Okulun açılmasıyla birlikte ilk haftasını tamamlayan Taehyung, bu hafta sonunu Seul'de geçirmeye karar verdiği için, ailesini bilgilendirip eve gitmeyeceğini söylemişti.
Biraz kafa dinlemek, huzurlu bir şekilde bilmediği yerleri gezmek ve eğlenmek için can atıyordu.
Tabi Hoseok hyunguyla arası biraz bozuktu. Çünkü Yoongi ile kendisini aynı odaya kilitleyip gittiği için, Hoseok kızgınlığını hala üzerinden atamamıştı ve bu yüzden Taehyung'a karşı tripli davranıyordu.
Taehyung ise kendisine böyle davranan Hoseok'u çok sevimli buluyordu. Hiç olmamış abisi yerine koymuştu onu ve küçük kardeşine böyle davranması, onun sanki gerçek abisi gibi görünmesini sağlıyordu.
Bu yüzden kendisine böyle davranmasına kızmıyordu. Aksine, abisini kızdırmak, onunla uğraşmak hoşuna gidiyordu.
"Hyung markete gideceğim, istediğin bir şey var mı?"
"Bana sprite alırsan eğer, bugün fazla kötü davranmayabilirim."
"Almıyorum o zaman."
"KİM TAEHYUNG!"
Hoseok'un tepkisine kahkahalarla gülerken, zar zor konuşmaya devam etmişti.
"HAHAHAHA! Şaka yaptım hyung, sakin ol biraz."
"Zaten hala şokumu atlatamamışım, bir de sen benim üzerime gelip beni delirtme Taehyung!"
Taehyung imayla Hoseok'a baktıktan sonra, onunla biraz daha uğraşmak istemişti.
"Ne o? Yoongi hyung sana, 'seni seviyorum.' deyince bir bayılmadığın kalmış?"
"S- sinirden olmuştu, bir kere tamam mı?"
"Aynen hyung. Yemiş gibi yapayım..."
"Sana da bir oğlan gelip, 'seni seviyorum.' desin de, ben seni o zaman göreceğim. Öğrendiğim zaman da, 'bir de bayıl istersen Taehyung.' diyeceğim. Görürsün sen!"
"Tamam hyung. Bunu bana diyen biri olursa eğer bayılmadan önce, 'Hoseok hyung bana böyle demişti.' derim."
"ULAN HER BOKA BİR CEVABIN VAR! GİDİYORSAN GİT ARTIK ELİMDE KALACAK-... Adamı bununla da tehdit edemiyorum ki. Dövüş dersi almış bana bir koysa uçarım zaten... Neyse Taehyung, yürü git hadi!"
Hyungunun ani duygu değişimleri yüzünden sürekli gülen Taehyung, kendisine uğraşacak bir insan bulduğu için çok seviniyordu.
Odadan çıkmış, marketin yolunu tutarken arkasından gelen ayak sesleri ve kendisine seslenen kişi yüzünden durup arkasına dönmek zorunda kalmıştı.
"Taehyung! Nereye gidiyorsun?"
"Markete gidiyorum Jimin."
"Öyle mi? Bende seninle gelebilir miyim?"
"Tamam gel gidelim."
Birlikte sohbet ederek markete geldikleri zaman, Taehyung kasa da kimsenin olmadığını gördüğü için şaşırmıştı. Ama o yaşlı amcanın yine arka taraftan çıkıp geleceğini bildiği için, rahatça alış verişini yapmaya devam ediyordu.
"Taehyung, ben alacağımı aldım. Kasaya gidiyorum."
"Tamam, ben de hemen Hoseok hyunga sprite alıp geliyorum."
Kasa da kimseyi göremeyen Jimin, içeriye doğru seslendiğinde arka taraftan birisi çıkıp gelmişti. Jimin aldıklarını okuturken, Taehyung ise sonunda yerini bulduğu sprite sepetine koyduktan sonra, Jimin'in yanına doğru gitmeye başlamıştı.
Ama kasada yaşlı amcayı değil de, genç bir delikanlıyı görmeyi beklemiyordu.
Üzerine giydiği siyah renk boğazlı uzun kollusu ve yüzüne taktığı siyah maskesiyle, gözlerini kapatan yeni uzamaya başlamış kıvırcık saçlarıyla birlikte kendi gözlerine baktıktan sonra gözlerini kaçıran bu kişi, oldukça dikkatini çekmişti.
Yavaş yavaş kasaya doğru geldiği zaman, Jimin elindeki sigarayı göstererek Taehyung'a dışarıda olacağını belirtmişti.
Karşısındaki kişi, kesinlikle hiç kimseyle muhattap olmayacak birisine benziyor olsa da, şansını denemekten zarar gelmeyeceğini düşünerek konuşmaya başlamıştı.
"Şey... Bir şey sorabilir miyim?"
"Tabi buyrun?"
"Burada yaşlı bir amca duruyordu da, kendisini göremeyince merak ettim."
"Babam bugün evde dinleniyor, onun yerine ben bakıyorum."
Karşısındaki genç delikanlının dedikleriyle beraber, oldukça şaşıran Taehyung'un gözleri kocaman olmuştu.
"O tatlı amca sizin babanız mı?"
"Evet... O tatlı amca benim babam."
"Kendisi rahatsız mı?"
"Yok hayır. Sadece bugün evde kalmak istedi. O yüzden gelmedi."
"Anladım... Bir şeyi olmamasına çok sevindim."
Kısa olan konuşmaları bittiğinde, Taehyung parasını ödeyip elindeki poşetlerle birlikte gideceği sırada durmuş ve deminden beri kendisine hırıltılı bir sesle konuşan adama doğru dönerek tekrar konuşmaya başlamıştı.
"Sesinizden ve giydiğiniz kıyafetten hasta olduğunuzu fark ettim. Kendinize marketteki bitkisel çaylarla bir karışım yapıp için. Boğazlarınıza iyi gelir. Mevsim geçişlerinde hasta olmanız normal, yakında ben de olacak gibi hissediyorum. Kendinizi sıcak tutmaya bakın... Babanıza da sevgilerimi iletin lütfen."
Taehyung, konuşması bittikten sonra arkasına dönerek marketten çıkmıştı. Ardında kalan bu maskeli adam ise, sadece en içten gülümsemesiyle beraber şaşkın şaşkın onun arkasından bakıp kalmıştı...
Gün geçtikçe kendine daha çok hayran bırakıyorsun Taehyung... (Genel anlamda da öyle.)
Bölümü nasıl buldunuz? Birbirleriyle doğru dürüst bir şekilde ilk konuşmalarıydı... Galiba ağlayacağım.
Umarım beğenmişsinizdir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Diğer bölümde görüşürüz. Kendinize iyi bakın. Sizi seviyorum... ❤️
![](https://img.wattpad.com/cover/334357140-288-k954534.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARKETÇİ'NİN OĞLU
Roman d'amourDiş Hekimliği okumak için, Daegu'daki ailesini bırakıp Seul'e gelen Kim Taehyung'un hikayesi... |Taejin| Bu kurgu @Taejinaski nın isteği üzerine yazılmıştır. Zor bir dönemden geçtin ve bunu biraz da olsa atlatabilmen için elimden geleni yapacağım...