23

104 11 171
                                    

"Efendim!?"

Şaşkınlık ve heyecan içinde Seokjin'in yüzüne bakıp kalan Taehyung, şu anda Seokjin'in gözüne o kadar sevimli gelmişti ki, sevdiği adamın kızarmış yanaklarını ısırarak öpmek istiyordu.

"Benim sevgilim olur musun?"

"Sen o soruyu öyle sormadın ama?"

"Nasıl sordum?"

"Dediğin şeyi benden duymak için pislik mi yapıyorsun şu anda?"

"Ama sen bu kadar zeki olursan, ben sana pislik de yapamam ki?"

"Zeki beynimi babama borçluyum, sağolsun... Ama şu an konumuz bu değil. KALP KRİZİ GEÇİRECEKTİM SENİN YÜZÜNDEN!"

"ÖYLE MASUM MASUM BAKARSAN EĞER BEN DE SANA BÖYLE SORU SORARIM KİM TAEHYUNG!... SANA ÇOK AŞIĞIM BENİ ANLIYOR MUSUN? BÜTÜN BENLİĞİMİ KENDİNE ÇEKTİN VE BENİ KENDİNE DELİ DİVANE ETTİN... SADECE SENİ İSTİYORUM ANLIYOR MUSUN? SADECE SENİ!"

Seokjin, Taehyung'a olan aşkını bağıra bağıra söylediğinde, biraz da olsa kalbindeki güzel yükten kurtulmuş ve yüreği hafiflemişti.

"A- anladım..."

"Sana kızmadım Taehyung, benden korkma. Sadece biraz kendimi rahatlatmaya ihtiyacım vardı..."

Taehyung, merhamet dolu bakışlarıyla beraber Seokjin'e bakarken, sevdiğine sıkıca sarılmış ve mis kokulu saçlarını öperek kokladıktan sonra, yumuşak boynuna bir öpücük kondurmuştu.

"Seni çok seviyorum Seokjin..."

Ellerini Taehyung'un beline atıp onu daha çok kendine çekerek sarılmasına karşılık veren Seokjin, Taehyung'un cennet bahçesi gibi kokan güzel saçlarının arasında kaybolup gitmişti.

"Yapma Taehyung... Güzelliğine kapılıp gidiyorum."

Sevdiğine sarılmaya devam eden Seokjin, onun kokusunu bütün ciğerlerinde hissederken kalbinin dinlendiğini, içinin ferahladığını hissetmişti.

"Ben de seni çok seviyorum Taehyung... Artık gidelim mi?"

Taehyung, bu soru karşısında şaşkınlığa uğradığı için, sevdiğinin kara gözlerine merakla bakarak konuşmaya başlamıştı.

"Benden çok mu sıkıldın?"

"Yok senden nasıl sıkılırım meleğim? Anneni görmek istiyorsundur diye düşündüm. Ondan dedim."

"Evet istiyorum... Ama seni de istiyorum."

Seokjin, hafif bir gülüş sergiledikten sonra Taehyung'u saçlarından öperek bırakmış ve ikisi birlikte etrafı toparlamaya başlamıştı.

İşlerini bitirip piknik sepetini yerde bırakan Taehyung, babasını arayıp kendilerini almaya gelebileceğini haber vermişti.

Tekrardan, manzarasından etkilendikleri gölün etrafında sessiz bir yer bulduktan sonra, Namjoon'u beklemek için orada oturmaya başlamışlardı.

Deminden beri göle doğru bakan Seokjin'i izleyen Taehyung, aklına gelen soruyla birlikte konuşmaya başlamıştı.

"Seokjin?... Polis olduktan sonra, nereye tayin olacaksın?"

"Sen, Seul'de okuduğun sürece orada olacağım."

"Polis olmak çok zor Seokjin... Gece gündüz çalışıyor olacaksın. Eve ne zaman gelip gittiğin belli olmayacak. Çok yorulacaksın."

"Olsun Meleğim... Yıllardır bu işi yapmak istemiştim. O yüzden pişman değilim. Ama dediğin gibi, gecem gündüzüm belli olmayacak. Bu yüzden seni görme zamanımda kısıtlı olacak."

MARKETÇİ'NİN OĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin