Onu öptüğümde ikimiz de afallamıştık. Bunu neden yaptığımı ben de bilmiyordum. Aslında biliyordum tabi ki. Ben ondan hoşlanıyordum. Ama o bunu bilmediği için bir şeyleri düzeltmem gerekiyordu.
"Ödeştik süslü. Sen de beni öpmüştün." dedim. Çok büyük saçmalıyordum. Kaşlarını çatarak baktı.
Aslında şaka yapıyordum. Daha doğrusu durumu kurtarmak ve gitmesin diye şakaya vurmak istiyordum sadece.
Yanlışlıkla olduğunu bile söyleyebilirdim. En azından öyle olduğunu söyleyip özür dilemek istemiştim. Ama Baekhyun'un beni öpen dudakları konuşmama engel olmuştu.
"Sanırım bir daha ödeşmek zorunda kalacağız." dedi.
"Sorun değil. Ama bu hakkımı daha sonra kullanacağım." dedim.
Ne yapıyorduk biz? Önce o beni öpmüştü ve sonra ben onu. Hemen ardından beni tekrar öpmüştü. Hayatımızın en saçma diyalogunu yaşamıştık.
Kumandaya uzandım ve filmi dondurdum.
"Beni neden öptün Baekhyun" diye sordum.
"Sen neden öptün Chanyeol?" diye sordu o da.
"Senden hoşlanıyorum." dedim.
"Senden hoşlanıyorum" dedi.
Televizyondan gelen bir sesle açtım gözlerimi. En son pastanın ona dokunup dokunmayacağını sormuştum ve onu izlemeye başlamıştım. Onun pasta yerkenki tatlılığını izlerken uyuya kalmıştım. Bu rüya da neyin nesiydi? Gerçekten olma olasılığı eksilerde bile değilken nasıl rüya olduğunu anlamadım bilemiyordum zaten.
"Ohooo çok şey kaçırdın. Ne güzel film izleyecektik. 40 dakikadır uyuyorsun. Her doğum günümde yalnız başıma film izleyeceksem kutlamayalım." diyerek televizyona döndü.
"Özür dilerim süslü. Bundan sonra hiç bir doğum gününde seni yalnız bırakmayacağım." dedim.
O bana şaka yaparken ben ona ciddi cevap vermiştim. O yüzden bir süreliğine dönüp ciddi bir şekilde yüzüme baktı. Sonra ona gülümseyerek utanıp televizyona geri dönmesine sebep oldum.
"Yüzünde krema var." dedim.
Rüyam adım adım gerçek oluyordu sanki .Ama bu sefer silip sonra da öpmemiştim. Kendi silsin diye ona söylemiştim. Neremde diye bana dönüp sordu. Peçeteyi silmek için elinden aldım.
Nedense lanet çenemi tutamıyordum.
"Çok tatlısın." dedim.
"Ne?" dedi. En azından o rüyamdaki gibi konuşmuyordu.
"Yüzündeki kremayla konuşuyorum süslü. Çok tatlı duruyor." dedim.
Rüyamda bu kısımdan sonra onu öpüyordum. Kesinlikle o an kendimi zor tutuyordum. Onu öpersem ne olurdu bilmiyorum ama kendimi tabi ki de yapmam gerektiği gibi tuttum.
Film bittikten sonra odalarımıza gittik. Tam uyuyacaktım odamın kapısı çalındı. Evde ikimizden başkası olmadığına göre Baekhyun'du tabi ki.
"Gelebilirsin." dedim.
"Şey, uyandırmadım değil mi?" diye sordum.
"Hayır daha uyumamıştım. Bir şey mi oldu? Korkuyor musun?" dediğimde gülümsedi.
"Yok hayır, sadece teşekkür etmek istemiştim. Gerçekten geçirdiğim en güzel hatta tek güzel doğum günümdü." dedi
"Daha güzellerini de göreceksin. Söz veriyorum. Hadi yat artık. Bana teşekkür edip durma. İyi geceler." dedim.
"İyi geceler." dedi ve odasına gitti.
En başta sadece uğraştığım için öyle söylediğini düşünmüştüm. Ama ben gerçekten onu mutlu etmişim. Hala inanamıyordum. Onun gibi hayatı olan biri nasıl bu kadar uyduruk bir doğum günü için böyle sevinebilir ki. Gözlerindeki mutluluğu görmek kesinlikle paha biçilemezdi.
Kendime kesinlikle bir söz verdim o an. Bundan sonra onu her gün mutlu edeceğim ve tüm doğum günlerinde ona unutamayacağı günler yaşatacağım. Her doğum günü için en iyisi olduğunu düşündüreceğim.
Ondan hoşlanıyordum ve duygularım her gün daha fazla yoğunlaşıyordu. Eninde sonunda itiraf etmek zorunda kalacaktım. Ama bunun için gerçekten çok zamana ihtiyacımız vardı. En azından ben cesaretimi toplayana kadar epey zaman geçmesi gerekeceği belliydi.
Ondan sadece hoşlanıyordum en başta. Ama gülümsemesini gördükçe aşık olduğumu hissediyordum.
Onu düşünürken uyumuş ve sabah da tam zamanında uyanmıştım. Odasına gidip Baekhyun'a baktım. Uyurken çok masum görünüyordu. Hemen gittim ve harika bir kahvaltı hazırladım.
Kahvaltıdan sonra lanet olasıca okula gitmiştik. Sonrasında da her gün yaptığımız gibi kafede çalışıp yorgun bir şekilde kendimizi eve atmıştık. Bir kaç hafta hep aynı geçti günlerimiz.
Her zamanki şeyleri yapıyorduk her gün. Arada bir abur cuburla doldurduğumuz sehpanın yanında oturup film izliyor, bazen de parka gidip biraz hava alıyorduk.
Ona karşı fazlasıyla temkinliydim. Ama o kadar zaman olmuştu ve artık içimde tutamayacak kadar aşıktım Baekhyun'a.
Artık dayanamayacağımı anladığımda, yani sıradan geçen bir yığın günün sonunda ona itiraf etmeye karar vermiştim.
İşten çıkınca hemen eve gitmişti. Ben biraz oyalanmış geç çıkmıştım. Kafamı toplamam gerekiyordu. Baekhyun'u aradım çıkacağım zaman. Birbirimize güzel ve kötü anılarımızı anlattığımız, zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz parka gelmesini söyledim.
İtiraf edecek ve reddedilecektim ama yine de içimde tutmak beni yormuştu.
Karşımdan bana doğru yürürken içten içe onunla vedalaşıyordum. Kalp atışlarım çoktan değişmişti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Housemate ✓
FanfictionBaekYeol hihayesidir.. (Sonlara doğru çiftlerde sürprizler olabilir.)