3.BÖLÜM

1.2K 273 27
                                    

Sabahın erken saatlerinde kahvaltı bile etmeden tozlanmış botlarımı giyip evden çıktım. Dünün acısını çıkaran bacaklarım sızlıyor, her adımda canımı daha da yakıyordu. En azından bugün otobüsle gidebilirdim. Durakta yaşlı bir teyze ve oturacak yer bırakmayacak kadar yayılmış pofuduk bir kediden başka kimse yoktu. Soğuk havayı hızlı hızlı solurken yarım saatte bir geçen halk otobüsünü beklemeye başladım. Biraz olsun zihnim boşlukta kaldığı sıra bana yazan numaranın kim olduğunu bilmediğimden merakım iyice kabardı. Daha önce bu tarz bir olay başıma gelmemişti. Cevap verirsem ne kaybedebilirdim ki? Bu yorucu rutinden kurtulmam için bir kapıydı belki de. Daha fazla düşünmedim ve kısa bir mesaj çektim.

"Gece aklıma takıldı, bir ismin vardır herhalde."

Kafamı kaldırdığımda ağzına kadar dolu otobüsü görünce yüzüm ekşidi. Evet, ben bütün hafta boyunca ilk kez binecektim ama insanlar sırf benim için aracı boşaltacak değillerdi ya. İte kaka bir şekilde ortalara doğru ilerledim, o esnada yazdığım mesaja yanıt geldi. Bir elim boşta kalacak şekilde yanımdaki teyzelerin meraklı bakışlarına aldırmadan telefonu açtım.

"Herkes gibi benimde var."

-Paylaşmayı düşünüyor musun? En azından bu soruma cevap ver.

"Her soruna karşılık senden üç cevap alırım ama."

-Yok artık bir de pazarlık mı yapıyorsun?

"Haha, öyle görünüyor."

-Adil değil.

Otobüsten inmek yeniden doğmak gibiydi, tekrar nefes alabildiğime dua ediyorum içerideki koku bir canlıyı bayıltacak seviyede ve gerçek anlamda bir çiçeği anında solduracak türdendi. Şu anonim kişiden yanıt gelmeyince onun suyuna gitmeye karar verdim, en azından iş yerinde uğraşacak bir eğlencem olurdu.

-Tamam, şu saçma teklifini kabul ediyorum.

"Pes ettiğini düşünmüştüm."

-Sen istedin diye değil, içimden öyle geldi. Sorumu biliyorsun, ismin?

"Gölge."

-İsmin mi Gölge yoksa lakap filan mı?

"Bir önemi yok bana öyle hitap edebilirsin."

-Peki, Gölge Bey numara mı nereden bulmuştun?

Gölge - Oyunbozanlık yok, soru sırası bende.

Demek ki konuştuğum kişi bir erkekti.

- Seni engellemediğim için şanslısın.

Gölge - Seninde bir lakaba ihtiyacın var.

- Zaten bir ismim var, henüz sormadın.

Gölge -Mars.

- Mars mı?

Gölge - Evet sana bundan sonra öyle hitap edeceğim.

- İsmimi sormak yerine bana lakap mı takacaksın?

Gölge -Artık rehberimde öyle kayıtlısın Mars.

Tanımadığım biri bana lakap bile takıyor. Her kimse fazla özgüvenli olmalı, Mars mı? Beni ne sanıyor, gezegen mi? Bu kadar kendinden emin olması sinirimi bozmadı diyemeyeceğim gün boyunca bir daha cevap yazmamaya karar verdim.

Küçük bir butik kafede çalışmama rağmen yine de insanlar sizi delirtebiliyor. İyi yanından bakacak olursam okuldan vakit buldukça kendime harçlık çıkarıyordum, en azından patronum şirin tombul bir kadın ve geç kaldığım zaman paramdan kesmiyordu. Kimi kandırıyorum, sınıf arkadaşlarım böyle yerlere gelip deli gibi ailesinin parasını harcarken ben onlara hizmet ediyordum kısacası. Maddi durumu iyi olan aileme her isyan ettiğimde "zamanla alışırsın." demelerinden sıkılmıştım belki de. Zamanla alışırım tabii nede olsa çalışmaya başlayalı bir yıla yakın olmadı. Zamanın yaptığı tek şey artık direnmeye bile gücümüzün kalmamasını sağlayıp bu monoton hayata sizi hapsetmesi oluyor...

 Zamanın yaptığı tek şey artık direnmeye bile gücümüzün kalmamasını sağlayıp bu monoton hayata sizi hapsetmesi oluyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mars'ın GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin