10

190 23 57
                                    

Düşmesin diye kendisini sıkı sıkı tutan adamın gözlerinde kalmıştı toprak gözleri.

Neden kendisine bu kadar anlam dolu baktığını anlamıyordu. Sanki kendisini, senelerdir düşmesin diye tutan bu kollara muhtaçmış gibi hissetmişti Taehyung.

Daha onunla hiç konuşmamasına rağmen, kendisi Taehyung'un yanında olup onu korumuştu... Ama ona bu kadar yakından bakmak ve tek bir kelime bile edememek, durduk yere kalbinin hızlanmasına sebep olmuştu.

İkisi hala bakışmaya devam ederken, karşısındaki oğlan kendisini bıraktıktan sonra Taehyung'a bakmaya devam etmişti. Ama yaşlı amca telaşla kasanın arkasından çıkıp Taehyung ve Seokjin'in yanına geldiğinde, eli ayağına girmiş bir şekilde konuşmaya başlamıştı.

"Oğlum iyi misin?"

"İyiyim efendim."

"İyiyim baba."

Taehyung ve Seokjin, aynı anda konuştukları için birbirlerine kısa bir bakış atmışlardı.

"Sana demiyorum oğlum! Sen iyi misin Taehyung?"

"İyiyim efendim. Merak etmeyin."

Seokjin'de, ilk defa ona bu kadar yakın olmanın verdiği mutlulukla beraber, Taehyung'un yere düşürdüğü yiyecekleri poşetlere koymaya başlamıştı.

Oğlunun Taehyung'a yardım ettiğini gören amca, kendisi de yardım etmek için eğildiği sırada, Taehyung yaşlı amcaya dönerek ellerini hayır manasında sallayıp konuşmaya başlamıştı.

"Efendim siz zahmet etmeyin lütfen, ben toplarım."

"Tamam ama, oğlum da sana yardım etsin."

Yere eğilerek, kendisi gibi düşen yiyecekleri poşete koymaya çalışan adam ile birlikte, bir anda aynı şeye uzanmaları sonucunda ellerinin birbirine değmesine sebep olmuştu.

Birbirlerine kısa bir bakış atan ikili, hızlıca eşyaları poşetlere koyduktan sonra ayağa kalkmışlardı. Ama Taehyung, utancından ikisinin de yüzüne bakamadığı için yaşlı amca ile kısaca vedalaşarak, arkasına bile bakmadan marketten çıkmıştı.

"TAEHYUNG!"

Arkasından duyduğu tanıdık ses ile, olduğu yerde durmak zorunda kalmıştı. Hem bu adam, kendi ismini nereden biliyordu ki?...

Markette çarpıştığı adam kendisinin peşinden gelmiş ve elindeki poşetlerin ikisini eline aldıktan sonra, Taehyung'un önüne geçerek yürümeye başlamıştı.

Ne olup bittiğini anlamayan Taehyung, uzun bacakları yüzünden hızlı hızlı yürüyen adama zar zor yetiştikten sonra, elindeki poşetleri almaya çalışmıştı.

"Beyefendi ne yaptığınızı zannediyorsunuz?"

"Eşyalarını taşımanda sana yardımcı oluyorum. Çünkü ikimizin de gittiği yer aynı."

"Ne? Nasıl?"

Seokjin, poşetleri sol eline alıp Taehyung'a doğru elini uzattığında, şevkatle onun toprak gözlerine bakmaya başlamıştı.

"Önce tanışmak ister misin? Adım Seokjin. Kim Seokjin."

"Ben de... Kim Taehyung. Ama ben, neden aynı yere gittiğimizi bir türlü anlayamadım? Ben yurda gideceğim."

"Benimde orada arkadaşlarım var, o yüzden seninle geleceğim. Çarpışıp canını yaktığım için peşinden gelip yardım etmek istedim."

"Anladım... O zaman bir an önce gidelim. Bu arada canımı yakmadınız."

MARKETÇİ'NİN OĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin