Sare içtiği uyku hapıyla iyice sakinleşmişti. Gramajı çok düşük olduğu için ne tam uykusu gelmişti ne de uyanık durabiliyordu. Soğuk zemine uzandı haber alınca.
Böyle bir durum içinde olmak ona çok saçma geliyordu. Ayağıyla fren yapmış gibi bir iz bile çıkartmışlardı inandırıcı olsun diye. Ama Sare bir şekilde açık vereceğini düşünüyordu.
Bu oyunu oynamayı istediğini fark edince kolunu da taşlı toprak zeminde sürttü. Kendine zarar vermek istemeden hafifçe kızarttı.
Yerde acı içinde kıvranıyormuş gibi yaparken araba sesi gittikçe yaklaştı. O tarafa bakamıyordu. Ve kalbi deli gibi atıyordu. Arabanın durma sesi ve kapı açılma sesi geldiğinde sadece acı içinde kıvranmaya devam etti. Yani öyle gibi görünmeye...
"Kolunun üzerine mi düştün?" Demişti Atahan. Sare önce iyi misin gibi bir soru bekliyordu. Beklemediği yerden gelmişti.
"Evet" dedi Sare.
"Bacaklarında yada sırtında bir ağrı var mı?" Diye sordu Atahan bu sefer yere çöküp. Yusuf, haklı diye düşündü. Yardım edeceğini söylemişti.
"Hayır kolumla engellemeye çalıştığım için bir şey olmadı sırtıma" dedi Sare.
"Gel, o zaman kaldıralım seni" dedi. Atahan, Sare'yi belinden tutup kalkmasına yardım etti. Sare neredeyse bayılacak gibi olmuştu.
"Başın mı döndü?" Diye sordu Atahan.
Sare sadece uykum var diye düşündü ama "yo yo iyiyim" diye mırıldandı. Uyumamaya direniyordu.
"Koluna bakabilir miyim?" dedi Atahan.
"Tabii" dedi Sare. "Hareket ettirebiliyorum ama" diyip bileğini oynatmaya çalışınca "hayır oynatma. Kırık yada çatlak olabilir" diyip bileğine dokundu Sare'nin. Atahan yoklarken hafif acıyormuş gibi yüzünü buruşturdu.
"Kırık, çatlak yok. Sadece incinmiş. İstersen hastaneye de gidip gösterebilirsin için rahat etsin istersen" dedi Atahan.
"Çatlak yada kırık olsaydı şişerdi zaten. Burkulma acısı var" dedi Sare derin bir soluk atıp.
Atahan bisikleti kaldırıp "al bakalım" dedi.
"Nasıl becerdiysem düşmeyi. Bir anda oldu. Durduramadım yokuş aşağıya giderken" dedi Sare konuşmayı uzatmaya çalışıp. Bir yandan da bisikleti tutmuştu sağlam olan koluyla.
Atahan bunun üzerine gevşemiş fren kablolarını fark etti. "Hmm, düşmene sebep olan nedeni de bulduk. Bundan sonra binmeden önce frenlerini kontrol edersin artık" dedi sıkarken cıvataları.
"Sorun bende değilmiş" diye mırıldandı Sare.
"Teşekkür ederim" dedi. Artık daha fazla konuşmayı uzatamazdı. Bisikleti alıp ilerlemek zorundaydı çünkü "rica ederim" diyip arabasına yönelmişti Atahan çoktan."Hey" diyip arkasına döndü Sare. Bir şey bulmalıydı. Bir şey şu anda bulmalıydı çünkü Atahan tam arabaya binecekken duraksayıp ona doğru bakıyordu.
"Burada sipariş getirebilecek bir yer var mı?" Diye sordu. Bileğine bakıp "pek bir şeyler hazırlayabileceğimi düşünmüyorum da" dedi.
"Bu bölgeye hizmet veren bir restoran yok maalesef. Gidip senin alman lazım" dedi Atahan.
"Araba sürecek durumda değilim. Neyse atıştırmalık bir şeylere kaldım. Teşekkürler tekrardan" dedi Sare.
Eve geldiğinde hızlıca Yusuf'u arayıp olan biten ne varsa anlattı.
"Gayet güzel" demişti Yusuf. "En azından artık muhabbetiniz var. Yeni bir fırsat düşünmeliyiz. Şimdi işim var, kapatıyorum" dedi Yusuf.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutku ve Arzu
Teen FictionAşk, bir renk olsaydı herkesin ilk aklına gelen kırmızı olurdu. Ama Aşk sadece beyazdı. Hisler... Hisler kırmızıydı.