Onun burada ne işi var ha? Bu kaltağın burada ne işi var? Mehmet senden onu istiyordu değil mi? Mehmet senden Meleği istiyordu."

"Bana bağırmayın," dedim hiddetle. "Hiçbir şey bildiğiniz gibi değil." Onu sakinleştirmeli ve olanları anlatmalıydım.

"Hayır, hayır gitmem." Arkamdan Melek Hanım'ın bağırtısı geldiğinde onun yeni bir krizin eşiğinde olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Melek Hanım geri geri yürüyerek saçlarını yolmaya başladı. "Götüremezsiniz beni ona. Gitmem! Siz, beni ona vereceksiniz."

Melek Hanım arkasını dönerek koşmaya başladığında, "Melek Hanım, hayır! Durun, kimse sizi vermeyecek," dedim ama beni dinlemedi. Melek Hanım'ın arkasından koşturduğumda Kadir Bey de arkamdan geliyordu.

Ahırın kapısından çıktığımda gördüklerim, bugünün bir felaketle sonuçlanacağını açıkça göstermişti.

Mehmet elindeki silahı Defne'nin kafasına dayamış ve iğrenç gülüşüyle bize bakıyordu. Etrafımızdaki en az yirmi adam ise silahlarını bize doğrultmuştu.

Her son, yeni bir başlangıçtı ama bu artık kaçınılmaz bir ölüme doğru yol alıyordu.

"Sürpriz," dedi iğrenç gülüşüyle Mehmet.

Benden bir adım önde bekleyen Melek Hanım sarsakça geriye doğru adım attı. Mehmet bakışlarındaki saplantılı tutkuyu Meleğe çevirmekten çekinmedi. "Meleğim, beni özledin mi?"

Melek Hanım korku dolu gözlerini onun gözlerinden ayırmıyordu. Transa girmiş gibi olduğu yerde titremeye başladı. "Hayır, gitmem. Gitmem!"

Melek Hanım'ı kolundan tutup geriye çektiğimde arkama aldım. Onu bu pisliğe asla vermeyecektim. Omuzlarımı dikleştirip Mehmet'in görüş açısını kapattım. "Uzak dur ondan."

Korkuyordum. Mehmet'in hastalıklı düşüncelerinin nasıl psikopatça olduğunu bildiğimden hepimiz için korkuyordum. Burada ya hepimiz ölecektik ya da büyük bir vurgun yaşayacaktık.

Kadir Bey ne olduğunu anlamasa da şoktan kurtularak hemen yanıma geldi. Elindeki silahı Mehmet'e doğrulttu. "Şerefsiz herif! Bırak hemen kızımı!"

Defne, Mehmet'in elinde biraz debelendi. "Baba yardım et bana!"

"Tamam Defne'm, kurtaracağım seni kızım." Kadir Bey'in mavi gözleri sertlikle büküldü. "Mehmet bırak kızımı! Ne istiyorsun bizden Allah'ın cezası, ne? İstediğini zaten almadın mı?"

ATEŞ VE BUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin