Taehyung, arkadaşlarıyla birlikte çok güzel vakit geçirmişti. Hem onlarla oyunlar oynamış, hem de çok güzel sohbetlere dalıp gitmişti ve bu sayede, aslında Seokjin ile ilk defa görüşmediğini, normalde ilk kez markette yüzündeki maske ile konuştuğu kişinin o olduğunu fark etmişti.
Bu aklına geldiğinde ve Seokjin ile her göz göze geldiğinde utansa da, fazla belli etmemeye çalışmıştı.
Seokjin'in evine gitme saati geldiği için herkes ona güzelce sarılıp veda etmişti, geriye bir tek Taehyung kalınca Seokjin ona doğru yaklaşmaya başladığı sırada, Taehyung kendini ondan uzaklaştırıp konuşmaya başlamıştı.
"Dur biz aşağıda vedalaşırız, ben seni geçirsem olur mu?"
Seokjin ilk başta Taehyung'un kendisinden uzak durmasına üzülse de, böyle bir şey diyeceğini tahmin etmediği için sonradan yüzünde güller açmıştı.
Yoongi ve Jungkook, Seokjin'in Taehyung'u sevdiğini bildiği için hiç ses çıkarmadan tamam demişlerdi. Jimin ve Hoseok'da onlara uyarak ortamı bozmamışlardı.
Taehyung ve Seokjin güvenliğin oraya gidip haber verdikten sonra asansör ile aşağı inmişlerdi. Ama bu sürede birbirleriyle hiç konuşmamışlardı.
Binanın dışına kadar çıkan ikili, merdivenlerden indikten sonra birbirlerine bakıp aynı anda konuşmaya başlamışlardı.
"Teşekkür ederim."
"Çok eğlendim."
Birbirlerine bakıp güldüklerinde ise, ikisi de birbirlerinin güzel gülüşlerinde kaybolmuştu.
Seokjin kendine gelip konuştuktan sonra, Taehyung'un hâlâ gülümsediğini fark ettiği için kulaklarının kızarmasına engel olamamıştı.
"Ne için teşekkür ettin?"
"Bilmem... Öyle içimden geldi."
"Asıl ben teşekkür ederim. Her şey için... Çok eğlendim."
"Bende. Bende çok eğlendim."
"O zaman, yarın görüşürüz."
"Görüşür müyüz?"
Taehyung, şaşırdığı için gözlerini büyüterek konuştuktan sonra, Seokjin içinin sıcacık olduğunu hissetmişti. Onun bu sevimli hareketleri karşısında kendinden geçecek dereceye geliyordu.
"Sen de istersen görüşürüz tabi."
"Tamam. Görüşelim o zaman."
İlk adımı Taehyung atıp Seokjin'e sıkıca sarıldıktan sonra, Seokjin'de onun güzel kokusunu içine çekerek karşılık vermişti.
"İyi geceler TaeTae."
"İyi geceler Seokjin~a."
Seokjin, geri geri giderek Taehyung'a el sallarken, hızla atan kalbi ve sıcacık gülümsemesiyle birlikte yurt bahçesinden çıkıp gitmişti.
Bahçeden çıkana kadar Seokjin'i izleyen Taehyung'da, elini kalbine götürürken olduğu yerde gökyüzüne doğru bakarak konuşmaya başlamıştı.
"Çok farklı hissediyorum... Ama bunun sebebi, kesinlikle o."
İçindeki heyecanla beraber binaya geri gidip yukarıya çıktığında, Hoseok ile diğerlerine iyi geceler dilemiş ve soğuk yatağına girip yatmıştı...
Sabah tekrar kalkıp herkesle yemek yedikten sonra da, okul yolunu tutmuştu.
Birkaç saat işlediği dersin ardından, yarım saat mola veren hocası sayesinde kendini bahçeye atmış ve bir ağacın gölgesine oturup müzik dinlemeye başlamıştı.
Elinde tuttuğu hekimlik kitabı ve kapattığı gözleriyle birlikte, tam bir melek gibi görünüyordu...
Deminden beri Yoongi ve Jungkook'u görmek için gelmiş olan Seokjin ise, onu uzaktan izlerken hayallere dalıp gitmişti. Taehyung gibi saf, temiz, insanlara karşı nazik ve sabırlı olan bir insanı hayatında daha önce hiç görmemişti.
Eğer gördüyse bile, sadece Taehyung'a karşı da oğlum diyen babası öyleydi...
Yoongi ve Jungkook'un molaya çıkmasına birkaç dakika kalmıştı. Bu yüzden onlar gelene kadar Taehyung'un yanına gidip beklemek istemişti.
Ona bir oyun yapmak istemiş ve kendi telefonunu bluetooth sayesinde onunkine bağlayarak dinlediği müziğe bakmaya başlamıştı.
Kendi telefonundan onun da dinlemesi için sevdiği müziği açmış ve onu izlemeye devam etmişti.
Müziğin neden değiştiğini anlamayan Taehyung, ilk önce şaşırmış olsa da sevdiği bir şarkı çıktığı için huzurla müziğini dinlemeye devam etmişti.
Bu sayede onun güzel yüzünü izleyen Seokjin, bir kez daha Taehyung'a hayran olduğunu daha iyi anlamıştı...
Seokjin, müzik bitince Taehyung'a seslenerek konuşmaya başlamıştı.
"Beğendin mi?"
Karşısında Seokjin'i gördüğü için şaşırıp kalan Taehyung, onun ne demek istediğini anlamamıştı.
"Neyi?"
"Şarkıyı?"
"Benim dinlediğim şarkıyı sen nereden biliyorsun?"
Seokjin telefonun ekranını açıp, Taehyung'a doğru göstererek konuşmaya başlamıştı.
"Ben açtım... Telefonumu senin telefonuna bağlayıp şarkıyı ben açtım. Oradan biliyorum."
Seokjin'e karşı çok utandığı için, Taehyung'un yüzü kıpkırmızı olmuştu.
"Utandın mı?"
"Yaa! Ama daha çok utanacağım şimdi."
"Olsun kızarmış yanakların böyle çok tatlı oldu. Tam yemelik..."
Bu sefer de dediği şeyin farkına varan Seokjin utanmıştı ve Taehyung'un yüzüne baktıktan sonra gülümsemeye başlamıştı.
"Dersin ne zaman başlayacak?"
"Daha on beş dakikam var."
"Anladım... Aslında sana bir şey sormak istiyorum."
"Evet?"
"Taehyung?... Birlikte vakit geçirmek ister misin? Okuldan sonra?"
"Bilmem ki..."
"Senin okuluna yakın bir park var, istersen oraya gidebiliriz?"
"Aaa! Ben orayı çok sevmiştim. Olur gidelim."
"Tamam o zaman, okul çıkışı orada buluşalım olur mu?"
"Tamam..."
"Görüşürüz TaeTae."
"Görüşürüz Seokjin~a."
Seokjin'in yanından gitmesiyle birlikte, Taehyung'da eşyaların alarak sınıfına gitmişti.
Seokjin ile göz göze gelmek bile onun güzel kalbine fazla gelirken, sohbet edecek olmak kalbinin daha fazla hızlanmasına yol açmıştı...
Güzelliklerine eridim desem...
Nasılsınız? Bölümü nasıl buldunuz?
Umarım beğenmişsinizdir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Diğer bölümde görüşürüz. Kendinize iyi bakın. Sizi seviyorum... ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARKETÇİ'NİN OĞLU
Storie d'amoreDiş Hekimliği okumak için, Daegu'daki ailesini bırakıp Seul'e gelen Kim Taehyung'un hikayesi... |Taejin| Bu kurgu @Taejinaski nın isteği üzerine yazılmıştır. Zor bir dönemden geçtin ve bunu biraz da olsa atlatabilmen için elimden geleni yapacağım...