1.BÖLÜM

2.2K 328 145
                                    

Giriş
Büyüdükçe her şeyin daha kolay olacağını düşünürdüm, hatta yetişkinlerin gereksiz yere hayıflanıp durmalarına anlam veremez, bir an önce yeni yaşıma girmek için gün sayardım. Şimdi anlıyorum ki aslında zor olan büyümek değildi, hayatın bize verdiği yüklerin büyümesiydi. Artan sorumluluklar, ödevler, rakipler ve en önemlisi yaşam mücadelesi.

İnsan hayatla hep bir yarış içindeydi, oysa kimse bize onunla ilerlemeyi öğretmiyordu. Ondan nefret ediyor, istediğimizi vermediğinde isyan ediyorduk. Yaşamak için mücadele verirken yaşamayı unutuyorduk.

Bize vermek istediği bir mesaj vardı belki de, bu amaçsız yarışa bir son verip durmamızı istiyor olabilirdi. Durup kendimize bakmamızı, aslında önemli olanın ne olduğunu görmemizi istiyordu. Daha kendi kabuğumuzdan çıkamıyorken nasıl ilerleyebilirdik ki?

Büyükannem bana hep şöyle derdi "Her şeyin yitip gideceği bu hayatta duygular daima varlığını sürdürecek." Çünkü ona göre fiziksel olmayan bir şey yok da olamazdı.

O göçüp gittikten sonra yetişkinlerle olan bağlarım da zayıflamıştı. Tek çocuk olduğum halde annem ve babam beni şımartarak büyütmemişlerdi aksine kendi ayaklarımın üzerinde durmam için okula giderken diğer yandan bana bir iş bile bulmuşlardı. İyi insanlardı ancak aramızda bilmediğim bir soğukluk vardı, birbirimize duygularımızı göstermiyorduk.

Belki de başıma gelen bu olay varlığından haberim dahi olmayan bu duyguları doruklarına kadar hissetmemi sağlayacaktı ve buna neden olan o kişiyi ölene dek unutmayacaktım.

Belki de ölümden sonrasında bile...

1.Bölüm

Çalışmak, okula gitmek ve uyumak. Hayatım sadece bu üçlemeden ibaretti. Başlarda bu düzene isyan eden bedenim bile artık bu rutine alışmış adeta programlanmış bir robota dönüşmüştüm. Aslında ben yaşıyormuş gibi yapıyordum evet o kısacık görünen "muş" ekiydi bütün bunlara sebep olan. İnanın bu sorularıma ben bile net bir cevap veremem ama kesin bildiğim bir şey var o gün o tuhaf mesajı aldığımda bütün kaderim değişecekti.
**

Tüm ülkeyi beyaz bir örtü sarıp sarmalarken İzmir'de bir kar tanesi bile göremezdiniz. Babamın dediğine göre burası yağmur severlerin şehriymiş. Kendisi ne kadar ıslanmaktan hazmedemese de ben Üniversiteyi burada kazanınca ailecek taşınmaya karar vermiştik. İçeri girmek istercesine pencereme çarpan su birikintilerini izlemeye daldım. Damlalar tepeden aşağı akıyor, daha sonra kavuşan çiftler gibi birleşip zemindeki göle doluyorlardı. Evde olmama rağmen soğuk parmaklarıma işlemişti, kendimi ısıtmak için güzel bir kahve yapmaya karar verdim. Yağmur ve kahve, bu ikiliye asla hayır diyemem. Ocaktaki suyun kaynama sesi eşliğinde cebimdeki telefonumun bildirim sesini duydum. Evde kimse olmamasından dolayı cılız ses istemsizce irkilmeme neden oldu. Gelen mesaja hızlıca göz ucuyla baktım, bilinmeyen numaraydı.

"Ucunda ölüm olacağını bilseydin bu mesaja cevap verir miydin?"

-Kimsiniz?

"Sorusuna cevap almak isteyen biri."
-Numaramı nereden buldunuz?

"Numara bunun için vardır değil mi?"

-Nasıl yani, ne için?

"Konuşmak için."

-Sizi tanımıyorum her kimseniz şaka kaldıracak durumda değilim ve işlerim var.

"Hala soruma cevap alamadım?"

-Cevap verdiğime göre yanıtlamış oldum.

"Ucunda ölüm olduğu için mi cevapladın yoksa merak mıydı?"

-Saçma bir mesajın ucu neden ölüme bağlansın? Mantıksız.

"İnanmaman için bir sebep yok."

-İnanmak içinde geçerli bir sebep göremiyorum.

"Yanıt verdiğine göre fazla meşgul değilsin."

-Şimdi cevaplama sırası sende. Kimsin?

"Belki de tanımak isteyeceğin en son kişiyim."

Aldığım bu tuhaf mesaj bir tür şaka olmalıydı, yine de bütün gün beni rahatsız etmişti. Üstünde fazla durmadım ve cevap yazmadım. Bu aralar okuldan sonra çalışmak yeterince yorucuydu, bu tarz şeylere vakit ayıramazdım. Telefon şakasına maruz kalanları çok duyardım ama benim de başıma geleceği aklımın ucundan geçmemişti. Bir süre sonra sıkılıp başka birine yazacağına eminim, insanlar eğlenmek için bin bir türlü yol deniyor çünkü. Eğlence demişken bu terimi unutalı uzun zaman olmuştu. Yaşadığım en büyük aksiyon, işe giderken sokakta bir et parçası için kavga eden iki kedi görmekten ibaretti.

 Yaşadığım en büyük aksiyon, işe giderken sokakta bir et parçası için kavga eden iki kedi görmekten ibaretti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mars'ın GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin