Sare derin derin nefes alarak kendine gelmeye çalışırken Atahan çoktan aşağıya inmişti bile.
"Biraz daha sakinleştin mi?" Diye sordu Atahan yanına çöküp pufun. Kolunu da Sare'nin dizleri üzerine dayamıştı.
Sare, o beyaz tişörtü üzerine giydiğini fark etti. Altında da lacivert bir eşofman vardı.
"Evet, iyiyim" diyip üzerindeki battaniyeyi geriye doğru attırdı.
"Boğazın nasıl, acıyor mu?" Dedi."Hayır. Bir sorun yok" dedi Sare ona doğru bakıp.
"Tamam" dedi Atahan elini tutup Sare'nin.
Sare az önce yanına oturduğu kitabı eline aldı. "Okuduğunu söylemiştin. Baştan mı başladın?" dedi son yazdığı kitaba bakarken."Okudum. Sadece hoşuma giden bir yeri tekrar okuyordum" dedi Atahan.
"Ezberleyecek misin?" Diyip güldü Sare.
"Hayır artık ezberlememe gerek kalmadı" diyip Sare'nin gözüne gelen kısa bir saç tutamını kenarıya itti. Sare tenine değdikçe Atahan, alev gibi yanıyordu. Şömine başında daha fazla dayanamayınca ayağa kalktı.
"Çok sıcak oldu" diye mırıldandı.
"Aç mısın?" Diye sordu Atahan da kalkarken.
"Daha yeni yemekten kalktım." Dedi.
"Üzerine rahat bir şeyler giymek ister misin?" Dedi Atahan. Sare bu resmi görünüşünden bir an önce kurtulmak istiyordu.
"Çok iyi olur. Ben... aniden karar verince yanımda hiçbir şey getirmedim" dedi Sare onu takip ederken. Cam korkulukların tahta tutunma kısmına elini sürterek takip etti Atahan'ı. Duvarlardaki insan portrelerin kime ait olduğunu sormamak için direniyordu.
Odaya girdiklerinde tam anlamıyla ağzı açık kalmıştı. Yatağın yumuşaklığı o kadar çok belli oluyordu ki Sare bu yuvarlak, derin yataktan günlerce çıkamayacağını çok iyi biliyordu. Odayı havuzun ışıklandırması maviye boyamıştı. Ama Atahan buna inat sarı ışığı açtı.
Atahan dolabına yönelirken Sare yatağa oturmuştu. İşte o hissi şimdi yaşıyordu. Kürk ve yün karışımı örtüyle iyice onu çağırmıştı yatak.
"Yorgunsun değil mi? Bütün günün tahta sandalyede oturarak geçti" dedi Atahan ona tişört uzatırken. Altına da giyebileceği bir eşofman vermişti hemen ardından.Sare daha önce iç çamaşırıyla yanında durduğundan çekinmeden üzerini değiştirmeye başladı. "Bu yatak yüzünden yirmi dört saatin yirmi dördünü de burada geçirebilirim" dedi Sare.
"Büyük bir hata yaptığımın her sabah uyandığımda farkındaydım ama hiç bu kadar üzülmemiştim" dedi Atahan.
Sare bunun üzerine güldü. "Bu yataktan çıkmak gerçekten işkence olur. Neyse üzülme. Ben burda yatmam" dedi Sare.
Atahan elinden tutup yüzüne baktı Sare'nin. "Yatağın bir kanarında sen bir kenarında ben yatsam bile çadırdaki kadar yakın uyumayız. Bu gece seni izleyerek uykuya dalmak istiyorum" dedi.
"Buraya gelerek yeterince sınırları aştım zaten. Ama bu basit bir istek. Bunu yapabilirim " dedi Sare. Atahan'ın yüzünde bir gülümseme belirmişti olumsuz bir cevap geleceğini düşünürken diğer cümleleri olumlu olunca.
"Çarşafları değiştirelim" diyip ayağa kalktı yataktan Atahan. Dolaba doğru yönelirken, Sare "hayır sorun değil. Değiştirmemize gerek yok. Temiz birisi olduğunu anlamak çok kolay" dedi Sare gülerek. Aslında onun kokusuyla uyumak istiyordu.
"Daha bu sabah değiştirdim zaten ama uyumuştum yanına gelmeden önce" dedi Atahan.
"Sorun değil. Ben sadece yüzümü yıkasam iyi olur" dedi Sare. Gözlerinden uyku akıyordu ama bu makyajı temizlemeden uyuyamazdı.
"Hemen şurası" diyip dolabın devam eden kitaplık kısmına doğru parmağını uzattı. Kitaplığın yanından lavaboya girip yüzünü yıkadı. Saçlarını açıp başındaki gerginliği de azalttı. Boynuna da baktı aynadan. Kızarıklık yoktu. Ama o kadar çok korkmuştu ki titremesi yeni geçmişti. Sare etrafına baktı. Kullandığı şampuanların üzerinde, parfüm şişesinin üzerinde gözlerini gezdirdi.
İçeriye geçerken Atahan'ın çadırda da ayarladığı ışıklarla uğraştığını gördü. Oda yine kırmızı renge bürününce Sare "sen kırmızı ışıkta mı uyuyorsun yoksa?" Diye sordu.
Işığı tıpkı çadırda olduğu gibi kırmızıya ayarlamıştı yine bir uyku öncesi.
"Melatonin salgılanmasını en az etkileyen dalga boyuna sahip ışık rengi kırmızı olduğu için." Dedi Atahan. "Yoksa böyle bir takıntım yok" diyip yanına yattı Sare'nin.Sare yan dönüp havuza doğru baktı. Süs havuzundan büyük havuza dökülen suyun sesi evin içine kadar ulaşıyordu. Bahçe duvarlarının ardındaki ağaçların arasından da şehrin ışıkları gözüküyordu. Sare sırt üstü yatıp ayak ucunda kalan bir ay önce kaldığı evin olduğu tarafa baktı bu sefer. Işıkları yanıyordu. Birisi gelmişti yerine hemen.
"Kasabadan birisine mi kiraladın?" diye sordu Sare sessizce.
"Evet" dedi Atahan.
"Hemen dolmuştur ben çıkar çıkmaz" dedi Sare. "Uzun bir süreliğine mi kiraladı?" Diye sordu.
"Bir yıl. Diğer evlere göre daha uzun" dedi Atahan.
"Güvenebileceğin birisi mi? Direk evini gördüğü için herkese kiralamadığını söylemiştin" dedi Sare.
"Daha önceden tanıdığım birisi" dedi Atahan. Sare bunun üzerine gülümsedi. Belli ki gerçekten bu konuya dikkat ediyordu.
"Bu camın yatak odana ait olduğunu hiç düşünmemiştim" dedi Sare. Evi tamamen görebiliyordu burdan. Ama evden bu tarafa bakılınca sadece duvar gibi bu siyah cam gözüküyordu. Ve bahçesindeki uzun ve kalın duvar.
"Hıh" diye bir gülüş atınca Atahan, Sare ona doğru döndü.
"Kararımı değiştiren şey şişe çevirmece oynayan çocuklar oldu biliyor musun?" Dedi Sare."Boşuna direniyorsun. Kader bize yirmi dört saatten daha fazlasını da verecek." dedi Atahan ona doğru bakıp.
"Direnmiyorum. İzin verdim işte. Yine yorulmak istemiyorum sadece. Bazı belirsizlikler olduğunu biliyorsun" dedi Sare. Atahan, bunun üzerine Sare'yi kendisine doğru çekti. Ona sarılıp sessiz kalmayı tercih etti.
Sare bu yüzden daha fazla konuşmak istememişti. Uykuya teslim olmanın en doğru an olduğunu düşündü. Atahan'ın kolları arasındayken heyecanı tavan yapsa bile o kadar yorucu bir gün geçirmişti ki bir kaç dakika içinde artık uyuyordu bile.
Gözüne vuran güneş ışıkları onu uyandırdığında ise yatakta tek başına yatıyordu.
Yumuşacık yatakta gerindi. O kadar güzel bir uyku çekmişti ki bütün vücudunun dinlendiğini hissediyordu. Ve bu manzaraya uyanmak... Ormanın içindeydi resmen.Odaya bir de gün ışığında göz gezdirirken sağ taraftaki komodin üzerinde, sürahiye dayanmış oyun kartını gördü. Üzerinde 'koşuya çıktım' yazan bir başka itiraf kartıydı.
Sare kartı görünce gülümsemişti. Atahan'a alacağım ilk hediye not kağıdı olmalı diye düşündü Sare.
Ayağa kalkıp elini yüzünü yıkayıp saçlarını tepesinde topuz yaptı.
Geri odaya geçtiğinde etrafı çekmek için eline telefonunu aldı. Videoyu havuz tarafından başlatmıştı. Daha önce yaşadığı ev tarafına doğru döndüğündeyse birilerinin olduğunu gördü. Yolda koşan bu iki kişiden birisinin Atahan olduğunu anlamak zor değildi.Ama diğer kişinin kim olduğunu bilmiyordu. Çektiği videoyu yakınlaştırdığında kızın Atahan'ın koluna doğru yumruk attığını ve kahkahaya boğulurken başını havaya doğru kaldırdığını gördü. Ardından da öne doğru eğilip ellerini dizlerine dayadı. Kısa bir konuşma ardından da kız Atahan'a el sallayıp eve doğru ilerledi.
Sare video çektiğini hatırlayıp kapattı hızlıca.
Videoyu tekrar tekrar izleyip sinir oluyordu. Kıskanmıştı ve Sare'ye davrandığı gibi bir başkasına davranma düşüncesi Sare'yi geriyordu. Sare, beni götürdüğü gibi bir başkasını da göle yürüyüşe götürdüyse onunla da yakınlaşma ihtimali olabilir diye düşündü. Üstelik kız bu evde kalmak için bir yıl istediğine göre belli ki Atahan'ın büyük bir fanı diye düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutku ve Arzu
Teen FictionAşk, bir renk olsaydı herkesin ilk aklına gelen kırmızı olurdu. Ama Aşk sadece beyazdı. Hisler... Hisler kırmızıydı.