Eve döndüğümüzde koltuklara yayıldık ve yorgunluğumuzu atmak için dinlenmeye başladık. Bir anda aklıma gelen bir fikirle oturduğum yerden kalktım.
"Ev sahibiyle konuşsak belki bu evi ondan alabiliriz." dedim.
"Gerçekten mi? Bunu yapabilir miyiz?" diye heyecanla sordu.
"Aslında bilmiyorum ama buradaki evlerin değeri belli. Biraz fazlasını verirsek kabul edebilir ve kendine çok daha iyi bir ev alabilir." dedim
"Bu ev gayet iyi bir kere Park Chanyeol. Üstelik tutumlu virüsüme ne oldu. Paralarını böyle saçmamalısın." dedi parmağını sallayarak.
"İnan bebeğim bu paralar umurumda değil. İstiyorsa hepsini ona verebilirim. Sadece seni mutlu eden bu evde yaşamaya devam edelim yeter." dedim.
Bana sımsıkı sarıldı. "Hadi Chanyeol hemen gidip konuşalım." dedi.
Aslında çok yorgundum ve yarına bırakacaktım ama sevgilim çok heyecanlanmıştı. Ev sahibini arayarak müsait olup olmadığını sordum. Evde olduğunu ve beklediğini söyledi.
Hemen evden çıktık. Her bir hareketinden içi içine sığmadığı belli oluyordu.
"Ya evi bize satmazsa?" dedi ve dudaklarını sarkıttı.
"Kira ödemeye devam ederiz sevgilim. Biz sadece soracağız. Çok fazla umutlanma." dedim.
Kapıyı çaldığımızda derin bir nefes aldım. İçeri girip oturma odasına geçtik. Ev sahibimiz Jonghyun bize içecek bir şeyler getirdi. Konuya nasıl gireceğimi bilemiyordum.
"Eee benimle ne konuşacaksınız?" diye sordu
"Aslında Jonghyun abi ben bir şey sormak istiyordum." dedim ve ekledim "Evi satmayı hiç düşündün mü?" bir anda açıklama yapma gereği duydu
"Endişelenmenize gerek yok. Yanınızdaki ev satılıkmış gördüm. Ama ben öyle bir şey yapacak olursam önce size haber veririm. Sizi zor durumda bırakmam. Sonuçta öğrencisiniz." dedi.
"Aslında biz endişelendiğimiz için değil evi almak istediğimiz için geldik." dedi Baekhyun.
Nasıl alacağımızı falan sordu. Ben kısaca bir şeyler açıkladım. Evi satmayı düşünmediğini söyledi. Piyasa fiyatını biliyordum. Ona yarısı kadar daha fazlasını teklif ettim. Biraz düşüneceğini söyledi.
Evimize dönerken Baekhyun umutsuz görünüyordu. Mutsuz olması en son isteyeceğim şeydi.
Eve gider gitmez sehpamızı donattım ve klasik film gecelerimizden birini yaptık. Sonra odalarımıza gidip uyuduk..
Sabah da erkenden uyandım ve kahvaltıyı hazırladım. Dersimiz olmadığı için tembellik yapacaktık. Birer çay aldık ve televizyonun karşısında koltuklara yerleştik.
O anda telefonum çaldı. Jonghyun abinin aradığını görünce sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Evi satmayacağını bildirecekti. Baekhyun heyecanlı gözlerle bana bakarken telefonu açtım. Karşıdan gelen sesle benim de heyecanım arttı.
"Evi satmayı kabul ediyorum. Ama umarım dün söylediğiniz fiyat geçerlidir." dedi.
Ben heyecandan konuşamayınca "En kısa zamanda evrak işlerini halledelim. Sizden haber bekliyorum." diye devam etti konuşmasına.
Telefonu kapattığımda Baekhyun resmen kucağıma atlamıştı. Sevinçten yüzümün her yerini öptü. Çok mutluydu ve bunu gördükçe kalbim çırpınıyordu.
Bir kaç gün içinde para ve imza işlerini hallettik. Ev artık bizimdi. Kesinlikle o andan itibaren daha mutluyduk.
Onew abi kalan mirası ve evi aldığımızı öğrenince "O kadar paran var ve hala benim kafemde mi çalışıyorsunuz. Aklınız yerinde mi sizin?" diye sordu. Ona hayatımı değiştirmek istemediğimi söyledim.
Aslında Baekhyun'a işi bırakması konusunda ısrar ediyordum. Ama benim gibi olmak istediğini söyleyerek reddediyordu. Evin tapusunu ikimizin adına yapmıştım. İstemsizce Baekhyun'u korumak istiyordum. Savunmasız ve masum görünüyordu gözüme. Hem de çok fazla.
Günlerimizin birbirinden farkı yoktu. Bu şekilde sevgi dolu 2 yıl geçirmiştik. Artık üniversitenin 3. yılıydı.
Her zaman Baekhyun'la ikimizdik. Okulda bir kaç arkadaşımız vardı ama başkalarıyla hiç vakit geçirmiyorduk. Ama birkaç gün önce nihayet gerçek iki arkadaş edindik.
Baştan anlatmalıyım. Yan ev sürekli satılıyordu ve bir türlü kimse kalıcı olmamıştı. Hatta Baekhyun bir gün o ev için lanetli demişti. Hayaletli olduğunu ve tüm gelenleri kaçırdığını düşünüyordu.
Geçenlerde yeni birileri taşındı. Baekhyun dışarıdaki eşyaları görünce
"Acaba yardıma gitsek mi?" diye sordu. Yardım sever ve iyi kalpli bir sevgilim vardı.
Hemen giyinip yan eve gittik. Yardım etmek isteyince sıcak bir gülümsemeyle kabul ettiler. Eşyaları taşıyan nakliye firmasının çalışanları da olduğu için evde kaç kişi kalıyor ve taşınanlar kim anlamamıştık o gün. Yixing isimli biri eşyaların taşınması bitince teşekkür etti.
Baekhyun da bana baktıktan sonra Yixing'e döndü.
"Bu karışıklıkta karnınızı doyurmanız zor olur.İsterseniz kabaca dağınıklığı toplayıp bize gelin." dedi.
Yeni komşularımız çok sıcak kanlıydı. Yixing teklifimizi severek kabul etmişti.
Eve girdiğimizde Baekhyun kızıp kızmadığımı sordu. Çünkü yiyecekleri hazırlamak bana kalacaktı. Ben de seve seve hazırladım ve masaya yerleştirdim.
O arada kapı çaldı. Uzun boylu ve cool duruşuyla hepimizi sollayacak biriyle birlikte Yixing geldi. Bir de el ele tutuşuyorlardı. Biz kapıyı açında Yixing hemen elini bıraktı.
Birlikte bir şeyler yedik. Diğerinin adının da Yi Fan olduğunu o zaman öğrendik. Baekhyun onları soru yağmuruna tutmuştu.
Onlar aslında Çinli'lermiş fakat Busan'a yaşıyorlarmış ve birlikte okulumuza geçiş yapmışlar. Sanırım tüm geçiş yapanlar hayatıma bir şekilde girecekti. İçten içe bu duruma güldüm.
Bir ara Yixing döndü ve "Sık sık görüşebiliriz bizim için sorun yok ama şey biz sevgiliyiz. Sorun olmaz değil mi?" dedi Baekhyun da ben de kahkaha attık. Yixing de dalga geçtiğimizi düşündüğünde Baekhyun elimi tutup kaldırdı.
"Biz de sevgiliyiz ve birbirimize çok aşığız." dedi. Hepimiz gülmüştük.
Baekhyun benim ailemdi. Sanırım o gün ailemize iki kişi daha eklenmişti.
@Vitamm ve @LittleKrisXing için.. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Housemate ✓
FanfictionBaekYeol hihayesidir.. (Sonlara doğru çiftlerde sürprizler olabilir.)