Baekhyun arayanın eski sevgilisi olduğunu söyledikten sonra biraz paniklemiş gibi görünüyordu. Bir şeyler söylemek istiyordu ama ağzını açıp açıp susuyordu.
Telefonuna peş peşe bir kaç mesaj geldi. Sonrasında ağlamaya başladı. Sinirlerinin çok bozulduğunu düşündüm. Sanırım biraz desteğe ihtiyacı vardı. Omzundan tutup çekerek sarıldım. Bir süre kıpırdamadan durdu ama sonra o da sarıldı. Biraz sakinleşince kendini geri çekip konuşmaya başladı.
"Rahatsız hissettirdiğim için özür dilerim. Bir de erkeklerden hoşlandığımı böyle öğrenmeni istemezdim. Bilerek saklamadım, sadece söyleyemedim işte. Gerçekten üzgünüm. Gitmemi isteyeceksin değil mi?" dedi.
"Aslında Baekhyun.." dedim ama konuşmama izin vermeden devam etti.
"Seni rahatsız edecek bir şey yapmam. Lütfen burada kalayım. Şuan başka bir ev aramak istemiyorum." dedi.
Cümleme tekrar başladım
"Aslında Baekhyun ben rahatsız olmam. Ben de erkeklerden hoşlanıyorum. Bana asılmadığın sürece sorun yok." dedim ve güldüm.
"O kadar çirkin miyim?" dedi.
"Çok güzelsin." dedim ve göz kırptım.
"Ama şuan sen bana asılıyorsun." dedi. İkimiz de gülünce ortamdaki gergin hava biraz olsun dağılmıştı.
İkimiz de karşılıklı gerginmişiz meğer. Kendi adıma söyleyeyim itiraf edince rahatladım. En azından birbirimize karşı açıktık artık.
Ertesi gün dersimiz yoktu. Okul zamanı yataktan spatulayla kazıdığım bedenim sabahın köründe kalkmıştı. Baekhyun'un odasına baktım hala uyuyordu. Kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdim. Bir şeyler pişiriyordum ki arkamı dönmemle Baekhyun'un dağılmış saçlarıyla elini tişörtünden içeri sokmuş karnını kaşıyan halini gördüm. Aniden geldiği için korkup kaşığı yere düşürmüştüm. Onun sesine de o korktu ve yerinden sıçradı. Sanırım onun gibi bir kardeşim olsa çok güzel olurdu. Her hareketi gidip yanaklarını sıkma isteği uyandırıyordu içimde.
"Kokuya uyanmıştım. Ne yaptın, hı? hı? bakayım?" dedi ve uzandı.
"Hadi git giyin gel çünkü çok acıktım." dedim. Masaya oturup Baekhyun'u beklemeye başladım.
Gelir gelmez tabağındakilere saldırdı. "Uyurken yemek yiyemediğimiz için çok üzülüyorum. Tanrım çok acıkmışım." dedi. Gerçekten o çok tatlıydı.
"Bugün bana etrafı gezdirir misin? En azından bir yerlere gitsek olur mu?" dedi.
Sanırım artık arkadaştık ve daha yakın arkadaşlar olmak için birlikte vakit geçirmemiz gerekliydi. Önümüzdeki bir kaç sene evimi paylaşacağım insanla iyi anlaşmak istiyordum. Ama öğleden sonra çalışıyordum.
"1 dakika." dedim ve masadan kalktım. Odama geçip, kafesinde çalıştığım Onew abiyi aradım.
"Abi bugün ev arkadaşım ona burayı tanıtmamı istiyor. Acaba bir günlük işten kaytarsam sorun olur mu?" dedim.
"Şirinlik yapma bana Park Chanyeol. Tamam izinlisin. Maaşından kesmeyeceğim. İyi günüme denk geldin." dedi. Koşarak masadaki yerime geri oturdum.
"Tamamdır, işten izin aldım. Bugünlük istediğin kadar gezebiliriz." dedim. Minnettar bir şekilde bakıyordu.
"Çok teşekkürler." diyerek gülümsedi. Çok tatlı gülüyordu.
Kahvaltıdan sonra mutfağı toplayabileceğini söyledi. Ben de o arada duşa girdim ve giyindim. Duş alırken kırılan bir kaç tabak sesi duydum. Sanırım onu mutfağa sokmamalıydım. İşim bitince salonda beklemeye başladım ama çok sürmeden geldi. Giydiği şeylerle çok tatlı görünüyordu. Bir an kafamı salladım. Tamam tarzını beğenmiştim ama fazla bakarsam düşüncelerim değişebilirdi.
"Hadi çıkıyor muyuz?"dedim.
"Chanyeol, seni zor duruma sokmadım değil mi? İşten izin aldın ya hani. Sorun olmaz değil mi?" diye sordu.
"Yürü süslü bir sorun yok, maaşımdan bile kesilmeyecek." dedim.
"Süslü mü? Sensin o." dedi. Dil çıkararak kapıdan çıktı.
Eğer ondan önce başkası arasaydı ve evime taşındaydı çok şey kaçırmış olacaktım. Zamanla birbirimizle daha rahat konuşmaya başlamıştık ve sanırım eğleniyorduk.
Büyük bir alışveriş merkezinin önünden geçerken içeri girmek istedi.
"Biliyor musun, eğer hala evimde olsaydım böyle bir yerden tonlarca şey alır çıkardım. Ama özgürlüğümü kazanmam için biraz para kaybetmem gerekiyordu." dedi.
"Nasıl yani? Gidebilmek için paradan vazgeçmeni mi söylediler?" diye sordum.
"Hayır, tam olarak öyle değil. Hatta kesinlikle öyle değil. Ben onların beni boğmasından çok yorulmuştum. Ailem fazla lüks yaşıyor. Ben küçüklüğümden beri öyle biri olmadım. Çok para harcarım ama sadece kıyafet için. Onlara kendim yaşamayı öğrenmek istediğimi söyledim. Bana yardım etmek ve tonla para göndermek istediler. Yalvar yakar daha az yollamaları için ikna ettim. Özgür yaşamak ve kendi başıma geçinmek istiyorum. Tıpkı senin gibi." diye uzun bir açıklama yaptı.
Evindeki her şey muhtemelen altından yapılmıştır. Ama bana mı özeniyordu? Böyle birinin benim gibi parasızlıktan sürünerek yaşamak istemesi çok tuhaf geldi. Ama yaptığı açıklamalar sanırım beni ona hayran bırakmıştı.
Normal bir zengin çocuğu daha fazlasını isterken o parayı elinin tersiyle itmiş ve yalnız yaşamak için başka bir yere taşınmıştı. O kesinlikle çok güçlü ve hayran olunacak biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Housemate ✓
FanfictionBaekYeol hihayesidir.. (Sonlara doğru çiftlerde sürprizler olabilir.)