18. Bölüm

5.7K 544 158
                                    

Sanırım bu fic pek sevilmedi. Ama ben yine de okumaya devam edenler hatırına paylaşıyorum. Zaten 24. bölüm final olacak.

Lütfen oylarınızı eksik etmeyin. Hevesimin kırılmasını istemiyorum.

İyi okumalar :)


Hayatımda bir kaç kişi dışında yakınım yoktu ailem öldüğünden beri. Onew abi, kardeşi Taemin ve ev sahibim Jonghyun dışında konuştuğum pek insan da yoktu. Ama son bir kaç senedir hayatıma giren insanlar ailem gibi olmuşlardı.

Bu nedenle üzerinde düşünme gereği bile duymadan Yi Fan'a gidebileceğimizi söylemiştim. Evlenirken de öncesinde yenecek aile yemeklerinde de onlarla olmamızı istiyorlardı.

Aileleri zaten ilişkilerini biliyormuş ama evlilik konusu daha ciddi olduğundan bize ihtiyaçları olduğunu söyledi.

Ben onaylayınca Baekhyun tuhaf bir şekilde heyecanlanmıştı.

"Gerçekten Çin'e mi gideceğiz Chanyeol. Aman tanrım hep gitmek istiyordum." dedi. Ufak bir kahkaha attım.

"Sevgilim ailen o zenginliğin içinde seni nasıl hala götürmemiş olabilirler Tanrı aşkına. Tonla paranız vardı ve Çin'e gitmedin mi? İnanamıyorum." dedim. Yixing ve Yi Fan da sevgilimin tatlı haline güldüler.

Yixing yine beni sinirlendirecek şeyler söyledi .

"Ben seni gezdiririm Baekhyun. Öyle mağazalar var ki kendini kaybedersin. Harikalaaar."

Baekhyun da heyecanla onu dinliyordu. Buna karşılık Yi Fan ikisine sırayla baktı.

"Bizi baş başa bırakmak istediğinize emin misiniz?" dedi. Ben de göz kırptım. Artık bizden gerçekten şüpheleneceklerdi. Yixing hemen yüzünü astı.

"Seninle evlenmekten vazgeçeceğim Yi Fan. Bunu göze alıyor musun?" dedi. Birbirlerine çok bağlılardı ve ikisi de bunu biliyordu.

Ben normal zamanda Baekhyun'a şaka bile yapmaya korkuyordum. Beni bırakıp gitme tehlikesi benim için her zaman devam ediyordu. Beni burada bırakıp evine dönmesinden korkuyordum. Çok uzak değildi belki ama beni bırakırsa onu geri alacak cesaretim yoktu.

"Şimdi siz ikiniz birlikte gezme planlarınızı iptal edin. Yoksa Çin'e gitmekten vazgeçeceğim. Bir de oturup bir şeyler düşünelim.Yani plan yapmamız gerek değil mi?" dedim

"O zaman siz içeri geçin biz Baekhyun'la buraları toparlayıp içeceklerle birlikte geliyoruz. Sakın aynı koltuğa oturmayın." dedi Yixing. Mutfaktan çıkmadan önce olası bir katliamı önlemek için konuştum

"Yixing eğer mutfağındaki eşyaları seviyorsan sevgilimi uzak tutmalısın."

Tabi ben daha cümlemi tamamlayamadan bir tabak kırılma sesi geldi. Yi Fan içeriden kahkaha atıyordu. Ben de kendimi tutamayarak güldüm. Sevgilim utanarak özür dilerken Yixing cevapladı.

"Aman Tanrım Chanyeol neden daha önce uyarmadın? Tamam Baekhyun sorun değil şaka yapıyorum."

Biz geçen zamanda epey yakınlaşmıştık. Gerçekten çok iyi dostlar olmuştuk. Birlikte dersi de eğlenceyi de yapabiliyorduk. Her şeyde birlikteydik.

Bir hafta sonra Çin'e gittiler. Baekhyun'da gideceğimiz için daha onlar bile gitmeden valizleri hazırlamaya başlamıştı. Yixing bizi orada gezdirmek istediği için bir kaç gün fazladan kalmamızı istiyordu. Baekhyun heveslendiği için kabul etmek zorunda kalmıştım. Gitmeden önce bize uğradıklarında valizlerimizi görünce Yi Fan büyük bir kahkaha attı.

"Görüyorsun değil mi ne kadar hevesli. Orada bir Çin'li bulup beni bırakırsa ne yapacağım ben?" dedim çaresizce.

"Çinliler en iyisidir dostum. Ama seni bıraksın istemeyiz." dedi ve güldü. Neredeyse kötü bir şey söyleyecektim. Onların da Çinli olduğunu unutuyordum.

Baekhyun ve Yixing'in bitmek bilmeyen konuşmaları eşliğinde vedalaştık. Bazen çok dırdır eden bir karım varmış gibi hissediyorum. Ama ne derse desin sanki şarkı söylüyormuş gibi geliyordu.

Valizlere baktım.

"Bu kadar ne götürüyoruz sevgilim. Ben daha eşyalarımı toplamadım bile." dedim.

"Ben senin için topladım. Sana en yakışanları aldım. Bir de yakışmadığını düşündüğüm bir kaç şey aldım. Onları sadece dışarı çıkarken giyeceksin." dedi yanıma gelirken.

Yerde tam 5 tane kocaman valiz vardı.

Eliyle göstererek "Şu 4 tanesi benim ve şuradaki de senin hayatım. Hepsi tek valize sığdı. Ne kadar şanslısın." dedi. Omuz silkerek güldü. Aklım çorba olmuştu resmen. Önce kendime çekip sımsıkı sarıldım. Çok tatlı görünüyordu.

"Sevgilim önce şunu sorayım neden yakışmayanları dışarıda giymem için aldın? Bir de neden benim 1 senin 4 valizin var anlamadım. Bu kadar çok şeye gerçekten gerek var mı?" dedim. Kollarımdan kurtuldu ve tüm tatlılığıyla gözlerimin içine baktı

"Ben seni kıskanıyorum virüs. Dışarıda çirkin görünmelisin. Diğerleri de benim sana güzel görünmem için gerekli şeyler. Ama orada üzerimi değiştirirken ya gri pantolonu götürdüğüm için pişman olur da siyahı giymek istersem. Bu beni gerçekten sinir ediyor. Bu yüzden kararsız kaldığım her şeyi aldım. Benim için değil sevgilim sadece sana güzel görünmek için." dediğinde daha devam etmemesi için onu öptüm.

"Benim seni ne kadar kıskandığımdan haberin yok galiba bebeğim. Bu valizleri yarıya indirmezsen hiç bir yere gitmiyoruz. Üstelik sen her halinle mükemmelsin." dedim.

Bu kadar zaman sonra bu kadar utanıp kızarması normal miydi? Onun tatlılığına doyamıyordum gerçekten.

2 gün sonra Çin'e gittik ve orada bir dizi olay yaşadık. En başta ben kartımı kaybettim. Çünkü Baekhyun'un valizlerinin peşinde koşuyordum ve kendimden geçmiş bir haldeydim. Sevgilim ne yapıp edip beni ikna etmişti. O lanet olasıca 5 valiz yanımızdaydı. Daha sonra kartım Baekhyun'un çantasından çıktı. Ne şaşılası ama değil mi? Sonra Baekhyun cüzdanını kaybettiği için ortalığı ayağa kaldırdı ama o da valizlerden birinin yan cebinden çıktı. Neredeyse ceplerine bile kıyafet dolduracaktı. Bu nedenle diğer her şeyi gelişi güzel bir yerlere tıkıştırmıştı.

O gün yaşadığım en kötü olay ise Baekhyun'u kaybetmek oldu. Daha havaalanındayken bile bir ton olay yaşamıştık ve artık kalbim kaldırmıyordu.

Etrafıma baktığımda Baekhyun'u göremedim. Nasıl bir saniyede kaybolabiliyordu? Telefonlarımızı açmak istesek de şarjımız yoktu ve ona ulaşamayacaktım. Bir süre etrafta aradım. Ama ilk durduğumuz yerde beklemeye karar verdim. O kadar korkmuştum ki gerçekten kalbim sıkışıyordu. Neredeyse 1 buçuk saat olmuştu ama ortalıkta yoktu. Başına bir şey geldiğini düşünüyordum. Sinirlerim iyice gerilmişti ve ağlamaya başladım. O anda içeride bir anons duydum.

"Park Chanyeol isimli yolcu üst kattaki danışmadan bekleniyorsunuz ."

Housemate ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin