1

515 40 55
                                    

Ailesi ile birlikte Daegu'da yaşayan Kim Taehyung, üniversite sınavından iyi bir puan kazanması sonucunda, Seul'de bulunan Hanyang Üniversitesine gitmek için evinde günler boyu hazırlık yapmıştı.

Ama Daegu'da ki yaşantısına çok alıştığı için, ailesini bırakmak kendisi için çok zor olmuştu.

Ailesinin yanındayken bile hep onların sözünü dinleyen ve ne diyorlarsa yapmaya çalışan bir çocuktur. Ama artık kendisinin yirmi yaşında bir üniversite öğrencisi olduğu gerçeğini değiştiremeyecektir...

Zar zor toparlanarak ailesinin yanından ayrıldıktan sonra, kayıt yaptırdığı okulunun yönlendirmiş olduğu yurda yerleşmeye başlamıştı.

Daha ilk günden yerleşmesine yardımcı olan ve kendisinden üç yaş büyük olan Jung Hoseok adında yakışıklı bir çocukla tanışmıştı.

"Yakışıklı bir oda arkadaşımın olması güzel."

"Teşekkür ederim."

Kendisine iltifat eden Hoseok'a içi ısınmış olsa da, yeni bir yere gelmiş olmanın endişesi yüzünden kimseyle pek fazla muhatap olmak istemiyordu.

Ailesi kendisini sevgiyle yetiştirmiş olsa bile, o her zaman temkinli bir çocuk olmuştu.

Çevresindeki çoğu insana kolay kolay güvenmeyen ve inanmayan bir insandır. Ama tanıdığı insandan kendisine bir zarar gelmeyeceğini anladığı anda ise karşısındakine kanı kaynar.

"Hangi bölümdesin Taehyung?"

"Diş hekimliği."

Bu duruma şaşırmış olan Hoseok, gülümseyerek konuşmaya devam etmişti.

"Baya zeki birisin o zaman."

Aldığı iltifatı karşılıksız bırakan Taehyung, aklındaki soruyu sormaya kar vermişti.

"Siz hangi bölümdesiniz?"

"Grafik tasarım."

"O zaman siz de çok iyi bir çizer olmalısınız."

Hoseok'un yüzündeki gülümseme yüzünden onu sevindirdiğini düşünmüş ve içten içe bu duruma sevinmeden edememişti.

"Ben de senin gibi bu odaya yeni yerleştiğim için çizimlerimi şu an bulamıyorum. Bulduğumda göstereceğim."

"Peki."

Hoseok ile olan muhabbeti bittikten sonra, Taehyung biraz etrafı keşfetmek için gezinmek istemişti ve Hoseok'a haber verdikten sonra odadan çıkmıştı.

Üşümeyi sevmeyen birisi olduğundan dolayı, mart ayında bile olsa, ayağından çıkarmadığı çoraplarıyla beraber odaların bulunduğu kattan ayrılmak için koridorda yürümeye başlamıştı.

Kapısı sonuna kadar açık olan bir odadan iki kişinin seslerini duymuştu ve o kişiler de bağıra bağıra konuştukları için, bu durum kendisinin oldukça dikkatini çekmişti.

"Gerizekalı Jungkook! Oraya mı pas verilir?"

"Hyung, ellerim daha kola alışmadı, ben ne yapabilirim?"

"Ellerini kıracağım şimdi Jungkook, delirtme beni! Adam gibi oyna şu oyunu."

"Ben kadın gibi mi oynuyorum hyung?"

Sinirden deliye dönen çocuk, elinde tuttuğu oyun kolu ile yanında duran Jungkook isimli çocuğa sinirle baktıktan sonra, eline yerde duran telefonu alarak konuşmaya başlamıştı.

"Jin hyung çabuk buraya gel. Yoksa ben bunu konsolla döveceğim haberin olsun."

Hoparlör de olan telefondan tiz bir kahkaha sesi duyulunca, açık kapıdan onları izleyen Taehyung gülümsemeden edememişti.

MARKETÇİ'NİN OĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin