Bugünün cumartesi olması ikisi için de çok iyi olmuştu. Saat öğlene yaklaşırken hâlâ uyuyan ikiliden, ilk gözlerini açan kişi Taehyung'du.
Tülü çekili olan perdeden içeriye doğru giren güneş ışıklarıyla birlikte uyanan Taehyung, belinde hissettiği ağırlıkla birlikte arkasına dönerek baktığında, karşısında bütün masumiyeti ile uyuyan Seokjin'i gördüğü için gülümsemeden edememişti.
Bir an karşısında güzel bir meleğin uyuduğunu zannetmişti... Dünya'da ki hiçbir şeyin ondan daha güzel ve değerli olmadığını düşünmüştü.
'Seokjin iyi ki uyuyor.' demişti içinden. Çünkü alev alev yanan yanaklarını görse, karşısında kahkahalarla güleceğinden emindi.
Taehyung bu sefer sevdiği adama daha fazla sokulmuş ve onun nefes alış verişlerini dinlemeye başlamıştı.
Kapattığı gözleriyle birlikte huzur içinde yatarken, Seokjin'in konuşmasını duyduktan sonra şaşırıp kalmıştı.
"O kadar masumsun ki Taehyung... Seni sadece kendime saklamak istiyorum. Huzur içinde her akşam seninle birlikte uyumak ve sabaha seninle birlikte gülerek gözlerimi açmak istiyorum."
Taehyung, Seokjin'in kendisine sarf ettiği sözlerden sonra, önce saçlarında ve sonra yanağında hissettiği öpücük ile birlikte nefesini tutmak zorunda kalmıştı.
Seokjin'in yanından kalktığını anladığında ise, kapalı gözleriyle beraber yavaşça hareket ederek elini kalbine götürmüştü.
Lavabonun kapısının açılıp kapanma sesini duyar duymaz gözlerini açmış ve oturma pozisyonuna gelmişti.
"Bu kadar güzel konuşuyor olması yüzünden birgün kalpten gideceğim..."
Komodinin üzerindeki su şişesine uzanıp, yarım şişe suyu bir dikişte içmeye başlamıştı.
"Oh! Günaydın."
Seokjin'i karşısında görmesiyle birlikte, yutkunamadığı su boğazına kaçarken küçük bir öksürük krizine girmişti.
"Yukarı bak Taehyung."
Seokjin'in dediğini yapan Taehyung, en sonunda rahatlayınca, yanına oturan Seokjin'e bakarak konuşmaya başlamıştı.
"Sabah sabah boğluyordum."
"İyi misin? Neden birden böyle oldun? Bak, yanaklarında kızarmış."
"Ah! Bilmiyorum. Ama şimdi daha iyiyim."
Odanın kapısı yavaşça açıldığı sırada, içeriye giren Namjoon ile birlikte ona doğru dönüp bakan ikilinin bütün dikkati, Namjoon'un konuşmasıyla birlikte oraya yönelmişti.
"Günaydın çocuklar. Uyanmanıza sevindim. Hadi kahvaltı hazır, yemeğe gelin."
"Tamam baba."
Namjoon kapıyı kapatıp odadan çıktıktan sonra, tekrar baş başa kalan ikili, yatak örtüsünü düzelterek aşağıya inmeye başlamışlardı.
Herkes yemek sofrasına oturduğu zaman, güzelce sohbet ederek yemeklerini yemeye başlamışlardı.
"Bugün gezmek istediğiniz bir yer var mı oğlum?"
"Ne gezmesi efendim?"
"Seokjin, unutmuş olamazsın değil mi? Bugün, Taehyung ile birlikte gezecektiniz oğlum?"
"Benim o tamamen kafamdan çıkmış efendim. Ama Taehyung'da isterse eğer gezebiliriz."
Namjoon, Taehyung Seokjin'i onaylasın diye, oğlunun yüzüne dik dik bakmaya başlamıştı.
Babasının kendisine olan bakışlarını komik bulan Taehyung ise, yandan yandan güldükten sonra, ciddi bir ifadeyle konuşmaya başlamıştı.
"Olur bence... Ama babam da izin verirse eğer, bizim hep piknik yapmaya gittiğimiz bir yer var. Oraya gitmek ister misin?"
"Olur gidelim."
"Ben size malzeme de hazırlarım çocuklar. Güzelce vakit geçirirsiniz."
"Hiç zahmet etme hala."
"Olur mu canım? Elime yapışmaz sonuçta."
"Peki halacım, çok sağol."
"Ben de sizi oraya götürür bırakırım oğlum. Dönmek istediğiniz zaman da beni ararsınız, sizi gelip alırım."
"Sağolun efendim."
Herkes güzelce kahvaltısını ettikten sonra, Taehyung ve Seokjin bahçeye çıkarak sohbet etmeye başlamıştı.
"Gideceğimiz yer nasıl Taehyung?"
"Tam böyle dağ havası alınacak tertemiz bir havası var ve ortasında güzel bir göl var. Etrafı da piknik alanı yapmışlar. Ama her yer çok temiz."
"Şimdiden merak ettim."
Gökyüzüne bakmaya devam eden Taehyung, aklına gelen şeyle beraber konuşmaya başlamıştı.
"Bu arada, sen annen ile konuştun mu Seokjin?"
"Onu arayıp dün gece burada kalacağımı söylemiştim zaten, ama bu sabah aramadım. Çünkü bugün seninle gezeceğimi biliyordu."
"Anladım..."
"Çocuklar!? sepetinizi hazırladım."
Bayan Park, bahçeye gelip Taehyung ve Seokjin'e seslendiğinde, hazırladığı piknik sepetini ikisinin arasına koyup, onlarla vedalaştıktan sonra içeriye gitmişti.
"Hazır mısınız çocuklar?"
"Hazırız baba."
Evden çıkan Namjoon'da, Taehyung ve Seokjin ile birlikte arabaya bindikten sonra, onları her zamanki piknik alanına götürmek için yola koyulmuştu.
Yola çıkıldığından beri kimse tek bir kelime edip konuşmamıştı. Ama Taehyung daha fazla kendini tutamamış ve aklındaki soruyu sormaya karar vermişti.
"Bugün annemi görmeye gidecek misin baba?"
"Daha karar vermedim oğlum."
"Gidersen eğer, ona bunu verir misin?"
Taehyung elindeki katlanmış kağıdı babasına uzattıktan sonra, arkasına yaslanarak konuşmaya devam etmişti.
"İçimden geçen şeyleri yazmıştım dün gece. Belki beni dinlemese de, okur diye düşündüm."
"Peki oğlum, gidip vereceğim sen merak etme. Bugün güzel vakit geçirmeye bakın. Bizi düşünme."
"Denerim..."
Taehyung tekrar camdan dışarıya doğru bakarken, yanlış bir şey yaptığını düşünerek Seokjin'e doğru bakmaya başlamıştı.
Çünkü en güzel manzarası uzaklarda değil, tam da yanı başındaydı...
Dakikalarca Seokjin'in uzun kıvırcık saçlarını izlemiş ve içten içe o güzel saçlara dokunmak istemişti.
Kendi kendine kızaran yanaklarını fark ettiğinde ise, tekrar başını dışarıya doğru çevirip bakmaya başlamıştı.
Bu sefer de Taehyung'un yaptığını yapan Seokjin, dakikalarca yanı başındaki yumuşak saçları izlerken, kalbinin deli gibi çarpıyor olmasına engel olamıyordu.
Ama onu bu denli heyecanlandıran o güzel kalpli insanın yanı başında olduğunu bilmek de, kendisine sadece huzur veriyordu.
"Az kaldı çocuklar..."
Namjoon'un konuşması ile baş başa vakit geçireceğini bilen ikili daha fazla heyecanlansa da, gülümseyerek birbirlerine bakmış ve bu güzel yolculuğun bir an önce bitmesini beklemeye başlamışlardı...
Yolculuk bir bitsin de, aklımdaki şeyi yazıp kalp krizi geçireyim...
Umarım beğenmişsinizdir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Diğer bölümde görüşürüz. Kendinize iyi bakın. Sizi seviyorum. ❤️👋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARKETÇİ'NİN OĞLU
RomanceDiş Hekimliği okumak için, Daegu'daki ailesini bırakıp Seul'e gelen Kim Taehyung'un hikayesi... |Taejin| Bu kurgu @Taejinaski nın isteği üzerine yazılmıştır. Zor bir dönemden geçtin ve bunu biraz da olsa atlatabilmen için elimden geleni yapacağım...