MARKETÇİ'NİN OĞLU

7

Taehyung, bugün Jimin'i seven kız ile beraber yapmış oldukları planı gerçekleştirecekti. Ama çok gergin hissediyordu. Çünkü Jimin'e haber vermeden bir işe kalkıştığı için, onun kendisine kızmasından korkuyordu.

Taehyung ve Hoseok, okuldaki dersleri bittikten sonra yurda gelmişti. Odalarında, birazdan elinde çiçek buketi tutarak gelecek kızı bekliyorlardı...

Pencereden baktıkları sırada, kaldırımdan yürüyerek gelen kızı gördükleri için, Taehyung hemen Jimin'i aramış ve aşağıda buluşmaları gerektiğini söylemişti.

Kız ile birlikte aşağıda bekleyen Taehyung, Jimin'i gördüğüne sevinerek gülümsemişti. Ama Jimin'in yüz ifadesine baktığında ise sanki kendisine öfkeyle baktığını görmüştü.

"Jimin... Ben seni sev-"

Taehyung, kızın konuşmasına fırsat bile vermeden konuşan Jimin'i gördüğünde, şaşkınlıkla bakıp kalmıştı.

"Taehyung bu kızın yanında ne işin var?"

"Sana bir şey söylemek istiyormuş, o yüzden yanındayım."

"Ben onun ne demek istediğini zaten biliyorum Taehyung. Geçen seneden beri bana aynı masalı anlatıyor!"

Taehyung, Jimin'in sinirden kızarmış olan kulaklarını gördüğü için endişeyle konuşmaya başlamıştı.

"Jimin çok sinirlisin, biraz sakin ol."

"Taehyung... BENİ DELİRTME TAEHYUNG! BEN BU KIZI SEVMİYORUM. KENDİSİ İLE ÖNCEDEN SEVGİLİYDİM, AMA BENİ ALDATTI. ŞİMDİ DE SENİ KULLANIYOR!"

"Doğru mu bu?"

Taehyung, yanındaki kıza dönerek sinirli bir şekilde sorusunu yönelttiğinde, aynı zamanda sakin kalmak için kendisini telkin ediyordu.

"Hayır, doğru falan değil. Ben zaten seni seviyorum. Al bak bunları da senin için getirmiştim."

Jimin'in çok öfkelendiğini fark eden kız, korkusundan bu sefer de Taehyung'a dönerek konuşmuş ve yalana baş vurmuştu. Fakat Taehyung sorduğu soruya saniyesinde pişman olmuş ve şok içinde bir Jimin'e, bir de kıza bakıp kalmıştı.

Kız ise, tam elindeki buketle birlikte Taehyung'un koluna girecek gibi olduğu sırada, arkalarından uzanan bir çift kol, kızın elini ittirmiş ve Taehyung'un kolundan tutarak onu kızdan uzaklaştırmıştı.

"Bir daha ona dokunduğunu görürsem... Kız falan demem, dalarım sana! ANLADIN MI?"

"A- Anladım."

Taehyung şok içinde kaldığı sırada, Jimin bu duruma daha fazla tahammül edemediği için ciddi bir şekilde konuşmaya başlamıştı.

"Şimdi daha fazla olay çıkartmadan git."

"Ama Jimin-"

"YETER BE! YETER. Ben seni sevmiyorum anlamıyor musun? İlla bunu bas bas bağırmam mı gerekiyor? SENİ SEVMİYORUM."

"Neden peki?"

"Sana ne!..."

Hala gitmeyen kıza öfkeyle bakan Jimin, gitmesi için ona son bir şey söylemiş ve kızın ağlayarak uzaklaşmasına sebep olmuştu.

"Başkasından hoşlanıyorum... Şimdi git buradan."

Hepsi de giden kızın arkasından bakıp kalmıştı ve Taehyung, az önce yaşadıklarının şokunu bir türlü üzerinden atamıyordu.

"Özür dilerim Jimin.

"Dileme Taehyung... Seni de özrünü de istemiyorum."

"İleri gidiyorsun Jimin!"

Taehyung'un tanımadığı kişi, kaşlarını çatarak Jimin'e doğru bakmaya başlamıştım

"Bana bak Jin hyung, sen de Taehyung ile birlik olup benim üzerime gelme tamam mı? Onun bana neler yaşattığını bilmiyorsun."

Jin denen kişinin, hâlâ daha kolunu tuttuğunu fark eden Taehyung, ona kısa bir bakış attıktan sonra, Seokjin Taehyung'un kolunu tutmayı bırakmıştı.

"Ben sana ne yaşattım Jimin? Benden senelerdir uzak duran sensin! Ben sana ne yaşatmış olabilirim?"

"HOŞLANDIĞIM KIZI ELİMDEN ALDIN TAEHYUNG! ALDIN ONU BENDEN."

Taehyung'da, tıpkı Jimin gibi aldığı karşılıktan sonra bağırmaya başlamıştı.

"BEN KİMSEYİ SENDEN ÇALMADIM! BENDEN BU ZAMAN KADAR KİMSE HOŞLANMADI JİMİN. BUNDAN SONRA DA KİMSE HOŞLANMAYACAK!"

Jimin birkaç saniye duraksamış ve dolmuş olan gözleriyle beraber konuşmaya devam etmişti.

"Hatırlıyorsan eğer... Lise de yanımda bir kız dolanıyordu. Benimle güzel sohbetler edip, geziyordu."

"Evet hatırlıyorum."

"İşte ben ona aşık olmuştum. Ama kız birgün bana gelip, 'ben Taehyung'dan çok hoşlanıyorum, onunla aramı yapar mısın?' dedi. Ben kahroldum Tae... İçimde koca bir fırtına koptu. Kız meğerse beni senin için kullanmış... Bu olaydan sonra sana karşı nefretle doldum. Senden uzak durmamın sebebi buydu..."

Taehyung, dolan gözlerini gizlemeden Jimin'e bakmayı sürdürerek konuşmaya devam etmişti.

"Yapmadığım bir şey için senden tekrar özür dilerim Jimin. Ama ben bunların olduğunu bilmiyordum. Benden şuan hoşlanan birisi olsa ve sen ondan hoşlansan, gider o kişiyle beni sevmemesi için konuşurum Jimin. Ama artık çok geç... Özür dilerim. Benden yine nefret edeceksen et, ama bana hiçbir bok anlatmayıp, beni o kızla iş birliği yapmaya iten de sensin... Bunu unutma."

Kalbi kırılan Taehyung, göz yaşları içinde odasına doğru gitmeye çalışıyordu. Kapıyı açıp kendisini içeriye attığı anda Hoseok'a sarılıp ağlamaya başlamıştı.

"Hyung, ben neden hiçbir şeyi doğru yapamıyorum?"

Şaşkınlık içinde kalmış olan Hoseok ise, küçük kardeşini kollarının arasına almış ve neler olup bittiğini anlamak için konuşmaya başlamıştı.

"Taehyung ne oldu?"

"Hyung yine her şeyi berbat ettim. Ben hiç iyi bir kuzen değilim."

"Taehyung ne olduğunu anlat bana!"

"Hyung, kız meğerse Jimin'in eski sevgilisiymiş. Jimin'i aldatmış, ama ondan vazgeçmemiş. Bu seferde beni kullanmış. Jimin'de bu yüzden çok öfkelendi, bağırıp çağırdı. Onunla konuşup buraya geldim. Ama ben ona değil, kendime kızıyorum. Ona sormadan bir iş yaptım ve sonuçlarına katlanmam gerekiyor. Affetmeyeceğim kendimi hyung. Onu çok üzmüşüm. Özür dilerim Jimin..."

Hyungunun kollarında ağlaya ağlaya konuşan Taehyung'un ağlamaya da dermanı kalmamıştı ve en son sayıkladığı cümleden sonra, uyuya kalmıştı.

"Özür dilerim Jimin..."

Yakışıklı çocuğumu üzdünüz ya, ben size bir şey demiyorum artık. Ah Jiminshi ah! Yapma böyle üzümlü civcivim...

Umarım beğenmişsinizdir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Diğer bölümde görüşürüz. Kendinize iyi bakın. Sizi seviyorum. ❤️👋