2

285 33 45
                                    

Taehyung elindeki poşetlerle birlikte yurda gelip odasına girdikten sonra, Hoseok hyungunu oda da bulamayınca şaşırmıştı. Ama birazdan tekrar geleceğini düşündüğü için fazla önemsememiş ve aldıklarını küçük mini buzdolabına yerleştirmeye başlamıştı.

Taehyung, odasının kapısı hızla açıldığında biraz korksa da, gelen kişinin Hoseok hyungu olduğunu gördüğü için bir şey dememişti. Ama Hoseok'un yüz ifadesinden çok sinirli olduğunu fark etmişti.

"Sırf şu iki davarın oyun oynarken bağırma seslerini duymayayım diye kat değiştirdim. APTAL MÜDÜR YİNE BUNLARI DİBİME KOYMUŞ!"

"Ne oldu?"

"Ne olacak! çaprazımız da bulunan odadaki DAVARLAR, her zamanki gibi ses yapıyordu. Ben de gidip düzgün bir dille uyardım."

"Bu halinden nasıl düzgün bir dil kullandığını bilmek bile istemiyorum hyung."

"Ama haklıyım Taehyung. Ben onlardan kaçtıkça, onlar benim dibim de bitiyor. Üç senedir bunların bağırışlarını çekiyorum ben. Uykularında gidip boğacağım en sonunda, o olacak yani!"

"Tamam hyung sinirlenme."

"Sen resmi konuşma düzeyini aşmışsın galiba?"

"Beni de uykumda boğma diye aşmak zorunda kaldım hyung."

Hoseok'un tiz kahkahası bütün odaya yayıldığı zaman, Taehyung'da gülmeden edememişti.

"HAHAHAHA! Ya deli. Seni değil onları boğacağım ben."

"Aç karna adam boğulmaz hyung, ramen yemek ister misin? Marketten sana da almıştım."

"Ah! Çok düşüncelisin Taehyung, teşekkür ederim. Yerim tabi ki."

"Tamam hyung sen paketleri aç, ben de kettle'a (ketıl) su koyayım."

Su koymak için etrafına bakınan Taehyung'un tek eksik şeyi kettle'dı. Onu da asansörün olduğu kısımda kendine ait dolabında unuttuğunu fark ettiği için, Hoseok'a hemen geleceğini haber verdikten sonra odadan çıkmıştı.

Tekrar koridorda giderken, çaprazlarındaki kapısı aralık olan odadan gelen konuşma seslerine kulak misafiri olmuştu.

"Oğlum ben size, 'ya şu oyunu oynamayın, oynuyorsanız da bağırışıp durmayın demedim mi?' Yine Hoseok'u delirtmişsiniz."

"Ama hyung ben bir şey yapmıyorum ki! Yoongi hyung kendini çok kaptırdığı için bana da bağırıyor zaten."

"Jungkook kapa çeneni. Zaten yine laf yedim sindiremiyorum, şimdi seni sindireceğim. Beni daha fazla delirtme!"

"Peki..."

"Ah Yoongi~i... Ben sizinle ne yapacağım böyle? Biriniz yirmi iki, biriniz yirmi üç yaşında kocaman adamlarsınız. Çocuk gibi didişip durmasanıza!"

"Tamam hyung. Kusura bakma."

"Ben artık gideyim çocuklar. Bir şey olduğunda arayın yine, gelirim ben."

Kapı aralığından gelen ayak seslerini duyan Taehyung, yakalanacağım korkusuyla panik yaptığı için koşa koşa kendini koridora atmıştı.

Koridordaki dolabını önüne geldiğinde ise kitaplarının arkasında kalan kettle yüzünden kendi kendine söylenmeye başlamıştı.

"Off baba! Sana dedim o kadar, şu kettel'ı kitapların arkasına koyma diye!"

Taehyung'u yurda yerleştirmeye gelen ailesi, oğulları ilk günden zorlanmasın diye ona yardım etmek için, bazı eşyalarını ona sormadan yerleştirmişti. Ama Taehyung şimdi de kendi eşyasını kendisi yerleştiremediği için söylenip duruyordu.

En sonunda zor da olsa almayı başardığı kettle ile tekrar odasına dönecekken, gezinmek için dışarıya çıkarken gördüğü adamı, asansörün kapısı kapanmadan önce tekrar görmüştü.

Ama hâlâ şapkası yüzünden yüzü görünmüyordu...

Hoseok'u bekletmemek için tekrar odasına gitmeye başladığı sırada, yine kapısı ardına kadar açık olan odadaki kişileri görmüştü ve bu sefer onlarla konuşmaya karar vermişti.

Açık olan kapıyı içerideki kişilere ayıp olmasın diye üç kere tıklattıktan sonra yavaşça odaya adımlamıştı.

"Buyrun?"

"Pardon. Az önce size kulak misafiri oldum da... Ben Hoseok hyungun oda arkadaşıyım. Size ses yaptığınız için biraz sinirlenmiş, ben de bunu yeni öğrendim ve onu sakinleştirdim. Şu an bir sorun yok. Ben sese alışkın bir insanım, ama onun alışkın olmadığı belli. Sizden ricam onu rahatsız etmemeniz..."

Taehyung, kısık gözleriyle beraber kendisine bakan iki genç yüzünden biraz tedirgin olmuştu.

"Adın ne senin?"

"Kim Taehyung."

"Pekala Kim Taehyung, gelip söylediğin için teşekkür ederim. Ama sende o Hoseok'a söyle, bildiğim şeyleri gelip gelip anlatmasın. Üç senedir ne bok olduğumu kendim de biliyorum ve bunu ondan duymaktan çok sıkıldım. Sessiz olmaya çalışacağım... Ona da böyle söylersin."

"Ah peki! Teşekkür ederim, iyi geceler."

Taehyung odadan çıktıktan sonra kendisine söylenenleri Hoseok'a ulaştırmak için hızla odasına giderken, aralık bıraktığı kapıdan duyduğu şeyler küçük bir şok yaşamasına sebep olmuştu.

"Yoongi hyung, çocuk tam Jin hyungun tipi değil mi ama?"









Jk bildiğimiz şeyleri söylüyorsun evladım... AMA HEYECAN YAPMAMAK MÜMKÜN DEĞİL. OANSVSJANVSKW

Her şeyi geçtim... 19 yaşında bir insan olarak on dokuz senedir kettle'ın yazımını bilmiyormuşum... GİDİP İNTERNETTEN BAKTIM YA! OWNSBDHJWNWBDH Neyse cahilliğime veriyor, konuyu kapatıyorum. (Ama hala kettle olarak değil de, ketıl diye yazasım var. 😁)

Umarım beğenmişsinizdir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Diğer bölümde görüşürüz. Kendinize iyi bakın. Sizi seviyorum... ❤️

MARKETÇİ'NİN OĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin