Baekhyun'la ilk yılın yarısında tanışmıştım. 2. yıldan sonra hep hocalarımızı ortak seçmiştik. Yixing ve Yi Fan da bizi tanıdıktan sonra ortak derslerde olmak istemişlerdi. Aynı bölümde olmamız gerçekten çok büyük bir şanstı. Onlarla çok iyi anlaşmıştık.
Sık sık bize geliyorlardı ve film izliyorduk. Onların da fantastik seviyor olması ikinci güzel tesadüftü.
Baekhyun ve Yixing gerçekten çok iyi anlaşmışlardı. Biz olmadığımızda bile birlikte alışverişe çıkıyorlardı ve ben bazen çok kıskanıyordum. Çok yakın arkadaş olmuşlardı ama vedalaşırken sevgilime sarılması beni deli ediyordu. Ben alışveriş yapmayı çok sevmezdim ama Yixing resmen Baekhyun'un kopyasıydı.
Birlikte dışarı ne zaman çıksalar kolları kopacak kadar poşetle dönüyorlardı. Baekhyun, Yixing'le tanıştıktan sonra tutumlu olmayı hemen bir yana bırakmıştı. Her gün bir yığın kıyafet alıyordu ve eve gelince bana gösteriyordu. Onu o kadar çok seviyordum ki yaptığı hiç bir şeye kızamıyordum.
Geçen zamanlar içinde annesi sık sık bize gelmiş yanımızda kalmıştı. Onun yanında el ele rahatlıkla durabiliyorduk. Aşkımıza hayranlıkla bakıyordu.
Artık eskisinden de mutluyduk. Baekhyun kendi odasına sürekli aldığı kıyafetleri yığıyordu. Tamamen benim odama taşınmıştı. Yanımda uyuyordu ve ona sarıldığımda irkilmiyordu. Benden korkmadan bana sarılıp uyuyabiliyordu. Ona dokunabiliyordum.
Bir gün evde Baekhyun'u bekliyordum. Tabi ki her ortadan kaybolduğunda yaptığı gibi Yixing'le alışverişe gitmişti. Yi Fan da Yixing'i evde bulamayınca bize gelmişti.
"Maalesef dostum yine yetişemedik. Sanırım yakında alışveriş merkezi bunlara ödül verecek." dedim.
Gülerek içeri girdi. Sürekli gezmelerinden ikimiz de şikayetçiydik
"Şunlara bir oyun oynamaya ne dersin? Belki akılları başlarına gelir." dedi Ne olduğunu çok merak ediyordum
"Nasıl bir oyun?" diye sordum.
"Geldiklerini fark ettiğimizde onları aldatıyormuş gibi davranacağız. Senin tatlı sevgilinle yakınlaşmalarından çok korkuyorum. Bu sürekli beynimi kemiriyor. Bu yüzden onlara böyle bir ders vermeliyiz. Bizi ne kadar sevdiklerinin farkında bile değiller artık. Tanıştıklarından beri sevgilimi göremiyorum." dedi.
"Al benden de o kadar. Ben de korkuyorum. Bu arada sevgilime bir daha tatlı deme." dedim
"Kıskançlığın sırası mı şuan? Bence bizi ne kadar sevdiklerini hatırlatmalıyız." dedi.
"Eğer bunun sonunda yanlış anlarsa ve onu kaybedersem seni boğarım." dedim ve güldük.
Aslında bu gerçekten tehlikeliydi. Baekhyun'un bizi gördüğü anda kaçıp gitmesi ihtimali vardı. O çok hassastı ve resmen ateşle oynuyorduk.
Yi Fan camın kenarından bakıyordu. Bizimkilerin geldiğini gördü.
"Onlar eve girdiği an önüme geç ve beni öpüyormuş gibi önümde dur." dedi.
"Saçmalama Yi Fan bu çok adice." dedim.
"Sadece şaka yapacağız. Gerçekten öpüşmeyeceğiz neden korkuyorsun?" diye sordu.
"Pekala" dedim.
Kapının açılmasını duyar duymaz girişin biraz uzağında durduk. İçeri girip kapıyı kapattıkları sırada kendi aralarında konuşuyorlardı. Bu arada biz öpüşüyormuş gibi duruyorduk. Gülmemek için kendimizi zor tutuyorduk.
"Aman tanrım!" diye bağırdı Yixing sonra da benim meleğimin sesini duydum
"Cha- Chanyeol. Bu.. Bu gerçek mi?" dedi. Sanırım ağlıyordu. Kalbim resmen paramparça olmuştu.
Anında ona döndüm. Lanet olasıca arkadaşıma uyup böyle bir şey yaptığıma inanamıyordum. Yi Fan kahkaha atıyordu. Tam kapının koluna uzandığında Baekhyun'u tutup kendime çektim
"Bebeğim sadece sizi kandırmak için yaptık. Ağlama lütfen. Şakaydı." dedim.
Yüzüme inen yumrukla resmen kendimden geçmiştim. Ayakta duramadım ve sersemleyerek yere düştüm.
"Ahh! Baekhyun ne yaptın? Sevgilini öpmedim bile. Sadece sizi kıskandırmak ve ufak bir ders vermek istedik. Bizi ihmal ediyorsunuz." dedi Yi Fan.
"Bence sus yoksa ben daha kötüsünü yapacağım Fanfan. Ölmemi mi istiyorsun? Gerçekten bu çok canımı yaktı. Buracıkta Baekhyun'u öpersem o zaman görürsün ufak bir dersi." diyerek sinirle konuştu Yixing. Hayır o benim, onu öpemezdi! Tabi bunu söyleyemiyordum çünkü yediğim yumruk yüzünden resmen beynim yerinde değildi.
O sırada sevgilim durmamıştı, "Iyyy saçmalama Yixing! Beni şu sersemden başka kimse öpemez." dedi. Eminim ki bunu söylerken yanakları kıpkırmızıydı. O gün kızgın sevgililerimizi sakinleştirmek için epey uğraştık.
Akşam Yixing ve Yi Fan evlerine gittiklerinde Baekhyun bana hala kızgın bakıyordu.
"Öyle bakma süslü sadece Yi Fan'ın kıskandırma ve sevgililerimize bizi ne kadar sevdiklerini hatırlatma projesine dahil oldum. İnan bir suçum yok." dedim.
"Seni gerçekten ihmal mi ediyorum virüsüm? Gel buraya." dedi. Daha fazla kızacağını düşünmüştüm ama başımı göğsüne yaslayıp saçlarımı okşadı
"Seni özlüyorum Baekhyun. O tavşan kılıklı arkadaşınla her gün görüşüyorsun. Seni ondan kıskanıyorum. Üstelik çok özlüyorum." dedim. Dudaklarını saçlarıma bastırıp öptü. Bir eli hala saçlarımı okşuyordu. Diğer elinin parmaklarını parmaklarıma geçirdi.
"Seni sevdiğimi biliyorsun. Ben sadece seni seviyorum. Ama biliyor musun bunu sana bir gün ödeteceğim. Gerçek olduğunu düşündüm ve o an ölmek istedim. Sakın bir daha böyle bir şey yapma Chanyeol. Canım yandı.. Hem bu sefer sadece yumruk atmakla kalmam. Anladın değil mi?" diye sordu.
Kıskanınca nasıl olduğunu da öğrenmiş oldum. Onu bir daha bu şekilde kızdırmak mı? Asla diye bağırdı iç sesim. Beni kıskanmasını sevmiştim. Kollarında huzurla uykuya daldım.
Kıskanç sevgilime bu gün bir kez daha aşık olmuştum.
One Shot yazmıştım :) Gördünüz müü???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Housemate ✓
FanfictionBaekYeol hihayesidir.. (Sonlara doğru çiftlerde sürprizler olabilir.)