I

240 5 0
                                    

Sare ve Atahan çadırın tepesine karganın konmasıyla uyanmışlar birbirlerine bakmışlardı.

"Kovalama" dedi Sare, Atahan hareketlenince.

Atahan geri hareketsiz kalıp gözlerini yumdu. "Kötü haberlere hazır ol. Yatak odasının camında sabah saatlerinde karganın ötmesi kasabalılar için hayra alamet değildir. Kötü haber getirdiklerine inanırlar" dedi Atahan.

"Böyle şeylere inanıyor gibi durmuyordun. Beni şaşırttın" dedi Sare.

"İnandığımı söylemedim" dedi Atahan giderek sessizleşen bir mırıltıyla. Sare'nin de çok uykusu vardı. Gece oyun epeyce vakitlerini almıştı uyumak için.

Uykuları bu sefer de yağmur yüzünden bölünmüştü. Atahan kendini zorla kaldırıp dışarıya baktı.
"Tam da şu anda ne eksik sence?" Dedi Atahan, Sare'ye doğru bakıp.

"Benim için bot eksik. Seni bilemiyorum" dedi Sare eliyle yüzünü kapatıp.

"Bir de edebiyatçı olacaksın. Kahve eksik" dedi Atahan yine çantasına doğru uzanıp. "Bir şeyler yemeden kahve içebilir misin?" Diye sordu.

"İçerim, sıkıntı yok" dedi Sare gökyüzüne bakarken. Atahan hem soba hem de ocak olarak kullandıkları minik tüpte kahve pişirdi. Çadırın içini kaplayan koku, yağmurun sesi Sare'nin bütün vücudunu uyuşturmuştu. Bu an onun morfiniydi. Atahan'ı izlerken zihninde büyülü cümleler oluşuyordu.

İlham perileri çadırın içinde dans ediyorlardı sanki Sare için. Hızlıca defterine uzanıp yazmaya başladı.

"Ne yazdığını okuyabilme şansım olsun isterdim" dedi Atahan. "Böyle bir anda mı geliyor fikir?" Diye sordu.

Sare ona doğru bakıp "unutmamak için minik notlar alıyorum aklıma gelen cümleleri. Bir küçük an büyük bir cümle yaratıyor zihnimde" dedi.

"Kitaplarını okudum. Her birini. Çok başarılısın" dedi Atahan.

Sare gülümseyip "teşekkür ederim" dedi.

"Tüm o hikayelerdeki ana karakter olmak istediğin kişi mi? " Diye sordu Atahan.

"Olmaya epey can attığım karakter evet. Güçlü, zayıf, naif, kaba" dedi omuzlarını kaldırıp. "Ama özgür" dedi dışarıya bakıp.

"Sen de özgür değil misin?" Diye sordu ve kahveden bir yudum aldı Atahan. O sırada Sare de büyük bir yudum almıştı kahveden.

"Öyle olduğumu sanıyordum. Buraya geldiğimde yapmam gereken sorumlulukların bir bir beni yere doğru çektiğini fark ettim" dedi Sare.

"Bir ay sonra eşinin yanına mı döneceksin?" dedi Atahan.

"Dünkü yaşananlardan sonra mı? Asla." dedi.

"Boşanmaya kadar kesin gider mi yoksa dün öfken tazeyken mi söyledin?" Diye sordu Atahan.

"Kesinlikle gidecek. Dün için değil sadece. Zaten batmakta olan bir evliliğimiz vardı. Buraya gelirken sadece düşünmeye ara vermekti amacım." Diyip güldü Sare. "Ama burda olmanın verdiği huzuru bile veremeyen bir evliliğe sahibim artık. Bunu sürdürmenin anlamı yok" dedi Sare.

"Anladım" dedi Atahan. Yağmur şiddetini giderek arttırmıştı. Atahan çantasında bir şey arıyordu hızlı hızlı.
"Powerbankin var mı?" Diye sordu Atahan telefonuna bakarken. "Yanıma almayı unutmuşum. Telefon kapanmış, farkında değilim" dedi.

"Hayır yok. Lazımsa benim telefonumu kullanabilirsin. Sim kartını takabilirsin" dedi Sare.
Atahan, Sare'nin dediğini yaptı hızlıca.
"Geri dönsek iyi olur. Kasabada pek iyi şeyler dönmüyor bu aralar. Arabamı da getirmişlerdir" dedi Atahan telefona bakarken ani bir yüz ifadesi değişimiyle.

Tutku ve ArzuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin