43.BÖLÜM

565 134 20
                                    

43.Bölüm Davetsiz misafir

Daha önce burada kim kaldı, kim yaşadı, neden terk etti, erkek miydi, kadın mıydı, ne tür kaçamaklar yaşadı, tatil yapmaya mı yoksa adam öldürmeye mi geliyordu? Hiç bilmesem de Aslı'yı görmektense ürkütücü bir hayalet görmeyi yeğlerdim. Ona dik dik bakan Gölge kaşlarını iyice çattı.

- Gelip kaçırdığın mahkûm ne durumda diye görmek mi istedin?

- Yapma Gölge, kusursuz bir plandı. Ayrıca şu saçma isteğin de aradan çıkmış oldu.

Giydiği uzun çizmeler, bilek yerleri tüylü eldivenler ve siyah paltosunun içinde gizli bir ajana benziyordu.

- Kusursuz mu? Mars'ı bir arabanın arkasına atıp getirtmişsin!

Gölge'nin çıkışmasından gaz alarak sesimi yükselttim.

- Evet, beni orada öylece bıraktın!

Yüzündeki yapmacık sırıtışı bundan keyif aldığının kanıtıydı.

- Hadi ama fazla detaylara takılıyorsunuz, bunlara ayıracak vaktim yok. Sen arkadaşını görmüş olsun sen de istediğini elde ettin, oldu bitti.

Eliyle saçlarını arkaya doğru savurdu ve biz daha bir şey diyemeden merdivenleri inerken bağırdı.

- Ayyy, buz gibi burası aşağıda konuşalım!

Gölge'ye doğru kısa bir bakış attım, yüzündeki öfkeyi görebiliyordum ancak bana döndüğünde yerini durağan ifadesi aldı.

- Haklıymışsın Gölge seni kaçıran oymuş.

- Gelmesini beklemiyordum, en azından bize açıklama yapmak zorunda kalacak.

Tuttuğu kemanı koltuk altına sıkıştırdı.

- Hasta olmanı istemem, inelim mi?

- Başka seçeneğimiz var mı?

Eliyle omzuma dokundu ve komutu eşliğinde terk edilmeye alışmış anılarla dolu bu soğuk odadan ayrıldık.

***
Alt kata indiğimizde Aslı ahşap dolapları kurcalıyordu. Daha önce buraya gelmiş gibi bir havası vardı, kim bilir daha kaç kişiyi kaçırmıştı. Bu kadının bilmediğim ürkütücü bir yanı olduğu kesin. Avukattan ziyade ondan korunmak için kendinize avukat tutmak isteyeceğiniz türden birisiydi. Gölge şöminenin yanına doğru bana eşlik etti.

- Ayol öyle kuru kuru oturulur mu? Bugünü kutlamamız gerek!

Son açtığı dolaptan gıcırtılar eşliğinde kırmızı bir şarap şişesi çıkarttı ve ardından onu açması için Gölge'ye doğru uzattı.

- Aslı alkolün sırası mı cidden?

- Ne bu suratlarınız beş karış, özgürlüğünü kutlamalıyız!

- Özgürlük mü? Gölge hala yargılanıyor ve koğuşa götürürlerken onu kaçırdın!

- Teknik olarak benim adamlarım kaçırdı tatlım ben değil. Ayrıca şuanda burada olduğuna göre bu gecenin tadını çıkarmalıyız!

Attığı kahkaha midemi bulandırmıştı, yine de Gölge tek kelime etmeden uzattığı şarap şişesini açmak için elinden aldı.

- Bıçak.

Aslı, yüzündeki pis sırıtış eşliğinde çantasından çıkardığı çakıyı Gölge'ye verdi. İkimizde Gölge'nin hareketlerini izliyorduk, tek hamlede bıçağı açıp tıpayı hızla çıkartınca etrafa birkaç damla şarap sıçradı.

- Mersiii şekerim!

Söylediği kelimeler dudağına sürdüğü mat kırmızı rujla daha da sinir bozucu oluyordu. Şarapları doldurmak için bardak arayışına girdiği zaman Gölge'ye doğru fısıldadım.

Mars'ın GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin