G

257 7 0
                                    

Sare, ağlamamak için direnirken daha fazla bu duruma dayanamamıştı ve bir kaç damla göz yaşını akıtmıştı.

"Sabah evden çıkmış olurum. Toparlanıyorum şimdi" dedi Sare. Evi kiralarken Pırıl'ın söylediği tek kuralı hatırlamıştı.

"Sen nasıl böyle bir adamla evlenebildin?" Diye sordu Atahan.

"Böyle birisi değildi Atahan. Hiçbir zaman bana karşı kaba olmamıştı. Biz kavga etmeyi bırak bir kez bile oflamadık birbirimize" diyip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı Sare ve girişteki basamağa oturdu.

"Belki bu da doğru bir şey değildir. En sonunda böyle bir patlama yaratıyor demek ki" dedi Atahan yanına oturup Sare'nin.

Sare kafasını salladı sadece. Hızlıca gözlerini sildirdi. "Sadece sakince yaşamak istemiştim. Bir ay. Bir ay ya. Daha gelir gelmez yaşamadığım heyecan kalmadı bir günde." Dedi Sare.

"Eh. Hayat böyledir. Kaçarsan kovalanırsın" dedi Atahan.

"Yorgunum. Kaçmak için de gücüm yok zaten artık. Kabul etmek zorundayım belki de. Burası fazla huzurlu geldi bana." dedi Sare. Kendini sakinleştirmeyi başarmıştı.

"Fazla huzurlu dediğin yerde bu sabah bir cinayet işlendi Sare" dedi Atahan.

"Kast ettiğim yer burası" dedi Sare. "Bu ev. Bu dağ, bu göl"

"Korumazsan elinden her şey kayıp gider" dedi Atahan.

"Dışarıdan birilerine evleri kiraya vermemekle çok iyi yapıyormuşum demişsindir" dedi Sare gülerek.

"Ah hayır ya yine mi?" Dedi Atahan çalan telefonunu cebinden çıkartırken. Sare bir elinde ingiliz anahtarı ve bez olduğunu yeni fark etmişti. Zaten evde olsaydı duyamazdı bağrışmaları.

"Kimin aradığını nerden biliyorsun?" Dedi Sare korkuyla.

"Benim numaram kimsede yoktur çünkü" dedi Atahan kulağına yaklaştırıp telefonu.
"Bana başka bir cinayet işlendiğini söyleme" dedi.

"E biliyorum çünkü bu kadar hızlı otopsi yapılmıyor" dedi Atahan kol saatine bakıp hızlıca. Sare de böylece yine bir cinayet işlendiğini öğrenmişti.

"Tamam. Geliyorum" dedi telefonu kapatıp.

"Senden yine bir iyilik isteyeceğim" dedi Atahan.

"Tabii ki" dedi Sare elindeki anahtarı ona uzatıp. Çok belliydi arabasını isteyeceği.

"Sen gelmiyor musun?" Diye sordu Atahan.

"Hayır. Bu evde biraz daha vakit geçirmek istiyorum" diyince Sare, "bu konuyu geldiğimde konuşacağız. Kapını kilitle." Dedi Atahan.

"Pekala." Dedi ayağa kalkıp Sare de. Atahan arabasını alıp gittiğinde yerde kalan kıyafeti alıp çöp bidonuna attı ve kurtulması gereken şeyden çok geç de olsa kurtuldu.

Sare sadece manzaranın tadını çıkartmak istiyordu. Bu yüzden kendine bir kaç malzeme hazırlayıp gölete gitmeye karar verdi. Kendisiyle bir date yapacaktı. Buraya gelirken kurduğu hayalini gerçekleştirecekti. Mutfakta müzik açıp kendini neşelendirmeye başladı. Dans ederek en sevdiği yiyecekleri hazırlamıştı. Hatta aynada kendini görünce oturup makyaj bile yaptı.

Sırt çantasını yüklenip ağır adımlarla gölete yürüdü. Kendinin fotoğrafını çekip sosyal medyasından paylaşmıştı. Hayranları nereye kaybolduğunu merak eden mesajlar yağdırmıştı. Buna ithafen "ilham yükleniyor..." diye bir not düşmüştü fotoğrafın üzerine.

İskeleye varınca poları serdi çantasından çıkartıp ilk olarak. Ardından yiyeceklerini çıkartıp müziğini açtı. Defterini çıkartıp bu manzarayı betimlemeye başladı. Sare tüm ülkenin hayranlıkla okuduğu bir yazar ve senaristti. Ama başarılı oluşu ve eserleri onu çok fazla ön plana çıkarmıştı. Sosyal medyayı da oldukça aktif ve etkili kullanınca büyük bir hayran kitlesi elde etmişti.

Manzarayı betimlerken bir anda Atahan'ı düşünmeye başladığını fark etti. Ne olmuştu böyle bir anda? 'Aşık mı oluyorum yoksa?' Diye sordu kendince. 'Peki ya neden?' Diye sordu kendine. 'Neden kaptırdım kendimi ona?'

Sare sırt üstü yatıp bir günde yaşadığı bu heyecanın tadını çıkarmaya başladı. Göklerde uçan kuşları parmaklarıyla takip ediyor, uçak geçince içindekiler görebilcekmiş gibi el sallıyor hatta bulutların kenarlarından parmaklarıyla geçiyordu. Kendince yarattığı bu oyunu yaparken zihnine bütün hislerini açmıştı. Aşık oldum diyordu. Ve bu aptalca mutluluğa gülümsüyordu.

Bir şeyler yemeye ve eve dönmeye karar verdi çünkü birazdan hava kararacaktı ve burada ışık yoktu. Kendini kaldırdığında insan silüeti görmesiyle irkildi.
"Seni korkutmak istemedim" dedi Atahan ona doğru yaklaşıp.
"Arabanın anahtarını vermek için kapıyı çaldığımda ses gelmeyince ilk olarak buraya geldim" dedi.

"Gidecek başka bir yer yok zaten." Dedi Sare.

Atahan araba anahtarını uzatırken "teşekkür ederim" dedi.

"Rica ederim. Bir günde iki cinayet çok fazla değil mi?" Diye sordu Sare. Atahan "çok... çok fazla" dedi çilekten alıp. "Sigaramın yerine" diyince Atahan, Sare gülümsedi.

"Senin mesleğin ne?" Diye sordu Sare. Bunu gerçekten bilmiyormuş gibi yapmalıydı.

"Tanatolojiyle ilgileniyorum"dedi. "Eskiden askerdim" dedi ayağını uzatıp.

"Eskiden mi? Neden devam etmiyorsun özel değilse? Yoksa buranın büyüsüne çok mu kaptırdın kendini?" Dedi Sare gülümseyerek.

"Bir olay yaşadık. Devam edemedim sonrasında." Dedi Atahan.

"Çatışma gibi mi?" Dedi Sare. Tabii ki olayın Yusuf'un ailesinin öldürülmesi olduğunu çok iyi biliyordu ama bu konuşmayı bilmiyormuş gibi ilerletmesi gerekiyordu.

"Hayır. Bam başka bir olay" dedi Atahan.

"Özel galiba. Senin de kaçtığın konular varmış demek ki" dedi Sare.

"Herkesin vardır" dedi Atahan göz kırpıp. "Kendine parti mi verdin burada?" Dedi ve şarap şişesine uzandı.

"Veda partisi. Bu güzellik karşısında bir iki satır yazmasaydım içimde kalırdı" dedi Sare defterini çantasına koyup.

"Demek yeni bir kitap geliyor" dedi Atahan gülümseyerek.

"Gelmiyor" dedi Sare omuzlarını kaldırıp indirirken.

"Nasıl yani? Bu manzara sana bir kaç kitap cümlesi yazdırmış diye algılamıştım ben" Dedi kaşlarını kaldırıp indirirken Atahan.

"Kitap cümlesi olmayacak kadar özeller. Burası bana umut verdi. Hayallerime ulaşmak için bir adım oldu ki bu da benim bir hayalimdi biliyor musun? Bu göl hayalimde yoktu ama kendi kendime piknik yapıp doğanın tadını çıkarmak hayalimdi" dedi Sare gülümseyerek etrafa bakarken.

"Galiba yine gitmem gereken bir andayız" dedi Atahan.

"Hayır" dedi Sare kolundan tutup. "Bu göl gibi manzaranın bir parçasısın sen de" dedi Sare.

Atahan çarpık bir gülümsemeyle "eh o kadar çok sahiplendim ki burayı" dedi.

"Bu çok güzel bir şey. Gerçekten" dedi Sare.

"Bak." Diyip biraz daha Sare'ye yaklaştı. "Şurayı görüyor musun?" Dedi Atahan.

"Ne var orda?" dedi Sare ne gösterdiğini anlamayıp.

"Tam o tepe benim kamp yapacağım yer" dedi. "Gelmek ister misin? Çadır oldukça geniş" Dedi ardından.

Sare buna evet demek için can atıyordu ama bu kadarını yapamazdı. "Kamp benlik değil" dedi.

"Oo yumuşak yatak, konforlu tuvalet ve sıcak duş varken kim ne yapsın kampı değil mi? " dedi Atahan.

"Bunlar olmasa da olur. Daha önce hiç kamp yapmadım ve daha dün tanıştığım birisiyle çadırda kalma fikri pek doğru gelmiyor" dedi Sare direk yüzüne bakarak. Bir yandan da eşyalarını topluyordu.

"Bu gece meteor yağmuru var. Burası kitaba çevirmek için yeterli cümle yazdırmayabilir ama bu gecenin sana bir kitap yazdıracağını söyleyebilirim" dedi Atahan.

Sare sadece yutkundu. Çok fazla kabul etmek istiyordu ama bunu yapamazdı. Kabul edemezdi. Bu geceyi onunla geçirirse geri dönülmez bir yola girecekti.

"Düşün taşın kararını ver. Eve uğrayıp yola çıkacağım" dedi Atahan.

Tutku ve ArzuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin